Mehmet Ali Güller

AKP’nin sığınmacıları kullanma planı

12 Mayıs 2022 Perşembe

Adım adım nüfusun yüzde 10’una ulaşmış sığınmacı sayısının er geç büyük probleme dönüşeceğini Erdoğan görmüyor muydu? Görmemesi mümkün değil.

Peki, bu riski neden aldı? Yanıtı, dünkü BOP eşbaşkanlığı görevi ile bugünkü 13 yerel meclisle işbirliği içinde Suriyelileri bölgeye yerleştirme planının bütününde. Anlatalım:

TÜRKİYE’Yİ GENİŞLETME(!) HAYALİ

ABD’nin BOP planının Irak ayağındaki hedefi, bu ülkeyi üç parçaya bölmekti: Kuzeyde Kürtlere, ortada Sünni Araplara, güneyde Şii Araplara devletçik inşa etmekti.

ABD’nin Suriye hedefi de bu ülkeyi dört parçaya bölmekti: Kuzeyde Kürtlere, batıda Nusayrilere, doğuda ve ortada Sünnilere, güneyde de Dürzilere devletçik vermekti.

Sonra Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki devletçikler birleşecek ve Doğu Akdeniz’e bağlanan bir Kürdistan inşa olacaktı. Suriye’nin orta ve doğu bölgesindeki Sünni devletçiği de Irak’ın ortasındaki Sünni devletçiğiyle birleşecekti.

Arap ve Fars faktörüne karşı, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürdistan’ın (en azından bir süreliğine) Türkiye’nin himayesinde olması da ara plandı. Bu ara plan, Erdoğan’ın da işine geliyordu. Böylece Türkiye’yi Kürtlerle Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyine genişletebileceğini düşünüyordu. Hatta Erdoğan açısından işler iyi giderse, ara plan, ana plan bile olabilirdi. İşte içerideki Kürt Açılımı da bu dış politikanın gereğiydi.

ERDOĞAN’IN ÖSO DEVLETÇİĞİ HEDEFİ

Iraklılar da direndi, Suriyeliler de... İran etkisini artırıyor, Rusya sahaya inmeye hazırlanıyordu. Üstelik Amerikan hegemonyası da zayıflıyordu. Sonuçta ABD-İsrail-İngiltere projesi Ortadoğu’da hayata geçemedi. Kuşkusuz büyük tahribat oluşturdu, oluşturmayı da sürdürüyor.

İçeride rejim yıkan ama yerine yenisini inşa etmekte zorlanan Erdoğan’ın, bir fetih tarihi yazabilmeye ihtiyacı vardı. Yeni tabloyu göz önünde bulundurarak hedefini Suriye’nin kuzeybatısında, “Türkiye himayesinde bir ÖSO devletçiği” inşa etmeye çevirdi. İşte Suriyeli sığınmacılar, o inşanın tuğlaları olacaktı.Lozan hezimettir” dedikleri halde “Misakı Milli”cilik yapmaları da bu hedefin gereğiydi.

ÖSO gruplarını çeşitli bölgelerde iktidar odağı haline getirmeye çalıştılar, iktidar olunan yerlerde yerel meclisler kurdular; ardından Türkiye’nin denetiminde 2017 yılında 425 üyeli bir genel meclis kurdular, o meclisin içinden de “milli kurtuluş hükümeti” çıkardılar.

Erdoğan 2019’da New York Times’a yazdığı “Türkiye Suriye’de İşi Halleder” başlıklı makalesinde, “yerel meclisler” planını ortaya koyuyor ve bu yerel meclislere “danışmanlık” vereceklerini belirtiyordu. Yani Erdoğan ABD’ye, Suriye’nin bir bölümünde “mandater” olmak istediğini söylüyordu.

Geldik 2022’ye... Ne diyor şu anda Erdoğan? “1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşü için Azez, Cerablus, El Bab, Tel Abyad ve Resulayn başta olmak üzere 13 bölgede yerel meclislerle çalışıyoruz.

ÇÖZÜM ÖNCE AKP’Yİ GÖNDERMEKTE

Görüldüğü gibi, Erdoğan’ın açıkladığı proje, Türkiye’deki sığınmacıları vatanlarına kavuşturma projesi değil, onların bir bölümünü kendi “fetih planında” kullanma projesidir. O nedenle Şam/Esad karşıtlığını sürdürüyor, o nedenle Şam’daki Meclis’e karşı kurdukları yerel meclislerle çalışıyor.

Dolayısıyla kamuoyu Suriyelileri değil, AKP’nin işte bu Suriye politikasını masaya yatırmalıdır. Çünkü Türkiye’nin asıl sorunu sığınmacı sorunu değil, sığınmacı sorunu doğuran AKP dış politikası sorunudur.

Ve AKP’nin yukarıda özetlediğim “fetih planı” nedeniyle, sığınmacıları “gönderebilmenin” yolu da AKP’yi göndermekten geçmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları