Eğitimin sınavı

09 Temmuz 2021 Cuma

Bir baba, bilgisayar mühendisi… Çocuğu LGS’ye girmiş. Sınavda çıkan soruları sınav sonrasında incelemiş. Değerlendirmesi şu: Kalem oynatamadığım sorular vardı. Çocuklara üzülüyorum....

Çocuğu 427 puan almış ancak istediği okulda okuyamayacak. Yaşanan onca stres, emek, harcanan para… Yaşadığı hayal kırıklığını atlatıp yeniden çalışmaya başlayabilirse, 4 yıl sonra üniversite sınavına girecek…

LGS’ye girmek için başvuran öğrenci sayısı 1 milyon 243 bin 830. Ancak sınava giren öğrenci sayısı 1 milyon 38 bin 492 kişi. Yani 200 binin üzerinde öğrenci sınava dahi girmedi. Öğrencilerin neden sınava girmedikleri konusunda sağlıklı bir araştırma yok. Büyük bir sorun…

Bir başka konu ise sınavda soruların tamamını yapan öğrenci sayısı. Sınava giren 1 milyonun üzerindeki öğrenciden tüm soruları yapan öğrenci sayısı 97. Eğitimcilere, bu oranın ne anlama geldiğini sorduk. Eğitimciler, soruların tamamını yapan öğrenci sayısının çok yetersiz olduğunu söylüyor. Bu durumda salgının etkisinin olduğunu düşünüyorlar. “Ancak tek sorun bu değil, süreçlere bir bütün olarak bakmak gerekiyor” diyorlar.

HEYECAN, HÜZÜN…

Üniversite sınavı, yaşama tutunma, geleceğini belirleme için son çıkış. Sonuçlar LGS’den farklı olmayacak gibi… Neler yaşandığını, işin içindekilere sorduk. Öğretmen Zafer Eser, 28 yıldır sınava öğrenci hazırlıyor, ailelerle iç içe. “Uzun süredir öğrencilerin, velilerin emeklerine-hayallerine tanıklık ediyorum. Tartışma hep oldu. Soruları hazırlayan uzmanların; öğrencileri, onların becerilerini, soruların verilen süre içinde çözülüp çözülemeyeceğini, soruların müfredata uygunluğunu, sınavda konu dağılımını dikkate almadıklarını düşünüyorum. Emek ve paralara yazık…” diyor.

Öğrenci Fatih, sınav hazırlığına iki sene öncesinden başlamış. İki günde yapılan sınavlarda yeterince ölçüm yapılamayacağının farkında olduğunu söylüyor. “İki yıl boyunca zamanımın büyük bölümünde çalıştım. Soruların zorluk düzeyi beklentimin üzerindeydi. Emeklerimin karşılığını alma garantim yok. Sınavda doğru yaptığım soru sayısı, deneme sınavlarında yaptıklarımın altında kaldı” diyor. Sınava ciddi hazırlanan öğrencilerin hemen hepsi aynı durumda.

Öğrencilere okulda öğretilen bilgilerle zor soruları çözmenin olanaksızlığını her öğretmen kabul ediyor. 20 yıllık matematik öğretmeni Korhan Atçı, “Sorular, MEB kitapları ve kazanım testleriyle paralellik taşımıyor. Özellikle alan yeterlilik soruları EBA denemelerine zorluk açısından hiç uymuyor. Sorularla ne amaçlandığının anlaşılması için yanıtları yayımlanmalı. Ben temel yeterlilik sorularını bir saatten önce bitiremiyorum” diyor.

Eğitimin sınavda zorlandığı bir gerçek.


‘BÖYLE SEÇME OLMAZ’

Prof. Dr. Ali Demirsoy, uzun yıllar ÖSYM’de soruların hazırlandığı birimin başında görev yapmış, ancak bundan eşinin bile haberi olmamış. Sınavdan sonra Milli Eğitim Bakanı’na bir mektup yazmış ve aksaklıkları dile getirmiş. Tespitleri şöyle: “Çok basit ve çok zor sorularla seçme olmaz. Çimenin rengini cahil insana da zeki insana da sorsanız cevap aynıdır: Yeşil. Çok zor soruları da aynı kişilere sorsanız ikisi de bilemez. Seçme çok zor veya çok basit sorularla değil aradaki sorularla yapılmalı. Başka türlü doğru seçim yapılamaz. Bu kadar çok zor soru olunca, insanın aklına ister istemez hile yapılıp yapılmadığı sorusu geliyor.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Papağan sayıklaması 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları