Türkiye’nin, iklim krizini tetikleyen kömürlü termik santrallarla sınavı

Türkiye’nin enerji politikalarının başında kömüre dayalı enerji geliyor. Ülke genelinde sağlıktan çevreye birçok zararı bulunan bu santralların sayısı 34’ü buldu. Yapılması planlanan kömürlü termik santral sayısı ise 24.

Yayınlanma: 12.03.2021 - 03:52
Türkiye’nin, iklim krizini tetikleyen kömürlü termik santrallarla sınavı
Abone Ol google-news

İklim krizi etkilerini yakından gösteriyor. Uzmanlar iklim krizine karşı enerji politikalarının değiştirilmesi gerektiği görüşünde. Krizi tetikleyen başlıca enerji kaynağı olan kömür, karbon etkisi en yoğun fosil yakıt. Ekosfer Derneği, emisyon azaltıcı tedbirlerin alınmadığı kömüre dayalı elektrik üretiminin tüm dünyada 2030’a kadar 2010 seviyelerinin yüzde 80 altına indirilmesi, 2040’tan önce de tamamen kaldırılması gerektiğine vurgu yapıyor. Enerji politikasının büyük bir kısmını kömüre dayalı termik santralların oluşturduğu Türkiye’de şu an işletmede 34 kömürlü termik santral var. Planlanan kömürlü termik santral sayısı ise 24. 

Kömüre dayalı santrallar bir yandan iklim krizini tetiklerken bir yandan da bölgede yaşayan insanların sağlığını tehdit eder hale gelebiliyor. Ekosfer Derneği tarafından hazırlanan haritaya bakıldığında, Türkiye’nin dört bir yanını kömürlü termik santralların çevirdiği görülüyor. Kömüre dayalı elektrik üretimi Türkiye’nin enerji stratejisinin başlıca hedefleri arasında yer alıyor. 

Gazetemize Türkiye’deki termik santralların durumunu ve geleceğe ilişkin enerji politikalarını değerlendiren Ekosfer Derneği Kampanyalar Direktörü Özgür Gürbüz, “Türkiye enerjideki dönüşüme ayak uydurmamakta ısrar ettiği için enerji politikasını kömür santrallarına teslim etti. Bir iklim politikası olmaması da özellikle kömür santrallarına açık bir davetiye sundu. Yerli kömür diyerek çıkılan yolda, ithal kömürle çalışan santralların kurulu gücü, (8821 MW) yerli linyitle çalışanları (9961 MW) yakaladı” dedi. 

HER ŞEYE ZARARLI

Miladını doldurmuş bu enerji üretim biçiminin desteklenmeye çalışıldığını anlatan Gürbüz, “Bu da hem ekonomiye hem çevreye hem de insan sağlığına zarar veriyor” diye konuştu. Kömürü destekleyen politikaların Türkiye’nin enerji ve ilgili sektörlerdeki gelişimini de etkilediğini belirten Gürbüz, şu ifadeleri kullandı: “Bugün, üretiminde karbon yoğunluğu yüksek ürünlerin ihraç edilip edilemeyeceğini konuşuyoruz. Sanayi ve ticarette enerji politikalarındaki hataların bedelini ödemek zorunda kalabilir. Türkiye’nin bir an önce karar alarak yeni kömür santralı yapımından vazgeçmesi, eskilerini de devreden çıkarmak için bir takvim belirlemesi gerekiyor. Şu anda yapımı planlanan 17 bin megavat civarında kömür santralı olduğunu görüyoruz. Elektrikte talebin zirve noktasının 47 bin, kurulu gücün ise 96 bin megavat olduğu bir noktada, kömürde ve yeni santral yapımında ısrar etmenin mantıklı bir açıklaması yok.” 

İKLİM DOSTU ENERJİ

Su baskınlarıyla, kuraklıkla iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hisseden Türkiye’nin iklim dostu bir enerji politikası belirlemesi gerektiğini belirten Gürbüz, “Çözüm, talebin olduğu yerde ve sürdürülebilir yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretim yaparak elektrik talebini karşılamaktan, enerjiyi verimli kullanmaktan geçiyor. Güneşi olmayan kuzey ülkeleri bunu yaparken, güneş ve rüzgâr gibi kaynaklar kömür ve nükleerden daha ucuzken Türkiye’nin eski enerji politikalarında ısrar etmesi sürdürülebilir değil” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler