Erdal Sağlam

OVP enflasyonla mücadelede başarısızlığın itirafı

07 Eylül 2021 Salı

Önümüzdeki üç yılı kapsayan orta vadeli program (OVP) açıklandı. Program hedeflerini, “Hükümetin enflasyonla mücadelede başarısızlığının itirafı” bir metin olarak görmek de mümkün. Yerine getirilemese bile hedef olarak uzun yıllardır konulan yüzde 5’lik enflasyon rakamının, 2024 yılı için bile mümkün olamayacağını kabul ettiler. Buna rağmen, OVP’ye konulan yüksek enflasyon rakamları bile en iyimser hedeflerden biri olarak görülüyor.

OVP hedeflerine kaba olarak bakıldığında enflasyon ve büyümenin yüksek seyrettiği, iç ve dış talebin canlı seyrini koruyacağı varsayımının baz alındığını, buna bağlı olarak cari açık ve kurlardaki değer kaybının ise düşük tahmin edildiğini söyleyebiliriz.

İktisatçıların analizlerine baktığımızda makro dengelerin tutarlılığı açısından önemli bir sorun bulunmadığı ama beklentilerin ve buna bağlı yapılan tahminlerin iyimser olduğu yönünde yorumlarına rastladım. Bunun, programın inanılırlığını olumsuz etkilediği de doğal olarak belirtiliyor. Hükümetin daha önce yaptığı orta vadeli program hedeflerinden ne kadar uzak kaldığı, yani hedefleri gerçekleştiremediği göz önüne alındığında, bu inanılırlık sorunu daha da büyüyor.

Enflasyon açısından bakıldığında, yüzde 5’lik enflasyon tahmininin gerçekleşme ihtimalinin beş yıl sonrası için bile mümkün görülmediğini söyleyelim. OVP, 2024 yılında bile ancak yüzde 7.6’lık bir enflasyon hedefine yer verdi. Merkez Bankası’nın yeni revize ettiği yılsonu hedefini tekrar revize eden OVP; bu yılsonunda yüzde 16.2’lik bir enflasyona inileceğini, 2022 sonunda 10’un hemen altında yüzde 9.8’e düşüleceğini öngörüyor. Enflasyon tahminlerini bu haliyle bile çok iyimser bulan analistler, yılsonunda en iyi ihtimalde bile enflasyonun yüzde 18’in üzerinde kalacağını belirtirlerken enflasyondaki durumun ne kadar içler acısı olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Bu arada OVP’de bu yılki büyüme rakamının yüzde 9 olarak tahmin edildiği görülüyor. Bunun üzerine gelecek yıl ise yüzde 5, ondan sonraki iki yılda da yüzde 5.5’lik büyümeler hedefleniyor. Bu rakamlar bize yılın son çeyreğinde de büyümeye önemli bir fren gelmeyeceğini gösterirken bu durumda enflasyon hedefine ulaşılmasının ne kadar zorlaşacağı da kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Başka bir sorun, Türkiye’nin bu yılki yüzde 9, hatta bazı yorumculara göre yüzde 10’a ulaşacak büyüme oranının üzerine 2022 yılında yüzde 5 daha nasıl büyüyeceği konusu. Hem de bunu OVP’de öngörülen biçimde, cari açığını artırmadan, dolayısıyla düşük kur artışı tahminleriyle birlikte yapıp yapamayacağı. OVP aynı zamanda önümüzdeki dönem faiz harcamaları önemli ölçüde artsa bile iç borçlanmasında dolar ve altın bazlı borçlanmasını da önemli ölçüde düşürmeyi hedefliyor. Bunların hepsinin birden hayata geçmesi daha şimdiden çok zor görünüyor.

HANGİ HEDEFLER TUTTU Kİ...

Hedefler üzerinden bankacıların yaptığı hesaplara göre OVP’de ortalama dolar kuru için 2021 öngörüsü 8.3 TL, 2022 için 9.3 TL, 2023 için 9.8 TL ve 2024 için 10.3 TL oldu. Bu hedeflere göre dolar kurunun iki haneye, yani 10 TL’nin üzerine çıkması, ancak 2023 sonlarında gerçekleşecek.

İşte bu noktada inandırıcılık sorunu yine karşımıza çıkıyor. OVP’nin küresel iklimin güllük gülistan olacağı varsayımıyla hareket ettiği, neredeyse hiçbir olası ciddi riskin hesaba katılmadığı anlaşılıyor. Örneğin; yüzde 19.25 ile Merkez Bankası’nın dediğinin tersine, politika faizinin üzerine çıkan bir enflasyonumuz var ve buna rağmen faiz artışı değil, faiz indirimi hedefliyoruz. En geç yılsonunda faiz indirimi gerçekleşecek ve piyasalar buna hiçbir tepki vermeyecek varsayımı OVP’de hâkim. Sadece bu yıl değil, sıkı para politikası en az iki yıl daha sürmeli ki kurlar konusunda yapılan varsayımlara inanılabilsin. Sizce seçimin olduğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sıkı para politikası uygular mı?

Ayrıca siyaset ve diplomaside istikrarlı bir seyir olacak, Fed’in tahvil alımlarını azaltma programı olsa bile bizi hiç etkilemeyecek, Halkbank, yolsuzluk mahkemeleri gibi hiçbir girişimden yara almadan çıkacağız, S-400’ün ikinci partisini alsak bile yaptırımlar uygulanmayacak varsayımları üzerine kurulu bir OVP olduğunu da söylemeliyiz.

OVP’de bütün bu risklerin hesaba katılamayacağı, “ekonomik bir varsayım seti” olduğu söylenebilir. Buradan baksak bile hükümetin geçmişte yaptığı bu tür programların hiçbirinde temel hedeflerini gerçekleştiremediğini de unutmayalım.

OVP’de işsizlik oranı bu yıl için yüzde 12.6, 2022’de yüzde 12, 2023’te yüzde 11.4 tahmin ediliyor, program dönemi boyunca istihdamda yıllık 1.17 milyon artış öngörülüyor.

Son 4-5 yıllık icraatlarına baktığımızda; ekonomide rasyonel karar alamayan, ekonomik dengeleri altüst eden, hem ekonomik hem iç ve dış politikada yaptığı yanlışlarla kredibilitesi ve güvenirliliğini kaybeden bir iktidar gördük. 

Sizce mevcut iktidar bu saydığı hedefleri gerçekleştirebilir mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları