Kaşıkçı, Suudi Arabistan, ABD ve Yemen

23 Ekim 2018 Salı

Haftalardır siyasi gündemde Kaşıkçı cinayeti var. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda katledilmesi hakkında sürekli analizler yapılıyor.
Herkes merak ediyor; acaba ABD, müttefiki Suudi Arabistan’a yaptırım uygulayacak mı?
Uygular mı?
16 Haziran 2015’te, ABD Başkanlığı için adaylığını Trump Tower’ın lobisinde açıklarken “Suudileri çok seviyorum. Bu binada çok sayıda var!” diyen...
21 Ağustos 2015’te, “Suudiler ve ben çok iyi anlaşıyoruz. Benden daire alıyorlar. 40 milyon, 50 milyon harcıyorlar. Onları sevmemem mi bekleniyor? Onlardan çok hoşlanıyorum” diye itirafta bulunan...
Başkan seçildikten sonra, Mayıs 2017’de, ilk resmi yurtdışı gezisini, diğer ABD başkanlarının aksine, Suudi Arabistan’a yapan....
Suudi kraliyet ailesi ile birlikte kılıç dansı gerçekleştiren...
Riyad’da konuşurken “Ülkenizin etkileyiciliğini ve vatandaşlarınızın kibarlığını hep duymuştum ama kelimeler bu ülkenin görkemini anlatmaya yetmez” diyen....
Suudilerle kişisel çıkar ilişkileri olan Trump, ABD’nin bu ülkeye ciddi bir yaptırım uygulamasına razı olur mu? Suudilerin sattığı petrolü ve ABD’den aldıkları silahları, milyarlarca dolarlık ticareti bir kenara iter mi? Kendisine 12 Ekim 2018’de Kaşıkçı cinayeti sorulduğunda bunun yanıtını verdi zaten:
“Bu durum hiç hoşumuza gitmiyor. Fakat bu ülkede 110 milyar doların harcanmasını durdurmak için karar verilmesi konuşulurken onların 4.5 seçeneği, hatta çok iyi 2 seçeneği olduğunu da biliyorsak, bu benim için kabul edilebilir değil.”
Suudi Arabistan’ın İran’a karşı ABD ile hareket ettiğini de düşünürsek, aralarındaki ilişkide köklü bir değişikliğin yaşanma olasılığı zayıf.

‘Arabia Felix’ cehennemi
Fakat ben konunun Türkiye ve ABD açısından başka bir yönünü merak ediyorum. Suudi Arabistan önderliğindeki Arap koalisyonu, mezhep çatışmasının yaşandığı Yemen’de katliama doymuyor, sivil ölümleri sürekli artıyor. 2000 yıl önce Romalıların “Arabia Felix” (Mutlu Arabistan) adını verdiği Yemen’de bugün insanlık suçu işleniyor.
Geçen yıl 29 Ocak’ta ABD, Yemen’in Şebva iline baskın düzenledi. 30’un üzerinde sivil öldürüldü; çoğu çocuk ve kadındı. Nisan ayında koalisyon, Yemen’in kuzeyinde bir düğünü bombaladı, yine çoğu çocuk en az 20 kişi öldü.
10 Ağustos’ta koalisyon uçakları, Sada ilinde çocukları taşıyan bir otobüsü vurdu. Saldırıda 40’ı çocuk 51 kişi hayatını kay-betti, 56’sı çocuk 79 kişi yaralandı. Vurulan otobüs, bir çarşının ortasındaydı. Ölenler arasında öğretmenler de vardı. Her iki katliamda da ABD yapımı bomba parçaları bulundu.
Mart 2015’te başlayan bombalamalar sonucunda 10 binden fazla insan öldü; 2 milyon insan, yaşadığı yeri terk etti.
2012’de Arap Baharı ile karışan Yemen’de ABD’nin yaptıkları, Afganistan, Irak, Somali ve Suriye’de yaptıklarından farksız. Yemen’de kullanılmak üzere Suudi Arabistan’a silah satan İngiltere de Irak’ta olduğu gibi işin içinde...

Emperyalistler de bedel ödeyecek mi?
Kaşıkçı cinayeti için Suudi Arabistan kuşkusuz bedel ödemeli. Bir ülkenin konsolosluğunda, üst düzey yetkililerin bilgisi olmadan böyle bir cinayet gerçekleşemez. Başkonsolos Muhammed Uteybi, cinayet kanıtı bulununca elini kolunu sallayarak Türkiye’den Riyad’a kaçınca ortalık karıştı. Kaçışı önlemeyen Türkiye’nin şimdi ne yapacağı merak konusu.
AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, “Suç gerçekten böyle ise, bunun çok ciddi hukuki sonuçlarının olması lazım” demiş. Bu olacak mı, AKP ve Trump ne yapacak göreceğiz...
Ama sivillerin öldürülmesinden hareketle ısrarla sorulması gereken sorular var:
Yemen’deki sivil katliamlarına karşı Türkiye’nin ve dünyanın sessizliği sürecek mi? Merkel, Kaşıkçı olayı nedeniyle “Bu koşullarda silah satışı gerçekleşemez” demiş. Yemen’deki katliama ses çıkaracak mı? Ortadoğu’daki sivilleri bombalayan emperyalist devletler hiç bedel ödemeyecek mi?
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları