Su için eylem planı
Günden güne kendini hissettiren kuraklık tehlikesiyle ilgili rakamsal veriler ürkütücü senaryolar içeriyor. Gereksinim duyulan tatlı suyun 2030’a kadar dünyanın kaynaklarını yüzde 40 aşması bekleniyor.
Ülkemizde de dünyada da büyük bir kuraklık yaşanıyor. Suyun Ekonomisi üzerine Küresel Komisyon tarafından yayımlanan "Turning the tide (Gelgiti döndürmek) - Kolektif olarak harekete geçme çağrısı" isimli rapora göre, küresel ölçekte gereksinim duyulan tatlı suyun, 2030 yılına kadar dünyanın kaynaklarını yüzde 40 aşması bekleniyor. Yani insanlık ve tüm yaşam için gerekli su, gezegenin sınırlarını aşacak. Durum böyleyken bilimin sesine hızlıca kulak verip su ile ilgili acil eylem planları tasarlanmalı ve uygulamaya sokulmalı. Çünkü su dengesi, iklim krizinde korunması gereken en hassas denge.
YENİ ÖNERİ
Rapor, kolektif olarak harekete geçmek için yedi öneride bulunuyor:
- Küresel su döngüsünü, ortak çıkarlarımız doğrultusunda küresel bir ortak servet olarak yönetin.
- Su bir insan hakkıdır. Her grubun güvenli ve yeterli suya sahip olduğundan emin olun ve kamu-özel sektör su yatırımını artırın.
- Uygun fiyatlandırma ve yoksullar için hedeflenen destek, suyun her sektörde daha verimli, daha adil ve daha sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlayacak.
- Genellikle aşırı su tüketimini artıran ve çevreye zarar verme eğilimi olan su ve tarım sektörlerindeki 700 milyon doları aşan ödenekleri yıldan yıla azaltın.
- Düşük ve orta gelirli ülkelerde suya erişim, dayanıklılık ve sürdürülebilirliğe yönelik yatırımları mümkün kılmak için “adil su ortaklıkları” kurun.
- Sulak alanların ve tükenen yeraltı su kaynaklarının eski haline getirilmesi için tatlı su depolama sistemleri kurulması, endüstriyel ve kentsel atık suyun geri dönüştürülmesi ve suyu daha verimli kullanan hassas tarıma geçilmesi için 2030’dan önce harekete geçin.
- Su koruma standartlarını ticaret anlaşmalarına dahil edin ve su yönetimi ile ilgili uluslararası reformlar yapın. Su yönetim reformu kadınları, çiftçileri, Yerli halkları ve su tasarrufunun ön saflarında yer alan diğer kişileri de göz önünde bulundurmalı.
AŞIRI HAVA OLAYLARI
Geçen haftalarda deprem bölgesinde yaşanan sel felaketi iklim krizi kaynaklı aşırı hava olaylarının büyüklüğünü ülkemiz ölçeğinde gösteriyor. Can kayıpları, maddi ve manevi zararlar elbette çok üzücü. Ancak bu üzüntüler yapılmasını gerekenleri de gözler önüne seriyor. “COVID-19 salgını ile beraber oluşan ekonomideki olumsuz etkiler üzerine ne yapılabilir?” sorusuna karşılık IMF’nin yayımladığı “Yeşil İyileşme” (Greening the Recovery) çevresel sürdürülebilirlik adına güzel bir örnek tasarı. Ne yazık ki doğal afetler etkisini artırarak devam edecek. Türkiye’de aşırı hava olayları 2022 yılında rekor kırdı. MGM’nin verilerine göre, ülkemizde geçen yıl 1030 aşırı hava olayı yaşandı.
TEMİZ SU İÇİN 200 MİLYON SAAT
Bir de manşetlerde pek rastlamadığımız olaylar var. UNICEF’e göre, kadınlar ve kız çocukları her gün temiz suya ulaşmak için 200 milyon saat harcıyor. “200 milyon saat bir günde nasıl oluyor” demeyin, dünyada 785 milyon insanın temiz suya erişimi yok. İnsanlık olarak her şeyin kırılganlığının arttığı zor bir dönemde yaşıyoruz. “Bu zor dönem kısa bir sürede sonlanacak” demek isterdim ama bu bir aksiyon filmi değil, yaşamın kendisi. Bu nedenle yol uzun ancak başarmak imkânsız değil. Çevreyi umursayan her bir adım, yaşam evimiz dünyaya olan saygımızın ve minnetimizin de göstergesi.
Sürdürülebilirlik Haberleri
- Erol Demirel: 'Sürdürülebilirlik, artık bir zorunluluk'
- Bankalar ne kadar çevreci?
- İklim değişikliği 'toprağı' olumsuz etkiliyor
- Arktik Okyanusu için uyarı: 2027'de korkutan senaryo...
- COP29 büyük bir hayal kırıklığı!
- İYİ HABER
- İklim sözlüğü: Su ayak izi
- Yenilenebilir enerji dünyanın geleceği
- Dünya için esin kaynağı öyküler
- Türkiye’den ve dünyadan çevre gündemi