NATO, Rusya sınırına yayılmayı hedefliyor, ülkelerden tepkiler yükseliyor

Sovyetler’in yıkılmasının ardından ‘görevini tamamlayan’ NATO’nun doğuya doğru genişlemesi, Finlandiya ve İsveç’in olası üyelikleri ile birlikte yeniden kuzeye doğru kaydı. ABD’nin arzuları doğrultusunda genişleyen ittifaka, çeşitli ülkelerden, hatta NATO’ya üye devletlerden dahi itiraz sesleri yükseliyor.

Yayınlanma: 15.05.2022 - 12:28
NATO, Rusya sınırına yayılmayı hedefliyor, ülkelerden tepkiler yükseliyor
Abone Ol google-news

Sovyetler Birliği ‘tehlikesine’ karşı kurulan NATO, SSCB dağılmasına rağmen 30 senedir doğuya doğru yayılımını sürdürüyor. Öyle ki, İngiliz Sunday Telegraph gazetesine konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu yayılmanın, ‘Doğu sınırlarında tam ölçekli askeri güç konuşlandırma planları’ çerçevesinde açıkça geliştirileceğini beyan etmişti. Ayrıca sekreter, Rusya sınırına yaklaşık 40 bin askerin konuşlandırıldığını, bu sayının birkaç ay öncesine göre on kat fazla olduğunu ancak sayıdaki artışın devam edeceğini vurgulamıştı.

NATO, ÇİN’İN RUSYA’YI KINAMAYI KABUL ETMEMESİ ÜZERİNE, İTTİFAKI ASYA'YA GENİŞLETME KARARI ALDI

Sputnik TR'den Selin Uludağ'ın haberine göre, Stoltenberg başka bir açıklamasında, “Çin’in Rusya’yı kınamaya gönülsüz olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullanarak, Çin’in ‘bu tavrı’ karşısında, NATO'nun Asya Pasifik ortakları Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore’yi Brüksel’de gerçekleşen toplantıya çağırmıştı.

Son olarak Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusunda bulunması ve İsveç’in de olası NATO üyeliği ile bu konu tekrar gündeme taşındı. İttifakın, Doğu atağının ardından yönünü kuzeye çevireceğinin sinyalleri, uzun yıllar boyunca ‘tarafsızlığı’ ile bilinmesine rağmen Ukrayna’ya silah yardımı yapan bu iki ülkenin, NATO’ya ‘zoraki’ bir yeşil ışık yakmasıyla kendini göstermişti.

CLİNTON’A MEKTUP: ‘TARİHİ BOYUTLARDA BİR POLİTİKA HATASI’

ABD öncülüğündeki NATO’nun tüm dünyaya yayılma isteği, bir sır olmamakla birlikte, NATO’nun, ‘ABD’nin emperyalist açlığına bir araç’ olarak kullanıldığını düşünen çok sayıda ülke lideri ve bağımsız kuruluş mevcut. Üstelik bu itirazlar, hem ittifakın üye devletleri hem de ABD’denin kendi içinde yükseliyor. Bunun en eski örneği, 25 sene önce, tam da ABD’nin NATO’yu genişletme fikrini ortaya attığı ilk dönemlerde, önde gelen 50 dış politika uzmanının, Clinton'a bir açık mektup yazması ile yaşanmıştı. Uzmanlar mektupta, “ABD'nin NATO'yu genişletmek için gösterdiği çabanın, Avrupa istikrarını sarsacak tarihi boyutlarda bir politika hatası olduğuna inanıyoruz" demişti.

NATO, ‘1 MİLİM BİLE DOĞUYA DOĞRU GENİŞLETİLMEYECEĞİ’ SÖZÜNÜN ARDINDAN 30 YILDA ÜYE SAYISINI 2’YE KATLADI

Bu itirazların dayandığı temel noktalardan biri de 1990 yılında Eski Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un, o dönemde 14 üye ülkesi bulunan NATO’nun Doğu yönünde genişlememesi konusunda karar alındığını beyan etmiş olması olarak biliniyor. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin yayınlanmasına onay verdiği belgelerle de tasdiklenen bu karar, ABD'nin, Sovyet liderine NATO'nun askeri varlığını ‘1 milim bile doğuya doğru genişletilmeyeceğine’ dair söz verdiğini açıkça göstermişti. Fakat bu anlaşmalar da NATO’nun genişleme hırsının önünde bir engel teşkil etmedi. İttifakın, 2022 yılı itibarı ile 30 üye ülkesi bulunuyor.

Peki, ABD’nin arzuları doğrultusunda yayılımını sürdüren NATO’ya karşı son dönemde hangi ülkelerden tepki geldi?

FİNLANDİYA'NIN NATO DAİMİ TEMSİLCİSİ: RUSYA'DAN DOĞRUDAN BİR TEHDİT GÖRMÜYORUZ

Rusya ile 1340 kilometrolik bir sınır paylaşan Finlandiya, 12 Mayıs’ta NATO üyeliği için başvuruda bulunacağı bildirildi. Ülke daha önce, ittifaka katılmaktan uzak durduğunun sinyallerini vermişti.

Keza Moskova da, Finlandiya'nın NATO üyeliğine kabul edilmesinin Rusya'nın güvenliği için tehdit oluşturacağını vurgulayarak, “NATO, bize doğru ilerliyor. Bu nedenle, elbette tüm bunlar özel bir analiz yapılması ve durumu dengelemek ve güvenliğimizi sağlamak için gerekli önlemlerin alınması adına önemli hususlar olacak" açıklamasında bulunmuştu.

Bunun üzerine Finlandiya Devlet Başkanı Sauli Niinistö, NATO üyeliğine alternatif olarak ABD ve İsveç ile savunma ilişkilerinin güçlendirilmesi teklifinde bulundu. İngiltere merkezli Financial Times'a (FT) mülakat veren Niinistö, askeri ittifaka katılmanın yararları ve dezavantajlarını ele alarak ABD ve İsveç ile daha derin bir savunma işbirliğinin NATO'ya katılmak yerine bir alternatif olabileceğini öne sürmüştü.

Bu kararın nedenini açıklayan Finlandiya'nın NATO Daimi Temsilcisi Klaus Korhonen, NATO'ya katılmayı planlayan Helsinki'nin bugün Rusya Federasyonu'ndan doğrudan herhangi bir askeri tehdit görmediğini belirtmişti.

Tüm bu konuşmalarınardından NATO’ya üye başvurusunda bulunduğunu açıklayan Finlandiya Devlet Başkanı Niinistö, ülkesinin NATO'ya üye olma yönündeki 'değişen kararını' ele almak üzere Rusya lideri Vladimir Putin ile telefon görüşmesi yapmayı planladığını söyledi.

İSVEÇ’TE İKTİDAR PARTİSİ NATO KONUSUNDA İKİYE BÖLÜNDÜ: ‘NATO’YA ‘HAYIR’ DEYİN’

NATO’ya üyelik başruvusu yapmaya hazırlanan İsveç’in İklim ve Çevre Bakanı Annika Strandhäll, liderliğini yüürüttüğü iktidardaki İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nin ulusal kadın kanadının (S-women) NATO üyeliğine karşı olduğunu belirtti. Ayrıca S-women, herkesi NATO'ya hayır demeye devam etme kararı aldı.

Svenska Dagbladet gazetesinin aktardığına göre Strandhäll, “Kadın Kolları Konseyi, kongremizin kararlarına uymaya karar verdi. Buna göre İsveç, askeri anlamda blok dışı olmalı ve bu, NATO dışında da kalması anlamına geliyor” dedi.

ERDOĞAN: İSVEÇ VE FİNLANDİYA İLE İLGİLİ GELİŞMELERİ TAKİP EDİYORUZ, OLUMLU DÜŞÜNCE İÇİNDE DEĞİLİZ

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 13 Mayıs’ta yaptığı konuşmada, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılabileceği yönündeki açıklamalarına ilişkin "İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz, İskandinav ülkeleri terör örgütü misafirhanesi gibi" yorumunda bulunarak, iki ülkenin NATO’ya girmesine karşı olduklarını açıkça belirtti.

‘NATO’NUN DOĞUYA DOĞRU GENİŞLEMESİ RUSYA, TÜRKİYE, İRAN, ÇİN, ORTA ASYA ÜLKELERİ VE PAKİSTAN İÇİN BİR TEHDİTTİR’

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, doğuya doğru ilerleyen NATO’nun, mezarına giden NATO olduğunu söyleyerek şunları ifade etti:

“Zaten gözü kör, ABD’nin kontrolünde bir örgüt. Amerika yeraltı örgütleriyle NATO ülkelerini kontrol eder. Rusya-Ukrayna ilişkisi değil, temelinde Rusya ve ABD arasındaki çelişme var. Aslında bir boyutuyla daha geniş planda ABD ile bütün Asya ve insanlık arasındaki çelişmedir. Amerika ‘NATO’yu doğuya doğru genişleteceğim’ iddiasıyla hareket ediyor. NATO’nun doğuya doğru genişlemesi Rusya, Türkiye, İran, Çin, Orta Asya ülkeleri ve Pakistan için bir tehdittir. Buradaki çatışma yalnızca Rusya ve Amerika arasında değil, Amerika ve tüm insanlık arasındadır diyebiliriz. Rusya burada çok akıllı, ilk vuruşu yaptı. Amerika, NATO’yu genişletme bağlamında çeşitli ülkeleri adım adım yanına çekti ve son tehdit olarak ‘Ukrayna ve Gürcistan’ı da NATO’ya alacağım’ dedi. Rusya baktı ki bu iş kötüye doğru gidiyor, ilk vuruşu yaptı. Ukrayna’ya karşı silahlı harekatı başlattı. Onu da son derece akıllı bir şekilde ağır ağır yürütmektedir.”

HIRVATİSTAN CUMHURBAŞKANI MİLANOVİÇ: FİNLANDİYA VE İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİNİ VETO EDECEĞİM

Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanoviç, düzenlediği basın toplantısında, NATO zirvesinde Finlandiya ve İsveç'in ittifaka katılımını veto edeceğini söyledi. Gazetecilerin Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya katılımı konusunundaki ısrarlı soruları karşısında Hırvat Cumhurbaşkanı, “Bu beklenmedik konu ilkbahar yağmuru gibi çıktı, kimse beklemiyordu. NATO zirvesinde, bu seviyede gerçekleşecekse, daveti veto edeceğim” ifadelerini kullandı.

Geçen hafta benzer bir açıklama yapan Milanoviç, Stockholm ve Helsinki'nin ittifaka katılma ihtimalini "tehlikeli şarlatanlık" olarak nitelendirmişti.

FİNANCİAL TİMES: İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN NATO'YA GİRMESİ BÜYÜK BİR PROVOKASYON OLUR

Financial Times'ın İskandinav ve Baltık muhabiri Richard Milne’a konuşan Avrupalı bir diplomat, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girmesinin 'büyük bir provokasyon olacağını' belirtti. Milne’a konuşan kaynak, Helsinki'nin NATO'ya dahil olarak 'Rusya'yı tehdit ettiği izleniminden kaçınmak istediğini' ifade etti.

Daha önce Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, İspanyol ABC gazetesine verdiği bir röportajda, Stockholm ve Helsinki'nin ittifaka katılması halinde NATO ve Rusya Federasyonu arasında bir çatışma alanı haline geleceklerini ifade etmişti.

İNGİLTERE YEŞİLLER PARTİSİ: NATO'DAN ÇEKİLME TEKLİFİ SUNDUK

İngiltere Yeşiller Partisi Lideri Adrian Ramsay, Sky News kanalına verdiği röportajda, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekatı sona erdikten sonra NATO'dan çekilme teklifi sunduklarını söyledi. Ramsay, "Dünya çapında barışı inşa etmek için ihtiyaç duyduğumuz yapıları gözden geçirmeye dönük uzun vadeli bir politikamız var" dedi

Ramsay, uzun vadede nükleer silahların azaltılmasını ve terk edilmesini destekleyecek barış inşası girişimlerin teşvik edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

PAPA: NATO'NUN RUSYA'NIN KAPISINDA HAVLAMASI KREMLİN'İN TEPKİSİNE YOL AÇTI

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, Ukrayna krizine ilişkin yorumunda ‘NATO'nun Rusya'nın kapısında havlamasının Kremlin'in tepkisini beraberinde getirdiğini' söyledi. Corriere della Sera isimli İtalyan gazetesine mülakat veren Papa, NATO’dan bahsederek, "Öfke kışkırtıldı mı emin değilim ancak muhtemelen çatışmanın başlamasına katkıda bulundu" dedi.

