Bodrum parsel parsel yok ediliyor

Yine bir oldu bitti…

Yine AKP…

İktidar, Muğla’nın Bodrum ilçesindeki 1,1 milyon metrekarelik Hazine arazisini Özelleştirme İdaresi aracığıyla imara açarak, satışa çıkardı. 

Kamu arazisinin imara açılıp satışa çıkartılması ve yapılaşmaya açılması Bodrum için intihar niteliğinde.

Bodrum doğası, tarihi ve kültürü ile 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip muhteşem bir yer.

Zaten son yıllarda artan göç ve çılgın yapılaşma yetmezmiş gibi 1,1 milyon metrekarelik Hazine arazisinin imara açılarak satışa çıkarılması, ilçenin geleceği için çok tehlikeli. 

İnanın Bodrum şu anda her zamankinden daha çok korunmaya muhtaç.

Güzel ilçenin yapılaşmadan çok korunmaya ve sevilmeye ihtiyacı vardır.

Satışa çıkarılan arazinin 880 bin metrekaresi imara açılacağından 87 bin metrekarelik bir yapılaşma olması planlanıyor.

Bu da yaklaşık 3 bin 500 kişilik bir nüfus artışına yol açacaktır. 

Bu arada imara açılan parsellerin tamamı 3. Derece Doğal Sit alanıdır. 

Ayrıca alanın 35 bin metrekaresi 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit alanıdır, alanda 3 adet 'Tescilli Anıt Yapı' bulunmaktadır. 

Her geçen yıl nüfus yoğunluğu artan bu şirin ilçe zaten hızlı yapılaşmadan muzdarip iken, kamuya ait olan bu arazinin özelleştirme idaresi eliyle satışa çıkarılması çok üzücü, bir o kadar endişe vericidir.

AKP’nin imar planlarındaki yaptığı hatalar Bodrum’u büyük bir kaosa sürüklemektedir.

Özellikle iktidarın son zamanlarda hazine arazilerini atıl olarak görmesi ve elden çıkarması gelecek adına her birimizi endişelendirmektedir.

Onları atıl gördüğü bu araziler halkın nefes aldığı, geleceğe ümitle bakmasına sebep olan yerlerdir.

Zaten imar barışı ile keşmekeş bir hale dönüştürülen Bodrum’un artık dinlenmeye ve nefes almaya ihtiyacı olduğu aşikar bir gerçekliktir.

Talan edilmedik yer bırakılmadı.

Ülke parsel parsel yok ediliyor.

Nedir bu öfke Allah aşkına?

Nasıl bir kin ve hesaplaşmadır?

Bu ülkenin her bir karış toprağı hepimizindir.

Kıymayın bu güzel ülkeye.

Bırakın insanları nefes alacağı yerleri!

Bırakın doğa ile zıtlaşmayı!

Unutmayın! İnsan ekosistemin bir parçası olarak görülür ve topluluğun sınırları, ekosistemlerin sınırlarına yani yaşam bölgelerinin sınırlarına göre belirlenir. 

Bir başka deyişle siyasal ilkeler doğanın insanlara dayattığı temellere dayanır.

Bu ölçekte hiyerarşinin, tahakkümün ve hükümranlığın buyruklarına değer verilmez.

Bizden hatırlatması!