Taksite sınır kartlı ödemelerin payını da eritiyor

Kredi kartlarına getirilen taksit yasak ve sınırlamalarının, kayıt dışı ekonominin en önemli dayanağı olan nakde dönüşü hızlandırdı. Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Soner Canko, sınırlamaların yürürlüğe girdiği Şubat ayından bu yana, kredi kartlı ödemelerin toplam harcamalar içindeki payının iki puan azaldığına dikkat çekti.

Yayınlanma: 09.06.2014 - 12:11
Abone Ol google-news

Bankalararası Kart Merkezi Genel Müdürü Soner Canko, "Bu düzenleme ile taksitli ve taksitsiz harcamalarımızında bir miktar yavaşladığını görüyoruz. Düzenleme sadece taksit alışkanlıklarımızı değil, kartlı ödeme alışkanlıklarımızı da yavaşlattı. Harcamalarda düzenleme öncesinde yılda ortalama 15-20 olan büyüme hızı yüzde 6-7'ye kadar geriledi. Taksitli ödemelerde daha dramatik bir gerileme oldu. Toplam alıverişlerimizin yüzde 30'u taksitle yapılırken, düzenleme sonrasında bu oran yüzde 22'ye kadar düştü" dedi.

 

'NAKİT OLMAYAN BİR TÜRKİYE HAYAL EDİYORUZ'

Canko geçtiğimiz yıl toplam tüketim harcamalarının yüzde 38'inin kartlarla yapıldığı bir döneme gelindiğini, bu payın 10 yıl önce yüzde 6'larda olduğuna dikkat çekti ve ekledi: "Bu Türkiye için fevkalade olumlu bir şeydir. Çünkü bireyler ne kadar çok kartlı harcarsa, vergi gelirleri ve istihdam o kadar çok artar ve kayıtlı ekonomi gelişir. Ama ilk defa bu düzenlemeler sonrası kartlı ödemelerin büyüyen payı geriledi ve yüzde 38'lerden, yüzde 36'lara düştü. Bu bizim için çok istenen bir sonuç değil. Bizim uzun yıllardır söylediğimiz şey 2023'de Türkiye'de tüm ödemelerin kartlarla yapılıyor olması, nakit olmayan bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu anlamda bizim uzun vadeli planlarımıza, vizyonumuza bir parça duraklama getirdi. Ama asıl olan ülkemizin çıkarları olduğu için alınan bu tedbirleri saygıyla, anlayışla karşılıyoruz. Gelişmeleri izliyoruz, ekonomi yönetimine de raporluyoruz. Yıl sonunada aynı tempo ile gideceğiz gibi görünüyor."

 

'HER AY YAKLAŞIK 3-3.5 MİLYAR LİRALIK DÜŞÜŞ'

Kartla ödeme sektörünün ortalama büyümesinin yüzde 17'ler düzeyinde olduğuna işaret eden Canko, "Hacim olarak da bakarsanız; aylık toplam kartla ödeme hacimlerimiz 35 milyar liradır. Dolayısıyla her ay bunun yüzde 10'unu kaybettiğimizi, yani yaklaşık 3-3.5 milyar liralık bir ödemenin kartlarla yapılmadığını söylüyoruz. Ben ona dikkat çekmek istedim. Kartla yapılmayan 3-3.5 milyar lıralık ödeme; tasarrufa mı giyor? Yoksa alternatif ödeme kanallarına mı akıyor? Senetle ödemelere mi gidiyor? Açık hesaplara mı gidiyor? Orasını bilmiyoruz, çünkü kayıtsız oldukları için onların kayıdını tutmak mümkün değil. Ama sonuçta gerilemenin miktarına bakarsak her ay yaklaşık 3-3.5 milyar liralık kartlı ödeme ile yapılan harcamanın, tüketimin yapılmadığını söyleyebiliriz" diye konuştu.

 

'DÜZENLEME BU HALİ İLE SONUÇ VERDİ'

Taksit düzenlemesinin kamuoyuna iki farklı mesajı olduğunu belirten Cnko, "Bir tanesi; telefon cihazları gibi cari açığa neden olan ithalata dayalı ürünlerde, diğeri de kuyumculuk gibi biraz lüks tüketime giren ürünlerde taksitin kısıtlanmasıydı. Zaten makro ekonomik tedbirlerde, ekonomi yönetimi bu konuda tüketimi azlatmak, tasarrufu artırmak amaçlarıyla ortaya koymuştu. Dolayısıyla bu düzenleme bu hali ile sonuç verdi. Kart kullanıcıları da düzenlemeyi hem taksitli, hem taksitsiz alışverişlerinde bir miktar frenleme yaparak dikkate almış olduklarını gösterdiler" diye konuştu.

 

'DÜZENLEMELER BİRAZ ZARAR VERDİ'

Düzenlemelerden bankacılık sektöründe olumsuz etkilendiğini vurgulayan Soner Canko, kartlı ödeme sistemlerinin büyümesi için çalıştıklarına işaret ederek şöyle konuştu: "Türkiye'deki bütün çabalarımız nakite karşı. Çünkü biz bankacılık sektörü olarak nakit ödemelerinin azalmasını, kartlı ödemelerin artmasını istiyoruz. Bu sayede kayıtlı ekonominin ve dolayısıyla vergi gelirlerinin büyümesini amaçlıyoruz. Düzenlemeler bu anlamda, kartlı ödeme sektörünede biraz zarar verdi. Ekonomi yönetimi makro tedbirleri, ülkemizin diğer çıkarlarını düşünerek alıyor diye düşünüyorum. Dolayısıyla tasarrufu artımak amacıyla alınan bu tedrbilerin uygulanıyor olması konusunda yorum yapamıyorum."

 

'HERKES AİDATI OLMAYAN KARTLARA GEÇİŞ YAPABİLİR'

Canko yeni Tüketici Kanunu ile gelen kredi kartı aidatının kaldırılmasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "28 Mayıs itibari ile Türkiye'de tüm bankalar artık yıllık kart ücreti olmayan kart vermek zorunda ve bu harfiyen uygulandı. Şu anda Türkiye'de kart veren tüm bankalarımızın, kart ücreti olmayan, yıllık kart aidatı olmayan bir kredi kartı ürünü var. Bence Tüketici Kanunu'nun, tüketiciler lehine yaptığı en önemli düzenleme bu. Bugünden itibaren isteyen herkes, kartına aidat vermek istemiyorsa, bankasına başvurup aidatı olmayan kartlara geçiş yapabilir" dedi.

 

'BDDK TAVAN KOYACAK'

Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK)'nın yapacağı çalışmanın, mevcut kart ücreti olan kartların üzerine bir sınır koymak, tavan koymak olduğunu belirten Soner Canko, "Bununla ilgili de BDDK'ya kanun görev verdi ve 6 aylık bir süre veriyor. 28 Mayıs'tan itibaren 6 ay içerisinde BDDK yapacağı bir düzenleme ile kart aidatlarında yıllık alınabilecek bir tavanı da ayrıca belirleyecek. Taslağının önümüzdeki günlerde açıklanacağını düşünüyorum. Düzenleme aslında büyük meyvesini verdi. İkinci bir düzenleme olarak da BDDK'dan tavan ücretlerle ilgili duyuruyu çok yakında duyacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.

 

'BAZI BANKA KARTLARI TAKSİT İMKANI VERMİYOR'

Bazı bankaların aidatsız kredi kartlarının üye iş yeri yetersizliği konusunda, her bankanın farklı uygulamaları olduğunu belirten Soner Canko, bazı bankalar yıllık kart aidatı olmayan kartlarına taksit yapmaya devam ediyor. Bazı banka kartları taksit imkanı vermiyor. Yine bazı bankalar sadakat puanı dediğimiz, puan, mil, para gibi teklifleri vermeye devam ediyor, bazıları ise bunları vermiyor. Bunlar bankadan bankaya değişiyor. Dolayısıyla bunlarında aslında kart kullanıcılarının tercihlerine göre, her bankada farklı teklifleri bulabilecekler" dedi.

 

'E-TİCARETLE GELENEKSEL TİCARET BİRLEŞİYOR'

Türkiye'de e-tiacretin potansiyelin gerisinde kalması konusunda açıklamalarda bulunan Canko, "E-ticaret bana sorarsanız yeni bir perakende türü; çünkü, perakendecilik format değiştiriyor" dedi ve ekledi: "Bugün gömlek aldığınız markayı biliyorsanız, bedeninizi de biliyorsanız, aynı gömleğin farklı renklerini veya modellerini mağazaya gitmeden de alabiliyorsunuz. Dolayısıyla sizin alışık olduğunuz markanın sanal ortama taşınımış hali oluyor. Aslında e-ticaretle geleneksel ticaret birleşiyor. Ama e-ticarete sadece internet üzerinden yapılan ticaret olarak bakarsanız, Türkiye'nin o anlamda alacak daha çok yolu var. Kart kullanıcılarımızın özellikle kafalarında bir takım güvenlik endişeleri var. Biz işte bunları gidermek üzere çalışıyoruz. İnternette güvenli kart kullanımı sağladığınız sürece kart kullanımına dair kafanızda en ufak bir endişe olmasın. Güvenli kart kullanımı, 3 boyutlu doğrulama dediğimiz güvenlik mekanizması var. Cep telefonlarına SMS göndererek yaptığımız sistemler. Diğer isi BKM Ekspress gibi dijital cüzdanlar kullanırsanız, internetten güvenli alışveriş yapmış olursunuz."

 

E-TİCARETİN ENGELİ GÜVENLİK KORKUSU

Soner Canko, internetteki alışverişin daha da artması için öncelikle kart sahiplerindeki güvenlik endişelerini gidermek gerektiğini vurgulayarak, "Bu anlamda önümüzde önemli bir mesafe olduğunu düşünüyorum. Bugün hayatımızı daha kolaylaştırmak, daha hızlandırmak için e-ticaret çok önemli bir araç. Zamanla yarışan metropol insanları için önemli bir fırsat diye görebiliriz. Bugün Türkiye'de perakendenin yüzde 2'sini oluşturan e-ticaretin yüzde 12'ye gelmesi için önümüzde bir hedef var. TÜSİAD'ın da raporu bunu söylüyor. Önümüzdeki günlerde bu konuda hem düzenleme tarafında, hem teknoloji alt yapı tarafında tüm paydaşların katılımyla önemli bir yol alacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

 

'SOSYAL MÜHENDİSLİK DEDİĞİMİZ DOLANDIRICILIK'

Türkiye'de sadece internet güvenliği değil her anlamda teknolojinin güvenli kullanımı konusunda çok iyi bir altyapı olduğunu vurgulayan Canko, kendilerine sadece tüketicileri bilinçlendirmekle ilgili görevler düşüğünü belirtti. Canko, bugün yapılan bir çok dolandırıcılıkların, internet, SMS ya da e-postalarla çok basit yapıldığını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok basit bir dolandırıcılık türü. Çok küçük yalanlarla insanlarımızı maalesef kandırmaya yönelik. Her gün SMS'ler geliyor. 10 liralık bir ürünü size 1 liraya öneriyorlar. Bunun akıl dışı bir şey olduğunu anlayabiliyorsunuz. Olmayan bir hakkınızla ilgili size dosya satmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla adına sosyal mühendislik dediğimiz, tüketicilerle ilişki kurularak yapılmaya çalışılan bu tür dolandırıcılık çalışmaları maalesef belli güven travmalarına sebebiyet veriyor. Bu güven travmaları da tüketicinin e-ticaretten soğumasına sebebiyet veriyor. Bizim yapmamız gereken gerçekten güvenilir markaların, güvenilir kanallarından, güvenilir teknolojileri kullanarak e-ticeretin yapılamsında sorun olmadığını anlatmak. Türkiye dünyanın kart kullanımı açısından en güvenli ülkelerinden bir tanesi. Dünyanın en büyük ekonomileri bile internette kart kullanımın güvenliğini bizim kadar iyi sağlayamıyor."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler