Gerçekleri hapsedemezsiniz!

08 Mart 2020 Pazar

OdaTV Haber Müdürü ve Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu tutuklandı.

Muhabir Hülya Kılınç tutuklandı.

OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan tutuklandı.

OdaTV internet sitesinin tümüne hukuksuz bir şekilde erişim yasağı konuldu.

Şu tuhaf rastlantıya bakın ki 6 Mart 2011’de firari FETÖ savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla OdaTV’ye kurulan kumpas sonucunda tutuklanan Barışlar, tam 9 yıl sonra aynı gün, bir kez daha susturulmak isteniyor. 

Demek ki birilerinin devlet içindeki hesaplaşması bitmemiş...

Demek ki birileri şunu hiç öğrenememiş: Dürüst gazeteciler susturulamaz! 

Terkoğlu’nun mahkemede yaptığı müthiş savunmada dediklerini anlamayanlar tekrar tekrar okusun:

“Gerekirse betona gömüleceğiz, ama bize bir haber bahanesi ile bu tezgâhı kuran çeteye teslim olmayacağız. Gerekirse bir daha güneş yüzü görmeyeceğiz. Yargıyı kendi hesaplarına meze eden yapılanmalar ile mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. 

Bu dava, bu savunma, bu mücadele, beni yoksul bir halk çocuğu olarak alıp bu ülkenin yurttaşlarının arasına yerleştiren bu ülkeye, bu Cumhuriyete benim borcumdur. Bu tezgâhı kuranlar, şunu bilsinler ki emin olun tarih göstermiştir ki hukuku kendi ikballerine aracı yapanlar er ya da geç o hukukun pençesinde can çekişir.”

Gerçekleri yazan dürüst gazeteciler hapse girseler de, orada da gazetecilik yapacaklar; çıkacaklar ve yine gazetecilik yapacaklar.

Çünkü George Orwell’ın dediği gibi, sahtekârlığın egemen olduğu yerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir.

Aydınlanma devrimini içinde yaşatanları susturamazsınız.

Çünkü fikirleri tutuklayamazsınız!

Çünkü gerçekleri hapsedemezsiniz! 

KADINLIK DURUMU VE KADIN YAZARLARIMIZ 

Kültür, sanat ve edebiyat ile ilgili konularda kaliteli bir içerik sunan internet sitesi Kirpi Gibi (kirpigibi.com), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir soruşturma dosyası gönderdi. 

Yazar, gazeteci ve akademisyen kadınlara 5 soru yöneltmişler. Hepsini bu köşeye almak için yerim yok ama bir soruya verdiğim yanıta yer vereceğim. Tüm dosyayı siteden okumanızı öneririm.

***

“Türk toplumunda kadının en önemli sorunu sizce nedir? Kadın yazarlar günümüzde bu sorun / sorunlarla yeterince ilgilenmiş midir? Başarı ya da başarısızlık nedenleri nelerdir?”

Bu konuya da tabii sınıfsal açıdan yaklaşmak gerekiyor. İstanbul’da yalıda yaşayan bir kadın ile bir gecekondu mahallesinde veya Anadolu’nun bir köyünde yaşayan kadının sorunlarının aynı olduğunu düşünmüyorum. Maruz kaldıkları sömürü açısından bakarsak, ekonomik özgürlüğünü elde etmesi engellenen kadınların yaşadığı haksızlık çok daha fazla. 

Ancak genel anlamda erkek egemen toplumun eril baskısı ve erkek şiddeti tüm kadınlar için söz konusu. Türkiye’de kadın haklarında son 18 yılda öylesine büyük bir gerileme oldu ki, bugün kadınlar en temel hak, yani yaşam hakkı için mücadele ediyor. 

AKP döneminde kadına yönelik erkek şiddeti, en büyük sorun olarak öne çıktı. Kadınların her gün erkekler tarafından öldürüldüğü, tecavüz edildiği bir ülkede yaşamanın dayanılmaz ağırlığı altındayız. 

Bu yetmiyormuş gibi, katilleri ve tecavüzcüleri koruyan, çoğunlukla cezasız salan, yargılama sırasındaki “iyi halden” ceza indirimi yapan yani şiddeti adeta teşvik eden bir yargı var. Kadınların en büyük sorunu, erkek şiddeti karşısında devlet tarafından korunmamaları ve adaletin yerini bulmaması!

Bunun yanı sıra, kız çocuklarına yaşatılan korkunç istismarı da belirtmek gerek. Çocuk yaşta erken ya da zorla evlendirme, geri kalmış dinci toplumlarda kadınların hayatını karartan bir şiddettir. 

Düşünün ki bu ülkede hükümet, 15 yaş altı kız çocuklarına karşı işlenen cinsel istismar suçundan hüküm giyen faillere af getirilmesi için TBMM’ye tasarı sundu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları