Deniz Berktay, Kiev'den bildiriyor: Rusya’yı yukarıdan çevreleme girişimi

Tabii, onların bunu söylemesiyle Finlandiya NATO’ya girmiş olmayacak: NATO üyesi ülkelerin tamamı Finlandiya’nın üyeliğine onay verir mi, belli değil (Erdoğan, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine karşı olduğunu açıkladı bile. Başka NATO üyesi ülkeler de karşı çıkabilir). Fakat eğer Finlandiya NATO’ya girerse, Rusya, Batı sınırında büyük güvenlik sorunuyla karşılaşmış olacak. Her şey bir tarafa, Rusya-Finlandiya sınırı, 1200 kilometreden fazla. İkincisi, Finlandiya sınırı, Rusya’nın ikinci büyük şehri ve başlıca liman şehri olan St. Petersburg’a sadece 150 kilometre mesafede. St. Petersburg, Rusya’nın Batı’ya açılan penceresi. Rusya’nın Baltık Denizi’yle de tek bağlantısı (Polonya ve Litvanya arasına sıkışmış Kaliningrad ilini saymazsak) burası. O nedenle, Finlandiya’nın da NATO’ya girmesi ve buralarda üslerin kurulması, Rusya’nın Batı’dan soyutlanmasına neden olacak.  

DİPLOMASİ BAŞARISIZLIĞI

Finlandiya, 1917 Devrimi’ne kadar, Çarlık Rusyası’nın parçasıydı. Finlandiya’nın bir özelliği, bir zamanlar Çarlık Rusyası’na bağlı iken 1917 Devrimi’nden sonra doğrudan veya dolaylı Rus yönetimine girmeyen tek ülke olması (bizim 1918 Brest Litovsk Antlaşması’yla geri aldığımız Kars ve Ardahan sancaklarını saymazsak). 1917’de Rusya’dan bağımsızlığını ilan eden Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Ukrayna 1920’lerin başında; Estonya, Letonya ve Litvanya’ysa 1940’ta Sovyetler Birliği’nin yönetimine girerken, Polonya da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyet nüfuz alanına girerken, Finlandiya, tüm bunların dışında kaldı. Sovyetler’in 1940’ta Finlandiya’ya yönelik savaşı ise kısıtlı başarılara rağmen, Sovyetler açısından hüsranla sonuçlandı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Finlandiya, daimi tarafsız ülke oldu ve tarafsızlığın etkisiyle uluslararası ağırlığını artırdı. Helsinki, uluslararası buluşmaların merkezi oldu. 

Finlandiya’nın şimdi NATO üyeliğinin eşiğine gelmesinde Rus diplomasisinin başarısızlığının ve Rusya’nın korkutma stratejisinin ters tepmesinin büyük etkisi var. Rusya’yı yönetenler, bu politikalarıyla tarafsız ülkeleri karşı tarafa nasıl ittiklerinin bir özeleştirisini yapmalı.