Mehmet Ali Güller

Erdoğan cephesindeki Susurluk

11 Kasım 2021 Perşembe

Susurluk’un yıldönümü ve Mehmet Eymür’ün yeniden ortaya çıkması, Gladyo gerçeğini bir kez daha ele almamızı gerektiriyor.

Önce bir yanlışı düzeltelim:

“Gladyo eşittir FETÖ” denklemi gerçeği yansıtmıyor, madalyonun sadece bir yüzünü ortaya koyuyor. FETÖ Gladyo’nun ayaklarından sadece biridir. Ne kadar edildiği de soru işaretli olmakla beraber, FETÖ’yü tasfiye etmek, Gladyo’yu kazımak anlamına gelmiyor.

İşte Mehmet Eymür örneğin...

Gladyo’nun has adamıdır ve cinayet, hukuk dışı operasyonlar ve işkence itiraflarına rağmen yıllardır yargılanmıyor. (Bu kez siyasal iklimin adım adım değişiyor olması, Eymür için çanları çaldırabilir!)

Ki Mehmet Eymür’ü tasfiye etmek bile Gladyo’yu kazımak anlamına gelmiyor.

Çünkü, önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi, Gladyo, NATO örgütlenmesidir ve NATO üyeliği sürdükçe, Gladyo zayıflasa bile varlığını güncelleyerek sürdürür.

ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ

Gladyo ahtapot gibidir, çok bacaklıdır. Bir bacağını kesmek, ahtapotu ortadan kaldırmıyor. Hatta Gladyo, ahtapot ve bacaklarından daha karmaşık bir yapıdır, bazı bacaklar içe içe geçmiştir. Siz keserken, diğer bacağa dolanmış olan parça harekete geçebiliyor.

Bunun tipik göstergesi 1990’larda Susurluk ve 2000’lerde FETÖ olgularıdır…

3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen kazayla ortaya çıkan Çiller Özel Örgütü ile önemli oranda mücadele edilebildi. Örgüt “kısmen” ortaya çıkarıldı, önemli merkezleri tasfiye edilebildi.

Ancak sadece Susurluk ile Gladyo tasfiye edilememiş oldu.

NATO BAĞI

Ve Gladyo’nun bir başka bacağı, FETÖ, 2000’lerde AKP iktidarının da sağladığı olanaklarla Türk ordusuna kumpaslar yaptı, devleti belli oranda ele geçirdi ve en sonunda 15 Temmuz’da darbeye soyundu.

Ve o süreçten sonra FETÖ’yü tasfiye operasyonu başlatıldı ancak yine Gladyo varlığını sürdürdüğü için, o mücadele de bölük pörçük ilerledi, bazı önemli unsurların kaçışına göz yumuldu, hatta bazı unsurlar da FETÖ’nün yerini dolduracak yapılara kaydırıldı!

İşin FETÖ borsası boyutuna hiç değinmiyorum bile...

Peki, neden Gladyo’ya karşı, hatta FETÖ’ye karşı süpürücü ve kazıyıcı bir mücadele yürütülemiyor?

Bunun nedenlerinden biri, kuşkusuz iktidarın elinin AKP-FETÖ ortaklığı nedeniyle zayıf olmasıdır. Çünkü FETÖ’nün derinliklerine inmek, mızrağın ucunun kendilerine de değmesine neden oluyor.

Ama bundan daha önemli neden şudur: Türkiye’nin Gladyo gerçeğine karşı bütünlüklü bir stratejisi olmadığı için, daha doğrusu Türkiye’nin NATO üyeliği ile Gladyo faaliyeti zayıflasa bile sürebildiği için, bu örgütle kapsamlı ve kökü kazınacak türden bir mücadele yürütebilmek mümkün olmuyor.

Gladyo’yla esaslı mücadele için öncelikle NATO bağı kesip atılmalıdır.

ÇİLLER-AĞAR İKİLİSİ

Susurluk döneminin öne çıkan üç portresi vardır: Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Mehmet Eymür.

Bunlardan ilk ikisi, bugün doğrudan AKP iktidarına eklemlenmiş durumda. Çiller ve Ağar, sadece siyasal tutumları ve verdikleri fotoğraflar ile değil, halkaları birbirine bağlama misyonlarıyla da Erdoğan’la birliktedir.

Susurluk’un üç önemli portresinin dışında, Çakıcı gibi unsurlar da bugün MHP bağı üzerinden iktidar cephesindedirler.

Kısacası, Susurluk’un en önemli isimleri, Erdoğan iktidarına dahil pozisyondadır.

Mehmet Eymür’ün Mehmet Ağar’la uzun yıllara dayanan kavgası ya da Sedat Peker’in bu yıl ortaya çıkan Mehmet Ağar’la ve Süleyman Soylu’yla kavgası, bu tür yapılardaki tipik iç çekişmeler ve güç mücadeleleridir. Bu kavgalar nedeniyle ortaya serilenler, esasa ulaşmaya yararları bakımından çok önemlidir.

O nedenle Eymür’ün belli periyotlarda ortaya çıkmasını çözümleyebilmek ve bugünkü pozisyonunun hangi odağı temsil ettiğini anlayabilmek önemlidir. Hele de son Ergenekon kumpasındaki rolü anımsanırsa...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları