Özdemir İnce

Darbeci Kemalistler ve FETÖ

28 Mayıs 2021 Cuma

Hatırlarsınız: Emre Cemil Ayvalı adlı bir vatandaş AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcılığı görevini yürütürken bir televizyon programında, AKP’nin FETÖ ile kol kola yürüdüğünü itiraf etmesiyle kamuoyunda ve partisinde oluşan tepkilerin ardından istifa etmişti. Ayvalı, geçen haziran ayında katıldığı televizyon programındaki konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

***

“Eğer FETÖ ile AK Parti geçmişte bürokraside kol kola girdiyse şayet, bunu da farklı darbecileri tasfiye etmek için yaptı.

Çünkü eski devlet düzenindeki atama düzeni şöyleydi: 2002’de ben iktidara gelmişim, sene 2007-2008. Ya benim bir müsteşar atamam için bu adamın memur olarak 12 yılı doldurması lazım. Genel müdür olarak 12 yılı doldurması lazım.

Ben sanki kendi kadrolarımla geldim de çok mücadele etme gücüm vardı, muktedirdim de böyle bir fanteziye mi girdim? Hayır. Bir tarafta, çok açık söylüyorum, darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta FETÖ vardı ve bunları birbirine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldım 2010’a kadar. Mesele bu. Ve bu bir vesayetle mücadeleydi.”

Bu açıklama üzerine görevinden istifa eden Ayvalı, Erdoğan’ın oluruyla 10 ay sonra görevine geri döndü. Bu atama dolayısıyla, Erdoğan’ın da adı geçen AKP görevlisinin görüşlerini paylaştığı sonucuna varabiliriz.

***

Bu konuşmasından, Ayvalı’nın devlet bürokrasisi konusunda zır cahil olduğunu çıkarabiliriz. Anlaşılması için kendimden bir örnek vereyim: 12 Eylül’ün askeri yönetimi 120-130 dolaylarında TRT çalışanını başka bakanlıklara sürme operasyonu yaptı. 12 Mart askeri rejimi sırasında gözaltına alındığım için “mimli” idim. Listede adımın bulunmasına karşın, kadrom birinci derecenin dördüncü kademesinde olduğundan bana dokunamadılar. Çünkü ancak müsteşar ya da genel müdür olarak atamamı yapabilirlerdi. Ama 1982 yılında çıkarılan “ya sen zamlı ikramiye ile emekli ol yoksa biz emekli ederiz, avucunu yalarsın” yasası ile emekli edildim.

***

Seçimlerde hükümet değişir, bürokrasi yerinde durur. Yeni hükümet kötü niyetli değilse, çalışan kadro arasında konumu uygun bir memuru mutlaka bulur ve müsteşar yapar, genel müdür yapar. Dışardan birilerini getirmenin gereği yoktur. İsmail Cem de AKP’nin yaptığını yapıp TRT’de nice yetişmiş eleman varken, kendisiyle birlikte Mehmet Barlas gibi “gurkalar” getirmişti. Açtığı yolu Milliyetçi Cephe hükümetleri tepe tepe kullandı. AKP yüksek görevlere “liyakatli” eleman değil de körü körüne biat ve itaat edecek militanlar, tarikat mensupları arıyordu. Ancak aralarında gerçekten uygun biri olmadığı için FETÖ örgütüyle işbirliği yaptılar ve nispeten mürekkep yalamış Hizmet tarikatı mensuplarını göreve getirdiler.

2021 yılında da durum değişmiş değil. İnsan kaynakları imam hatip okulu mezunlarıyla sınırlı. Bu konuda “İmam-Hatip Saltanatı: İmamokrasi” (Tekin Yayınları) okuyabilirsiniz.

***

AKP Genel Başkanı geniş ve sınırsız “ufuk”tan söz eder. Ona göre bu ufuk sadece kendilerinde vardır. Yönetimde bulundukları 19 yıl, böyle ufka, imgelem gücüne ve akıl yapısına sahip olmadıklarını kanıtladı. İslam şeriatını kendilerini kılavuz yapanların aklı ve zekâsı 1400 yıl öncesinin dogma mantığının esareti altındadır.

AKP’nin normal bir siyasal parti olmadığını çok yazdım. Normal partiler seçim sonunda iktidara gelirler ve ufak tefek değişiklerle mevcut bürokrasi ile çalışırlar. AKP’nin böyle bir parti olmadığı artık iyice ortaya çıktı. AKP’nin “davamız” dediği şey, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyeti, her türlü yolu kullanarak teokratik bir İslami devlete dönüştürmek. Bu artık gizlenemeyecek kadar belli. Bu uğurda yasadışı tarikatlarla ve mafya ile işbirliği yapabileceğini de artık kanıtladı. Anayasasız ve yasasız tek adam rejiminin adı nedir? İktidarda kalmak için her şeyi deneyebilecek bir rejim... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları