‘Denizaltı arkeolojisinin’ devi, ‘toprak’ oldu!

12 Mart 2021 Cuma

Dünyada, “denizaltı arkeolojisini”, 1960’ta Türkiye’de kuran Prof. Dr. George Bass’i (88) kaybettik!

***

Bodrumlular, Akdeniz’in sünger avcılarıydı... Tekneleri ile gittikleri Akdeniz kıyılarında denizaltına dalarak sünger toplarlardı... Sünger avcıları dalışlarında çeşitli tekne batıkları da görürlerdi... Ancak yapay sünger piyasaya çıkınca, denizaltında sünger avcılığı da bitti... 

Bodrumlu süngercilerden biri de Kemal Aras idi... Antalya’nın Teke Yarımadası’nın ucundaki Gelidonya (Taşlık) Burnu yöresinde gördüğü bir batıktan İzmir’deki Amerikan denizaltı fotoğrafçısı Peter Throckmorton’a söz etmişti. 

1960’ta Throckmorton’dan ABD’de Pennsylvania Üniversitesi’ne fotoğraflı haber ulaştırıldığında, Ankara Polatlı’da Gordion kazılarında çalışan yüksek lisans öğrencisi George Bass’ten bu geminin enkazının incelenmesi istendi.

Bass’in tek dalış deneyimi “YMCA (Young Men’s Christian Association - Genç Hıristiyan Erkekler Birliği)”, havuzunda olmuştu! Sonradan 50 yıl içinde Prof. Dr. Bass, Anadolu kıyılarında tunç çağından ortaçağa kadar 80’den fazla batığa “dalış tüpüyle” dalarak “denizaltı arkeolojisini” kurdu... Tüm harcamaların parasını ABD’den sağlıyordu!

Gelidonya Batığı” olarak adlandırılan 3 bin 200 yıllık bu tekne, Kıbrıs’tan Girit Adası’na “bakır külçeler” taşıyordu. Tekne, o tarihte dünyada bilinen ve deniz tabanında bilimsel olarak kazılan “en eski tekne batığı” olarak ün saldı.

***

1982 yazında, Bodrum, Yalıkavak’tan sünger dalgıcı Mehmed Çakır, Antalya Kaş’ın Uluburun kıyısında, bir batık bulduğunu Bodrum Müzesi Müdürü Oğuz Alpözen’e bildirdi. Bass ve yardımcıları, 1984-1994 yılları arasında, İÖ 14. yüzyıldan 16 metrelik bu tekneye daldıklarında önemli buluntuları ele geçirdiler.

Öküz gönü biçiminde, 354 külçeden oluşan 10 ton bakır, 121 bakır topuz ve oval külçe, bakırla alaşımlandığında yaklaşık 11 ton tunç yapılabilen, yaklaşık bir ton kalay, öküz gönü biçiminde kalay külçeleri, çoğunluğu 149 kavanoz menengiç reçinesi, kobalt mavisi, turkuvaz ve lavanta renklerinde yaklaşık 175 bilinen en eski cam külçe bulundu.

Ayrıca altın disk biçiminde kolye, altın şahin kolye, altın tanrıça kolye, fayans boncuklar, kaya kristali, akik, fayans, devekuşu yumurtası kabuğundan boncuklar, gümüş bilezikler, hurda altın, altın kadeh, hurda gümüş saptandı. İki düzineden fazla deniz kabuğu yüzüğü, Baltık kökenli kehribar boncuklar, akik, karnelyan, kuvars, altın, fayans, cam, altın ve gümüş takı koleksiyonu, madalyonlar, kolyeler, boncuklar, küçük bir halka ve çeşitli parçalar da vardı.

Bikonik kadeh (batığın en büyük altın nesnesi), Mısır kökenli altın, elektrum, gümüş ve sabun taşı nesneler, üzerinde Mısır kraliçesi Nefertiti’nin adı yazılı altından bokböceği, baş, boyun, eller ve ayaklar altın tabakayla örtülü tunç dişi heykelcik, Mısır abanozları, 1 düzineden fazla suaygırı dişi, tütsü için deniz salyongozu ve devekuşu yumurtası kabuğu, Kıbrıs seramik ve kandilleri, tunç ve bakır kaplar, ördek biçimli 2 fildişi makyaj kutusu ve fildişi kaşık, 4 keçi başı ve 1 kadın başı biçiminde bardaklar, ördek biçiminde 2 fildişi makyaj kutusu bulundu.

Ayrıca çeşitli ok, mızrak uçları, gürzler, hançer, balta, zırh, çeşitli biçimlerde 4 kılıç, çok sayıda aletler, tartı ağırlıklarının yanı sıra badem, çamfıstığı, incir, zeytin, üzüm, aspir, çörekotu, sumak, kişniş, nar birkaç adet buğday ve arpa tanesi de vardı...

***

Bass, gemi batıklarının incelenmesi için 1972’de “Denizcilik Arkeolojisi Enstitüsü’nü (INA)” kurdu, 1963 yılında bir söyleşide, “Buraya spor yapmak ya da hazine için dalmaya gelmedik. Amacımız, arkeologların karada çalıştıkları gibi sualtında ilerlemektir. Katman katman kazmak, her bir nesneyi hareket ettirmeden ya da yüzeye kaldırmadan önce belgelemek...” demişti.

1990’larda INA, Bodrum’da Türk arkeologlar ve konservatörlerden oluşan bir araştırma merkezi kurdu. 2004’te Türk vatandaşı olan Bass, Bodrum Kalesi içindeki müzenin kurulmasına öncülük etti. Bodrum Kaymakamlığı 1985’te “Fahri Bodrumlu” ilan etti... Eski ABD Başkanı George W. BushUlusal Bilim Madalyası” ile ödüllendirdi. 

***

Bass, “Türkiye karasularında gerçekleştirmiş olduğum bütün keşiflerin sonuçlarının bir müzede bir araya getirilip sergileniyor olmasından, özellikle bu müzenin Bodrum’da yer almasından dolayı, büyük mutluluk duyuyorum. Bu öncül çalışmalarımı mümkün kılanlar bizzat Bodrumlu sünger avcılarıdır...” demişti. 

Ayrıca şu sözleri eklemişti:

1960’ta Türk hükümetinin izniyle Bodrum Kalesi’ndeki müze için naçizane ilk adımı attım. Ancak işin gerçeği, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi bugün dünya çapındaki ününü müze müdürü Oğuz Alpözen’in ileri görüşlülüğü, hayalgücü ve sıkı çalışmasına borçludur. 

Kendisi 1960’lı yılların başında, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde henüz bir lisans öğrencisiyken Yassıada’da bizimle birlikte dalmayı ve sualtında kazı yapmayı öğrendi. Kendisiyle birlikte uzun bir geçmişimiz var ve sonunda karşılıklı oluşan güven, biz yabancılara onun müdürlüğündeki müzede normalde olandan daha rahat bir çalışma ve buluntularımızı sergilemede de işbirliği yapma olanağını sundu...

***

Gelin görün ki bugünkü yönetim, “dünyanın tek denizaltı müzesi”, görkemli Bodrum Müzesi’nde yeni düzenlemeye gitti. Dünyaca ünlü denizaltı arkeoloji müzesi, kuruluş amacı dışına çıktı ve döküldükçe dökülür bir konuma girdi, artık döküldükçe dökülüyor! Utanılacak bir durum!

***

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, bir yılda yaklaşık 250 bin bilet satışına ulaşmıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yaklaşık 2.5 milyon dolar gelir demekti!

Ayrıca müzenin ziyaretçilerinin, Bodrum’daki hediyelik eşya satan dükkânlarda, lokantalarda, taksilerde, otellerde harcadıkları para dikkate alındığında, elde edilen gelirin yüksekliği unutulmamalı!

***

Bass, kendisine yardımcı olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin teknik bölümlerinden bir bölüm öğrenciyi kazısına davet etti... Bunlardan biri de Cemal M. Pulak idi. 1975’te deniz arkeolojisi alanına girdiğinden beri Dr. Pulak, geç tunç çağından İS 16. yüzyıla kadar uzanan üç gemi enkazı alanını kazdı. Çeşitli batıklarının kazı ve sualtı araştırmalarına katıldı. 1982 yılından bu yana INA’nın Türkiye’deki yıllık gemi enkazı araştırmalarını yönetmekte olup Akdeniz ve Ege’de kapsamlı araştırmalar yapmıştır. 

***

George Bass ile dostluğum, bir yıl öncesine kadar internet iletişimiyle sürüyordu. Dünya arkeolojisinde anıtsal bölüm açan dostum George Bass’ın toprağı bol olsun...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları