Olaylar Ve Görüşler

Atanamayan Öğretmenler - Recep NAS

12 Temmuz 2021 Pazartesi

“Öğretmen açığı yok, tersine fazlalık var”, böyle buyurdu partili Cumhurbaşkanı. Bunu atanması için yalvaran öğretmene söyledi, duygudaşlık kurmadan. Milli Eğitim Bakanı, Cumhurbaşkanı’nın sözlerine gerekçe bulmaya çalışsa da öğretmen açığı olduğunu söyledi; ama sadece kabullendi ve sustu. 100 bini aşkın öğretmen açığı var, atanmayan öğretmen sayısı 400 binden fazla. Hazine ve Maliye Bakanı’ysa Bütçe elverirse atarız” dedi.

Eğitimden para esirgenmez. Kalkınmış, gelişmiş ülkeler, eğitime büyük yatırım yaparlar, örneğin  Güney Kore. Asıl eğitimden tasarruf” olmaz.

CANLARINA KIYACAK DURUMDALAR

Atanmayan öğretmenler sık sık bir araya gelip atanmak istiyoruz diye haykırıyorlar. Yıllardır işsizler, atanmayı bekliyorlar. Yönetim, kapı duvar. Onların deyişiyle Gözleri var görmüyorlar, kulakları var işitmiyorlar”. “Çoğalın” dendi, çoğaldılar ama şimdi iş isteyince dağılın” diyorlar. Devlet size iş bulmak zorunda değil” dediler. Oysa iş alanları yaratmak sosyal devletin görevidir, anayasal zorunluluktur.

Kaç yıl sonra kaç öğretmen gerekli, bunun planı yapılmadan, hesapsız kitapsız eğitim fakültleri açıldı. Yükseköğrenimlilerde işsizlik yüzde 30 dolayında. Lise çıkışlı işsiz yerine ola ola yükseköğrenimli işsiz oldular. Atanmayan öğrencilerimle karşılaşıyorum zaman zaman, Sınavı kazanamadık” diyorlar. Doğrusu bu değil, yüksek not alsalar da atamıyorlar. Birkaç yıl oldu, yunus” denilen motosikletli polisler önümden geçiyorlardı. Biri tam önümde durdu, indi, kaskını çıkardı, hocam” diye sarıldı bana. Atanmayınca ne yapsın, polis olmuş, “öğretmen polis”. “Öğretmen pazarcı”, “öğretmen garson” var artık.

Atanmayan öğretmen mutsuz, ya utana sıkıla baba eline bakıyor ya da bir iş bulabilirse boğaz tokluğuna çalışıyor. Bunalıma girip canına kıyanlar az değil. Can bu can, bir can olsa az mı sayılacak... Atananlar mutlu mu sanki? Eğitim-Senin araştırmasına (2020) göre öğretmenlerin yüzde 70i ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş bulsa mesleğini bırakmayı düşünüyor. Atadıklarını da sözleşmeli çalıştırıyorlar, iş güvencesinden yoksun... Ücretliyse ders ücreti alıyor. Ders yoksa ücret de yok. Sadece iş günlerinde sigortalılar. Akla gelen soru şu: Öğretmen açığını ücretlilerle mi gidermeye çalışıyorlar? Pedagojik formasyon”u olmayanların bile ücretli çalıştırıldığı basına yansıyor.

ESKİ TÜRKİYE”DE NASILDI?

Atatürk dönemine bir bakalım. Genç Türkiye Cumhuriyeti öğretmene saygınlık kazandırdı. Öyle ki Atatürk, milletvekili aylıklarının öğretmen aylığını geçmesini istemedi. Öğretmenlerin gönlünde yaşayan Mustafa Necati, yeni atanan öğretmenlere “öğretmen arkadaş”, yavrum” diye başlayan, gözlerinden öperim”, sevecenlikle kucaklarım” diye biten kişiye özel mektuplar yazdı.

Öğretmenlerin valilerce, kaymakamlarca karşılanmasını sağladı. Öğretmenlerden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” kuşaklar yetiştirmeleri istendi.

ATATÜRK’ÜN İRFAN” ORDUSU

Şimdiyse sormayan, sorgulamayan, eleştirel düşünmeyen, boyun eğen, dinci ve kinci kuşaklar yetiştirilmek isteniyor. Oysa yeni kuşağın 21. yüzyıl becerileriyle donanması gerekir: sorun çözme, yaratıcılık, önderlik, iletişim becerisi, esneklik, eleştirel düşünme, hesap verebilirlik, özyönlendirme, üreticilik, ilişki yönetimi, girişkenlik (inisiyatif alma)…

Bir ülke için 21. yüzyıl becerileriyle donanmış, yetişmiş insan gücü en önemli varsıllıktır. Öğretmen de insan yetiştirmede temel öğedir. Öğretmeni küstürmeyin, dışlamayın, mutsuz etmeyin. Onlar Atatürk’ün irfan ordusu”dur.

RECEP NAS

EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları