'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber

'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
09 Ekim 2014 Perşembe, 15:26
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
27 Eylül’de geçirdiği kazada ölen Mehmet Keleş’in iki ayrı devlet bankasında bulunan yaklaşık 1.5 milyon lirasının kime kalacağı merak konusu olmuştu.
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
Keleş’in Çorum’daki yakınları yaptıkları ilk açıklamada parayı Mevlânâ Müzesi’ne bağışlayacaklarını belirtirken, cenazenin defninin ardından ise paranın aile fertleri arasında paylaşılacağı, bir miktarının ise Mevlânâ Müzesi’ne bağışlanacağını ifade etti. Habertürk gazetesinden Zafer Samancı'nın haberine göre, bu açıklamanın ardından Konya Barosu avukatlarından Bayram Koyuncu harekete geçti.
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
‘DİLENCİLİK PARASI MİRAS KALAMAZ’ Avukat Koyuncu, şunları söyledi: “Bir malın miras olarak kalabilmesi için kanunen engel durumları olmaması gerekir. Mesela kişinin ruhsatsız silahı mirasçılarına miras olarak kalamaz, çünkü bu suça konu bir materyaldir. 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun 33. hükmüne göre dilencilik yapan kişiye 50 Türk Lirası ceza verilir ve dilencilikten elde ettiği gelire de el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
Bu kanuna göre Mehmet Keleş’in de parasına ilgili kurumların el koyarak kamuya geçirilmesi konusunda karar vermeleri gerekir. Başta valilik olmak üzere cumhuriyet savcılığına ve büyükşehir belediyesine paraya el konulması için gerekli müracatlarımızı yaptık. Umarım kanun hükmü yerine getirilir. Bu para da gerçek hak sahibi olan Konyalıların hizmetine verilir.”
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
‘DAYIM AYAKLI TÜRBEYDİ’ Mehmet Keleş’in yeğeni Hüseyin Yar ise Avukat Bayram Koyuncu’nun yaptığı başvurunun saçma olduğunu söyleyerek, dayısının dilenci olmadığını savundu. Yar, “Benim dayımın dilendiğini gören bir kişi varsa çıksın konuşsun.
'Poşetli dede'nin mirasçılarına kötü haber
Konya’da ‘Poşetli Dede’ lakabı ile bilinirdi. Adliyede davası olan, dayıma poşet bağlar, dilek, adak tutardı. Hastası olan ona bez bağlar dua ederdi. Önemli bir işi olanlar, dayıma dua ettirir, bunun karşılığında gönlünden geçtiği miktarda ona para verirlerdi. Benim dayım ayaklı bir türbeydi. Ona dilenci diyenler utansın” dedi.

En Çok Okunan Haberler