ÇİN: SOĞUK SAVAŞ'IN BİR ÜRÜNÜ OLAN NATO, DÜNYAYA HİÇBİR ZAMAN GÜVENLİK VE HUZUR GETİRMEDİ

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Vang Vınbin, NATO'nun Yugoslavya'yı hedef alan saldırılarının 23. yıldönümünde yaptığı açıklamada, Pekin ve Sırbistan başta olmak üzere tüm dünyanın saldırıları unutmayacağını söyledi.

Vang, “ABD ve NATO, Ukrayna krizinin altında yatan nedeni ve ne tür sorumluluklar almak zorunda olduğunu hiç düşündü mü?" ifadelerini kullandı. Ayrıca sözcü "Soğuk Savaş'ın bir ürünü olan NATO, dünyaya hiçbir zaman güvenlik ve huzur getirmedi ve barışı gerçekten arzu edenler, ittifakın genişlemesine hayır diyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

ÇİN BASINI: NATO'NUN KUZEYE GENİŞLEMESİ, AVRUPA'YI YENİ BİR BARUT FIÇISINA ÇEVİRME RİSKİ TAŞIYOR

Doğuya doğru genişlemesinden sonra NATO kuzeye doğru ilerlediğine vurgu yapan Çin merkezli Global Times’ın 13 Mayıs tarihli makalesinde, “Rusya orada, Avrupa'nın hemen yanında, yaklaşık 17 milyon kilometrekarelik bir alana, 145 milyon nüfusa ve dünyanın en güçlü ikinci ordusuna sahip. Avrupa güvenliği, Rusya'nın güvenliğini tehdit ederek herhangi bir şekilde nasıl geliştirilebilir? Avrupa için Rusya ile devam eden gerilimleri sürdürmek gerçekçi değil” denildi.

ÇİN’İN KIDEMLİ ALBAYI BO: NATO'YA KATILMAK NE KADAR POPÜLER HALE GELİRSE, AVRUPA O KADAR GÜVENSİZ OLACAKTIR

Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşbirliği Merkezi'nin eski başkanı Kıdemli Albay Zhou Bo, Londra merkezli The Economist’e verdiği demeçte, “Finlandiya NATO'ya katılırsa, ki bu oldukça muhtemeldir, ittifak güçleri St. Petersburg'dan bir kol mesafesinde olacak” dedi.

CIA DİREKTÖRÜ: GENİŞLEME, GEREKSİZ YERE KIŞKIRTICI

CIA’in 8. Direktörü ve zamanın ABD Moskova Büyükelçisi William J. (Bill) Burns, Siyah Kanal adlı bir kitabında, Başkan Bill Clinton'ın yönetimi Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'ni NATO'ya sokmak için harekete geçtiğinde, bu kararın “En iyi ihtimalle erken ve en kötü ihtimalle gereksiz yere kışkırtıcı” olduğuna dikkat çekmişti.

AMERİKALI EMEKLİ ALBAY: POLONYA, NATO İÇİN RUSYA İLE DOĞU AVRUPA'DAKİ SAVAŞI GENİŞLETMENİN ANAHTARI

ABD ordusunda uzun yıllar görev yapan emekli albay Douglas Macgregor, NATO’nun genişleme arzusu ile ilgili konuşarak, ABD'nin Rusya ile doğrudan bir savaş başlatmak için Polonya'yı kullandığını öne sürdü. Macgregor, Polonya'nın 'NATO için Rusya ile Doğu Avrupa'daki savaşı genişletmenin anahtarı' olarak hizmet edeceğini vurguladı.

Macgregor, Rusya ile böyle bir olası savaşın, ABD ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir somut tehdidin varlığı olmadan başlayacağını da sözlerine ekledi.

ABD’Lİ UZMAN: NATO GENİŞLEMESİNİN TRAJEDİYE YOL AÇACAĞI UZUN ZAMANDIR AÇIKTI, ABD'NİN KÜSTAHLIĞININ BEDELİNİ ŞİMDİ ÖDÜYORUZ

ABD merkezli düşünce kuruluşu CATO Enstitüsü’nde savunma ve dış politikalar uzmanı Ted Galen Marangoz, The Guardian’da yayınlanan makalesinde, NATO’nun genişlemesinin trajediye yol açacağının uzun zamandır açık olduğunu belirterek şunları ifade etti:

“ABD'nin küstahlığının bedelini şimdi ödüyoruz. NATO'nun son çeyrek yüzyılda Rusya'ya yönelik kibirli ve sağır politikası, Ukrayna operasyonunda büyük bir payı hak ediyor. ABD’nin dış gerçekçilik ve kısıtlama politikasına bağlı analistler, çeyrek yüzyıldan fazla bir süredir, tarihin en güçlü askeri ittifakını başka bir büyük güce doğru genişletmeye devam etmenin iyi bir son olmayacağı konusunda uyardılar.”

NORVEÇ BAŞBAKANI: TOPRAKLARIMIZDA NATO ÜSLERİNE LÜZUM YOK

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, 1949 tarihli bildirge uyarınca Norveç'in barış döneminde topraklarında yabancı askeri güçlere ev sahipliği yapmaktan kaçındığını söyledi.

Støre, düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki NATO varlığını artırmaya gerek olmadığına işaret ederek, "Tarih ve coğrafyanın birleşimi, güvenlik söz konusu olduğunda farklı ihtiyaçları beraberinde getirebilir. Bu dönem kuzeyde tansiyonu düşük tutmayı başardık. Bu muhafaza etmek istediğimiz bir tecrübe ve bunu tersine çevirme yönünde bir ihtiyaç ya da arzunun sinyalini vermedik" dedi.

KÜBA: NATO'NUN RUSYA SINIRLARINA DOĞRU GENİŞLEMESİNE ŞİDDETLE KARŞI ÇIKIYORUZ

Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez Parrilla, ABD'yi Rusya Federasyonu'na yönelik politikası nedeniyle eleştirdi. Rusya'yı "kardeş ülke" olarak nitelendiren Küba yetkilisi, “ABD hükümetinin Rusya'ya karşı tetiklediği medya ve propaganda histerisini şiddetle reddediyoruz ve NATO'nun bu kardeş ulusun sınırlarına doğru genişlemesine şiddetle karşı çıkıyoruz” dedi.

FRANSA’NIN EN GÜÇLÜ SEÇİM VAADİ: NATO’NUN ASKERİ KANADINDAN ÇIKMAK

‘NATO’dan çekilme’ fikrinin güçlü bir seçim vaadi olduğu Fransa’da, en son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kaybetmesine rağmen ‘beklenmedik’ şekilde oylarını artıran ve Emmanuel Macron’a karşı oyların yüzde 41. 4’ünü alan Marine Le Pen, seçilmesi halinde ülkesini NATO’nun askeri kanadından çekeceğini duyurmuştu. Ayrıca Le Pen, “Ukrayna operasyonu biter bitmez, NATO ile Rusya arasında stratejik bir yakınlaşmayı savunacağım” dedi.

İTALYA’NIN ROMA VE PİSA KENTLERİNDE NATO KARŞITI YÜRÜYÜŞ DÜZENLENDİ

İtalya'da Genel İşçi Sendikası, solcular ve antifaşistler, Roma ve Pisa'da NATO'ya ve Ukrayna'ya silah tedarikine karşı protesto düzenledi. Bir gösterici Sputnik'e verdiği demeçte, "Avrupa, İtalya ve Ukrayna'da tam tarafsızlığı savunuyoruz. Silah harcamaları, daha yüksek ücretler için harcanabilecek fonları kaldırıyor" ifadelerini kullandı.

BULGARİSTAN'DA NATO'YA KARŞI PROTESTO

İtalya’da olduğu gibi, 2004’te NATO’ya katılan Bulgaristan'da da ittifak karşıtı protesto düzenlendi. 19 Mart’ta düzenlenen protestoya katılan aktivistler, Bulgaristan'ın "kalan birkaç silahını" Ukrayna'ya vermesine karşı olduklarını belirterek, "NATO defol" sloganları attı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler