Olaylar Ve Görüşler

Afgan kadınların bitmeyen çilesi - Av. Sema AKSOY

26 Ağustos 2021 Perşembe

“Afgan toplumunda en iyi kadın, görülmeyen ve duyulmayan kadındır.” Ali Kaveh (Afgan sosyolog)

Afganistan’da 1996-2001 yılları arasında iktidarda kalan Taliban, yirmi yıl sonra yeniden yönetimi ele geçirdi. İktidarda olduğu süre içinde kadınların çalışmasını, yanında ailesinden bir erkek olmadan  tek başına dışarı çıkmasını, okula gitmesini yasaklamış ve Afgan kadınlarına ve çocuklarına uyguladığı zulümle tarih sayfalarına geçmişti. Halkın önünde kırbaçlanan, işkence edilen, öldürülen, tecavüze uğrayan kadınların, kaçırılarak istismar edilen çocukların hikâyelerini basın yayın organlarından tüm dünya izlemişti. 

Daha sonra ABD’nin 11 Eylül 2001 saldırısını gerekçe göstererek “kalıcı özgürlük operasyonu” adı altında Afganistan’da konuşlanarak başlattığı savaş yirmi yıl boyunca sürdü. Bu süreçte de kadın hakları konusunda özellikle şehirlerde kısmen de olsa kazanımlar olsa da kadın cinayetleri ve baskılar durmamış ve hep arkasında Taliban izi aranmıştı.

HAKLI CAN KORKUSU

Şimdi ise Taliban, ılımlı görüntü verme çabası ile kadınların çalışma ve eğitim hakkı da dahil olmak üzere birçok hakka sahip olacaklarına dair güvence veriyor. Kadının esasen doğmakla sahip olduğu haklarını çalışma ve eğitimden ibaret sayan bu söylem bile başlı başına kadına yönelik ayrımcılık yapıldığının, erkek egemen bir yönetim anlayışı ile kadınlara istenilen hakların “lütfedileceği”nin, istenilmeyenlerin ise verilmeyeceğinin açık kanıtı. Kaldı ki Kandahar ve Herat kentini ele geçiren Taliban’ın kadınların bankada çalışmasını yasakladığı biliniyor.Endişenin yerini can güvenliği ve korkulara bıraktığı görülüyor. Bu korkuların sebebi son yıllarda özellikle medya, sağlık ve kolluk kuvvetleri gibi alanlarda çalışan Afgan kadınlarının öldürülmüş olması.

İstatistiklere göre Afganistan, dünyada kadın veya anne olmak için en tehlikeli birkaç ülkeden birisi. Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu’nun (AIHRC) verilerine göre, Afganistan’da her yıl üç bini aşkın kadın intihara kalkışıyor. Akıl sağlığı sorunları, aile içi şiddet ve istismar, zorla evlendirmeler ve kadınlar üzerinde artan sosyal baskılar bunun nedeni olarak gösteriliyor. UNICEF  raporuna göre ülkede her 3 kadından biri 18 yaşından önce evleniyor. 12 yaşında zorla evlendirilen, şiddet gördüğü için boşanmak istediğinde kocası tarafından burnu ve kulakları kesilen Bibi Aisha’yı unutmak mümkün mü! Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu’nun açıklamalarına göre Afgan kadınların yüzde 87’si  fiziksel, cinsel ya da psikolojik şiddete, yüzde 62’sinin de birden fazla istismar türüne maruz kaldığı görülüyor. Kadınların yüzde 85’i okuryazar değil, temel eğitimden yoksun. Dul kalan kadınlar, ölen kocalarının akrabalarıyla evlendiriliyor. Kadınların mülkiyet ve miras hakkı anayasal koruma altında değil. Tecavüz, yasalarda açık bir şekilde suç olarak tarif edilmiyor.

BAŞLI BAŞINA ÇİLE

Esasen Afgan kadınının çilesi doğumla başlıyor. Afgan kanunlarına göre doğum belgesinde sadece babanın adı yazılıyor. Kadının ismini kullanması ailenin erkeklerine hakaret olarak görülüyor. Kadının adı düğün davetiyesine yazılmıyor. Hastane kayıtlarına ya da reçeteye de ismi yazılmıyor. Öldüğü zaman da ölüm belgesinde ve hatta mezar taşlarında adları yok. Buna tepki olarak bir dönem Afgan kadınları “AdımNerede?”(# whereis myname) kampanyasını başlatmıştı. Kadınlar erkek kardeşin, babanın ya da nişanlı/kocanın ‘ namusu” sayılıyor ve onların isimleri ile anılıyor. 

Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından bir kadın üniversite öğrencisi ortamı şöyle anlatıyor. “Kadınların korkulu yüzlerini ve kadınlardan nefret eden erkeklerin çirkin yüzlerini gördüm... Kadınlar Taliban’ın Kâbil’e gelmesi nedeniyle polisin onları tahliye ettiğini ve çarşafsız kadınları döveceklerini söyledi. Hepimiz eve gitmek istedik ama toplu taşıma araçları  almadı.Etraftaki erkekler dalga geçiyordu. “Kimliklerimizi, diplomalarımızı, sertifikalarımızı sakladık.”

TEK YOL LAİKLİK 

Afganistan’da hâkim olan erkek egemen toplumsal yapı, toplumu erkeklerin avantajlı konumda bulunması esasına göre biçimlendirmiş ve kadına yaşama hakkı tanımamıştır. Kız çocuklarının “Baça Poş”denilen erkek kılığına girerek yaşamını sürdürdüğü ve çalıştığı bilinmektedir. 

Afganistan’da kadınlar için bir güvenlik sorunu olduğu kuşkusuz. BM raporlarında, 13 hâkim ve 19 savcının, 100 binden fazla sivilin öldürüldüğü, iki yılda 5 bin 770 çocuğun öldürüldüğü veya sakat kaldığı bundan büyük oranda Talibanın sorumlu olduğu, çocuk kayıplarının en yüksek seviyeye ulaştığı hastanelere ve okullara saldırılar olduğu, Taliban’ın özellikle kız çocuklarının okullarına saldırdığı belirtiliyor. “Evlere gazete girmesin diye bakkallarda ekmeklerin gazeteye sarılmasının yasaklandığı” Afganistan’da özellikle halkın eğitimsiz bırakılması, bilinçli bir toplum inşasını ve ruhunu engellemiştir. Afganistan için kurtuluş adil, bilgili ve bilinçli, çalışkan, vatan-millet sevgisi ile donanmış güçlü ve üretken bir toplumun inşasından geçmektedir.

Unutulmamalıdır ki nerede kadın eziliyorsa orada insanlık suçu vardır ve böyle bir ülkenin çöküşü kaçınılmazdır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün  Türkiye’de en güzel örneğini dünyaya kanıtladığı laik yönetim anlayışı tek çıkar yoldur. 


*Kaynak  BBC Dünya Servisi Herat’taki BBC muhabiri Mohammed Qazizad *Kaynak; Mahjooba Nowrouzi BBC Afgan Servisi 18 Temmuz 2020

AV. SEMA AKSOY 

(ESKİ ANKARA BAROSU BAŞKANI)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları