4 Milyarı Sorgulayan, 128 Milyarı Neden Açıklamaz?

24 Nisan 2021 Cumartesi

Aralık 2009. TBMM’de, 2010 Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısı görüşülüyor. Kürsüde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan var. Meclis tutanaklarından okuyalım:

“Tarih 20 Şubat 2001. Bir banka 1 milyar 63 milyon dolar, bir başkası 764 milyon dolar, bir başkası 426 milyon dolar -liste uzayıp gidiyor- mesai saatleri dışında Merkez Bankası’ndan alım yapılıyor. Dolar kuru ne biliyor musunuz? 685 bin lira. Dolar hızla yükseliyor. Ne oluyor? 1 milyon 80 bin liraya çıkıyor. O gece en fazla alım yapan 9 bankanın satın aldığı döviz miktarı 4 milyar 163 milyon dolar.

Bu 9 bankanın bir saat sonraki kârı 1 katrilyon 153 trilyon, bir gün sonraki kârları 1 katrilyon 635 trilyon.

Buyurun, her şey ortada, belgeleriyle vs. Ortada.

Milliyetçiyim diyerek ortalıkta dolaşanlara sesleniyorum: Milliyetçiydiniz de bu ülkenin böyle göz göre göre soyulmasına neden seyirci kaldınız? Neden sesinizi çıkarmadınız? Akşam karanlığında Merkez Bankası soyulurken, milli bankamız soyulurken, milletimin bütün imkânları soyulurken milliyetçiliğinizi o gün neden hatırlamadınız? Milliyetçiyim diye diye bu millete bu ağır bedeli ne hakla, hangi vicdanla, hangi insafla ödettiniz?”

Demek ki Erdoğan’ın deyişiyle “Merkez Bankası’nın soyulması”na ilişkin somut veriler açıklanabiliyormuş.

Aradan 20 yıl geçmiş. 2001’de yaşanan, yine Erdoğan’ın deyişiyle “milli banka soygunu”nun 30 katından fazlası ve yarım yüzyılda bile yeniden yerine konulamayacak bir miktar, 128 milyar dolar gündemde...

Bırakın ayrıntılarını açıklamayı, konuşmak yasak!

EGEMENİN HUKUKU

Egemen, başka hiçbir güce bağlı olmayacak, denetlenmeyecek. Devlet, buyruklarla, ferman niteliğindeki kararnamelerle yönetilecek. Meclis ve yargı, egemenin dilediklerini onaylayan organlar olmaktan öteye geçmeyecek.

Egemene karşı çıkan yargı organları olursa, kapatılacak.

Egemenin gücünü, buyruklarını ve yetkisini “hukuk” adına daraltmaya ya da denetlemeye kalkışmak, hukuka aykırılıkla, hatta “terörist” olmakla damgalanacak. Egemenin buyruk hukuku ile uyuşmayanlar soruşturulacak, tutuklanacak, yargılanacak, ceza çekecek.

Dokunulmazlık, yalnızca egemen için geçerli olacak. Çünkü egemen, sık sık dile getirildiği gibi, Tanrı’dan başka hiç kimseye hesap vermek zorunda olmayacak!

Bir ortaçağ masalının gerçeğe dönüşmesi gibi...  Zamanın, Machiavelli’nin “Hükümdar”ına doğru geriye akışı gibi...

Machiavelli ne demişti, anımsayınız:

“Hükümdarların en mutlusu hep tilki postuna en iyi sarılanlar olmuştur. Önemli olan, rolünü iyi oynamak, saklanmasını ve içten pazarlıklı olmasını bilmektir. İnsanlar da öylesine saf ve zayıftırlar ki aldatmak isteyen, dilediği kadar ahmağı kolayca bulur.”

Tüm olumsuz gelişmelere karşın siyasette ayma mevsimine girdik. Ahmaklık artık kolay kolay yeni sürgünler vermeyecektir...

SONA DOĞRU

Yurttaşlar her gün yüzer yüzer ölüyor!

Kurucu önderin söylevi yasaklanıyor!

Belediyeler insan kaçakçılığı yapıyor!

Tarikatlar devlette cirit atıyor!

Ticaret Bakanı, görev yaptığı bakanlığa kendi malını satıyor!

İşsizlik, yoksulluk diz boyu!

Ülke, Saray’dan yönetiliyor...

Yeni slogan mutlaka tutacaktır:

Patates, soğan, güle güle Erdoğan!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları