İnsan Hakları Eylem Planı’nın yayımlandığı sırada...

02 Mayıs 2021 Pazar

İktidar, (sanıyorum bilinçli bir biçimde) Temel Hak ve Özgürlükleri daha da sınırlamaya ve kısıtlamaya gittiği sıralarda tam tersine söylemlerde ve resmi açıklamalarda bulunuyor...

Örneğin “Özgür Birey, Güçlü Toplum; Daha Demokratik Bir Türkiye” vizyonu ile hazırlandığı iddia edilen “İnsan Hakları Eylem Planı”nın Resmi Gazete’de yayımlandığı ve “İnsan hak ve özgürlüklerine ilişkin standartların yükseltilmesiyle, demokrasimizin vatandaş memnuniyetine odaklı şekilde güçlenmesi süreci yeni bir ivme kazanacaktır” denildiği günlerde (medyadaki açık ve tekzip edilmeyen haberlere göre) Türkiye’de şunlar oluyordu:

1) KAVALA DURUŞMASI

“Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme” ve “Anayasayı ihlal” suçlarından tutuklu olan ve AİHM’nin salıverilmesini istediği, tam salıverilme kararı çıktığında tekrar yeni bir suçlama ile tutuklanan iş insanı Osman Kavala’nın aylık tutukluluk incelemesinde, tahliye talebi reddedildi.

Karar, oyçokluğu ile alındı.

Mahkeme heyeti, “suçun vasıf ve niteliği, yargılamanın geldiği aşama, müsnet suçlara ilişkin kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delilleri bulunması, yasada öngörülen cezanın üst sınırı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı” gerekçeleriyle tahliye taleplerini reddederek Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Tutukluluğun devamı yönündeki karara, bir üye hâkim karşı oy kullandı. Üye hâkim, karşı oy gerekçesinde, “Osman Kavala hakkında suç vasfının değişme ihtimali, savunmasının alınmış olması, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak adli kontrol tedbirleriyle yeterli ve etkin denetim sağlanabileceğini” belirtti. 

2) EMNİYET’İN KAYIT ENGELLEME GENELGESİ

Emniyet Genel Müdürlüğü, yayımladığı genelge ile kolluk personelinden kamusal alanda görevlerini yaparken ses ve görüntü kaydı alanların engellenmesini istedi.

Polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması gerektiği belirtildi.

Karara gerekçe olarak “özel hayatın gizliliğinin ihlali” gösterildi; ses ve görüntü kaydı alınmasının, kolluk personelinin görevini yapmasını engellediği öne sürüldü.

Genelgeyi paylaşan Çağdaş Hukukçular Derneği ise Twitter’dan kamuoyuyla “Suç işlendiğini fark ettiğinizde ses ve görüntü cihazlarıyla kayıt yaparak delil toplayabileceğinizi hatırlatmak isteriz” dedi.

ÇHD İstanbul Şubesi, genelgeyi paylaşırken “İçişleri Bakanlığı’ndan 1 Mayıs öncesi personelini garantiye alma genelgesi. Personeliniz görevini ifa ederken işkence yaparsa kayıt da alınır, delil de toplanır. Çünkü tekrarla, işkence yapmak görev sınırlarınızda değil, suçtur!” ifadelerini kullandı.

ÇHD Ankara Şubesi de bir eylem sırasında polisin göstericilere yönelik muamelesini gösteren bir fotoğraf ve “1Mayıs2021” etiketi ile yaptığı paylaşımda, “Suç işlendiğini fark ettiğinizde ses ve görüntü cihazlarıyla kayıt yaparak delil toplayabileceğinizi hatırlatmak isteriz” ifadelerine yer verdi. 

3) TURKUVAZ BASIN KARTI ENGELİ

Karantina önlemleri bağlamında, yasaklardan sadece (iktidarın uygun bulduğu) turkuvaz renkli karta sahip olan medya mensuplarının muaf olduğu ilan edildi.

Böylece yüzlerce, iktidarın sarı basın kartını onaylamadığı ya da telifle çalışan (köşe yazarları dahil) medya mensubu, polisle karşı karşıya getirildi.

4) KEYFİ İÇKİ YASAĞI

Yazılı bir yasal dayanağı olmadığı halde, karantina süresince İçişleri Bakanlığı’nın sözlü emri ile içki satışı yasaklandı.

5) İSTANBUL’DA 1 MAYIS KUTLAMALARINA MÜDAHALE

1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmak isteyen gruba polis Mecidiyeköy’de müdahalede bulundu. Polisin gözaltı esnasında ters kelepçe uyguladığı ve sert müdahalede bulunduğu belirtildi.

İstanbul Valiliği, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü eylemlerine katılan toplamda 212 yurttaşın gözaltına alındığını bildirdi.

***

Sevgili okurlarım, yukarıdaki beş madde, benim medyada gözüme çarpan ve hemen aklıma gelenler.

Daha, gerek hapistekiler gerekse dışarıdakiler için o kadar çok kanunsuz, haksız ve mantıksız uygulamalar var ki insanın aklı duruyor.

Bugün, genelde burada değindiğim haksızlık ve hukuksuzluklara ilave olarak sadece “İnsan Hakları Eylem Planı”nın yayımlandığı sırada, yani bugünlerde göze çarpanların bazılarını kayda geçirebildim.

“Şahsım Devleti” bırakınız sorunları çözmeyi, özel surette sorun yaratıyor:

Bir an önce seçim yoluyla bu iktidardan kurtulmalı, “Parlamenter Demokrasiye”, “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” uygulamalarına, bağımsız yargıya ve güçlü Meclis’e geri dönmeliyiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları