Özdemir İnce

Kendi sütünü içen inek

14 Nisan 2020 Salı

“Türkiye, son 18 yılda temel hizmet alanlarında yaşadığı değişim ve dönüşüm sayesinde Koronavirüs salgınına en hazırlıklı ülkelerden biridir. Bugün, dünyanın en güçlü genel sağlık sigorta sistemini hayata geçirmiş, en modern hastanelerini inşa etmiş, dünyanın örnek aldığı bir Türkiye var. Bunun yanında; 165 bin doktorumuz, 205 bini hemşire olmak üzere 490 bin sağlık ve 360 bin destek personelimizle devasa bir sağlık ordusuna sahibiz.”

***

Okuduğunuz satırlar Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarıyla dağıtılan kolonya ve maske poşetleriyle birlikte gönderilen mektubun ikinci paragrafında yer alıyor. Mektubun altında  Recep Tayyip Erdoğan adı (tahmini) 14 punto, “Türkiye Cumhurbaşkanı” unvanı 6 punto yazılı olarak yer alıyor.

Türkiye bir Cumhuriyet olduğu için unvan Türkiye Cumhurbaşkanı değil “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı”dır. Cumhurbaşkanının adı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatından daha büyük yazılamaz. Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nden daha önemli bir şahsiyet mi oluyor? Bu büyük bir devlet skandalıdır.

Yukarıda alıntıladığım paragrafın ilk cümlesinin (“Türkiye, son 18 yılda temel hizmet alanlarında yaşadığı değişim ve dönüşüm sayesinde Koronavirüs salgınına en hazırlıklı ülkelerden biridir”) siyah puntoyla yazılı olması çok özel anlam taşıdığını işaret etmekte. Bu cümle tarafsız bir cumhurbaşkanına ait olamaz. AKP cumhurbaşkanının cümlesi. İşbu mektubu gönderen kimse Cumhurbaşkanı sıfatıyla bir partinin propagandasını yapamaz.

***

R.T.Erdoğan, AKP genel başkanı olarak Türkiye’nin koronavirüs salgınına en hazırlıklı ülke olduğunu söylüyor. Acaba öyle mi? Tokat Müftüsü’nün mesai arkadaşlarına gönderdiği resmi yazıyı okuyalım, bakalım ne diyor:

***

Değerli Arkadaşlarım,

Millet olarak sıkıntılı süreçten geçtiğimiz bugünlerde, yardıma muhtaç olan biçare kardeşlerimizin dert ve sıkıntılarına derman olmayı amaçlayan Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılan “BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM” kampanyasına âzami ölçüde katılımın sağlanması dini, ahlâki ve insani vazifemizdir.

Bu cümleden olarak “AZ SADAKA ÇOK BELAYI DEFEDER” fehvasınca İl Müftülüğü olarak, görevlilerimizin ilgili hesaplara gönüllülük esasına göre yapacağı yardımların maaşımızın en az % 10’ndan az olmayacağına ve her bir arkadaşımızın, “HAYIRDA YARIŞIN EMRİNE” gereken hassasiyeti göstereceğine olan inancım tamdır, ilgili hesaplar ekte bildirilmiş olup, yardıma dair dekontların bir suretinin 17 Nisan’a kadar dairemize bırakılmasını rica ederim.

Ömer Faruk Bilgili

İl Müftüsü (Sözcü, 7.4.2020) 

***

Tokat Müftüsü’nün resmi yazısı AKP cumhurbaşkanının iddiasını doğrulamıyor. Yardım cerrine çıkan sadece Tokat Müftüsü değil. Başta Yargıtay Başkanı olmak üzere devlet bürokrasisinin nice kodamanı ondan önce davrandı. 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ikinci maddesinde Cumhuriyetin “sosyal” bir devlet olduğu yazar. Bildiğimiz kadarıyla sosyal devlet, hizmetleri için, topladığı vergileri kullanır; bu hizmetleri yapmak için halktan para toplamaz. Toplarsa bunun anlamı şudur:

Cumhuriyet devletinin kasasında salgına karşı kullanacağı bir kuruş yoktur; çeşitli fonlarda birikmiş olup ödünç alınarak kullanılabilecek tek kuruş yoktur (çünkü AKP hükümeti fonları ham hum şaralop etmiştir); Merkez Bankası’nın kasasında fareler cirit atmaktadır; bozdurulacak altın yoktur; borç alabileceği tefeci de yoktur.

İşte bu nedenlerden dolayıdır ki Cumhuriyet Devleti’nin işleyen yapısını yıkan, olanaklarını çarçur eden Hükümet vatandaşa karşı hiçbir yükümlülüğünü yerine getir(e)memektedir.

***

BİZ BİZE YETERİZ BAĞIŞ  KAMPANYASI’na 7 Nisan 2020 itibarıyla 1.415.329.488 TL toplanmış. Önde gelen bağışçılar arasında başta Merkez Bankası olmak üzere devlet bankaları, devlet kurum ve iştirakleri var. Bu bağışlara “bağış” demek olanaksız. İnsan kendi kendine, devlet kendi hükümetine bağış yapar mı? Çok gülünç!

Büyük şirketlerin yaptığı bağışlar da “sözde” bağış. Çünkü yaptıkları bağışı verecekleri verginin matrahından düşecekler ve bağış yapmış olacaklar. Bu da çok gülünç!

Üstelik bunlar AKP hükümetinin devlet kesesinden programlı olarak beslediği şirketler!

***

Efendim, işbu nedenden dolayıdır ki bu bağış kampanyasını “kendi sütünü içen inek”e benzetmekteyim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları