Laik cumhuriyet, ilelebet payidar kalacak!

27 Ekim 2021 Çarşamba

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticilerinden olduğu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA), “Geleceğin Gençleri” adlı bir toplantı düzenlemiş. Vakıf üyelerinin toplantıdaki yemin törenini gördünüz mü?

Bilal Erdoğan’ın kürsüde olduğu sırada, hep bir ağızdan “Biz TÜGVA erleri” diye başlayan bir metin okunmuş. Videoda bir grup, sağ ellerini havaya kaldırmış bağırıyor:

“BİZ TÜGVA erleri 

Yuva yaptık göklere 

Baş döndüren yerlere 

Engel tanımaz aşarız

Yüce engin dağlara

El verir uzanırız

Mor siyah bulutlara

Ben TÜGVA’lıyım

Her yerde ben varım

Havada, karada, denizde, çölde 

Her zaman ve her yerde

Arakan’da, İdlib’de, Keşmir’de, Filistin’de, Libya’da, Yemen’de 

Silivri’de, Erdek’te, Çatalca’da, Adalar’da Adalar’da Adalar’da!

Hazır, daima hazır.

Kim? TÜGVA İstanbul.

Yapamazsın. Yaparım!

Rab Allah,

Rehber Kuran

Önder peygamber

Başkomutan Erdoğan, Başkomutan Erdoğan, Başkomutan Erdoğan...”

Bu yeminle de yetinmiyorlar; “Ey kâfirler, yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz!” diyerek tekbir getiriyorlar.

DÜNYEVİ HIRS İÇİN DİNİ SÖMÜRMEK

AKP’nin gençlik örgütü TÜGVA’nın üyeleri, adlarını saydıkları bu yerlerde ne yapıyor? “Daima hazırız” derken ne kastediyorlar? Yapamazsın denileni yapacaklarını iddia ederken, tam olarak ne demek istiyorlar? 

Siyasal İslamı yaymak için “Komando Andı”nın sözlerini değiştirip yemin etmek, ne anlama geliyor? Cehenneme kimin gideceğine onlar mı karar veriyor? 

“Torpil listeleriyle devlet kadrolarına kendi adamlarını yerleştirme” ve “kamu mallarında haksız kazanç elde etme” iddialarıyla gündemde olan bir örgüt bu. Tam da bu sırada iddialara yanıt vermek yerine, yapılamayacak olanı yapacaklarını söyleyip tehdit savuruyorlar.

Bugüne kadar dini paravan yaparak halkın vergileriyle oluşan kamu kaynaklarına çöken çok sayıda örgüt ortaya çıktı. Peygamber, Kuran ve Allah’ın adını andıklarında karşılarındaki kitleleri istedikleri şekilde manipüle edeceklerini düşünen çok sayıda gerici gördük. 

Siyasal İslamın açmazı tam da bu noktada: Dünyevi hırs için dini sömürmek. 

Bu korkunç çelişkiden kurtulmadan, inançsızları ya da farklı inancı olanları cehenneme sürüklenmekle tehdit etmeleri, içinde bulundukları acizlikten...

1923’TEN BU YANA SÜREN KARŞIDEVRİM

Laiklik, işte bu nedenle vazgeçilmezdir. Dinin siyasette sömürü aracı olmasını engellemek ve inanç özgürlüğünü (elbette farklı inançlara sahip olma ve inançsız olmayı da içerir) sağlamak için daima korunmalıdır. 

1923’ten bu yana süren karşıdevrim yüzünden tarifsiz acılar yaşandı; laiklik için büyük bedeller ödendi. Ülke, son 20 yılda ise AKP tarafından çok ağır darbeler aldı. Şu anda Türkiye, ne bir sosyal hukuk devletidir ne de laik bir demokrasi...

Ama unutulmaması gereken şu: Aydınlanma mücadelesini verenler, Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde anayasanın ilk dört maddesinin korunması için ant içti! Geçit verilmeyecek savunma hattı budur. 

AKP’nin seçimle iktidardan ayrılmasından sonra, laik sosyal hukuk devletinde yaratılan yıkıcı tahribatın giderilmesi ve Cumhuriyetin demokrasi ile güçlendirilmesi için hepimize sorumluluk düşecek.

Ve sonuçta Atatürk’ün dediği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları