Diyanet’e yan bakanın vay haline!

17 Aralık 2021 Cuma

Önceki gün, Ankara Adliyesi’nde ilginç bir duruşma vardı. Yargılananlar eski Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan ve Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi olan avukatlardı. Yargılanma nedeni, kamu görevlisine düşünce ve kanaat açıklamasından dolayı hakaretti. Erinç Sağkan ve baro yönetimindeki arkadaşları, bu suçtan dolayı iki yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyorlardı.

Davanın açılmasına neden olan olay ise şöyle gelişiyordu:

Diyanet İşleri’nin artık herkesin tanıdığı, Ayasofya’da kılıç hakkını anımsatarak namaz kıldıran, Atatürk’e dil uzatan malum Başkanı Ali Erbaş’ın 24 Nisan günü Ankara Hacı Bayram Camisi’nde, evlenmeden bir arada yaşayanlar ve eşcinsellerle ilgili olarak verdiği vaaz üzerine, o günkü Ankara Barosu, Diyanet İşleri Başkanı’nın nefret söylemini kınayan bir bildiri yayımlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu davranış ile ilgili olarak “Diyanet İşleri Başkanımıza saldırı var. Diyanet’e saldırı devlete saldırıdır” diyor. Ankara Cumhuriyet Savcısı da kamu görevlisine, açıkladığı düşünce dolayısıyla hakaret suçlamasıyla iki yıla kadar mahkûmiyet isteğiyle resen dava açıyor, Diyanet de davaya müdahil olmayı talep ediyor.

İşte 15 Aralık günü Ankara’da 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve 9 Mart’a ertelenen dava bu.

***

Bu dava ile bir taşla iki kuş vurulmuş olacak, hem Diyanet’in herkesin bildiği başkanını eleştirmeye kalkanlara ağızlarının payları verilmiş hem de Barolar Birliği seçimlerini kazanarak AKP - Metin Feyzioğlu müşterek girişimiyle iktidarın Barolar Birliği’ni ele geçirme oyununu suya düşüren Erinç Sağkan boyunun ölçüsünü almış olacak.

Son zamanlarda kimsenin dikkatinden kaçmayan bir olaya tanık oluyoruz. Diyanet’in iktidarca pek makbul Başkanı Ali Erbaş, sık sık nefret söylemini dillendiren vaazlar vermekte, açıklamalar yapmaktadır. Eşcinseller, bu nefret söyleminin ana hedefi olarak sık sık kullanılmaktadır.

Ali Erbaş yalnız eşcinselleri değil, beğenmediği herkesi nefret söyleminin hedefi haline getirmektedir.

Siyasi iktidarın gözdesi olan Ali Erbaş, aynı zamanda Diyanet’i tarikat ve cemaatlerin devleti kuşatarak ele geçirme saldırısının ana üssü haline getirmiş bulunmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşunu bilenler talihin bu hazin tecellisine acı acı gülmektedirler. Çünkü hilafetin kaldırıldığı, 3 Mart 1924 günü Evkaf ve Şeriye Vekâleti’nin yerine kurulan ve Cumhuriyetin ilk temel kurumlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanlığı, laik Türkiye’de dini alet ederek cemaat ve tarikatların, sultasını egemen kılmasını önlemek için kurulmuştu. 

Diyanet’in bu kuruluş gerekçesini eleştirenler ve “Devlet dini Diyanet İşleri aracığıyla denetimi altına almak istiyor” diyenler de dinin devleti denetimi altına alması operasyonunu başarıyla yürütürken bu saldırıda ana üs olarak Diyanet’i kullanmışlardır.

***

Türkiye’de yargının tümüyle kontrol altında olduğunu bilenler ki artık bilmeyen kalmadı, bu davanın sonucunu daha şimdiden biliyor ya da kestirebiliyorlar.

Nisan 2021’de Ankara Barosu Başkanı olan şimdiki Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile arkadaşları, nefret söylemiyle toplumsal tehlike yaratan Ali Erbaş’ı uyaranlar, savcıları harekete geçmeye çağırırlarken Avukatlık Yasası’nın 76. ve 95. maddelerinin kendilerine yüklediği görevin gereğini yapıyorlardı.

Nefret söylemi toplumsal açıdan büyük bir tehlike yaratır, bu suçun oluşması için cebir şiddet öğesine bile gerek duyulmaz.

Son zamanlarda ülkemizde nefret söyleminin artması üzerine, hukukçular savcıları harekete geçmeye çağırmışlar ama ne yazık ki savcıların nefret söylemine değil, kendilerine karşı harekete geçtiklerini görmüşlerdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları