Acıyı, eksiği, yarayı bağ eyleyen öyküler!
Yazarın bir fikri var. “Başka türlüsü mümkün”ü duyumsatıyor hikâyelerinde. “Biz bize yeteriz” de diyor ayrıca. Eylem Ata Güleç’in Uzak Değil’deki (YKY) öykülerinde de kahramanlar uzaklardan, bilinmeyenden gelmeyecek.. “Kahramanlar bizleriz” diyor. Anlatıcıyı da, tanıklığı da kendisi üstleniyor. Salondan bakıp sokağı yazmıyor. Neyi nereden anlatıyorsa, kendisi de tam orada duruyor.
Üç zamanlı bir tefrika!
Kum Tefrikaları (Yapı Kredi Yay.) Suruç’ta görevli cerrah doktor Mithat’ın, halasının eşi Yüzbaşı Şevket Kemal Bey’in eski Türkçeyle yazılmış günlüğünü bulması ve günlüğün günümüz Türkçesine çevrilmesi üzerine gelişiyor.
Yüzbaşı Şevket Kemal Bey’in günlüğü çevrildikçe, tefrika şeklinde okunan romanında Demir, Tayyareciliğin Cumhuriyet öncesi dönemine, pilotların uçma arzularına, tayyarelerin teknik özelliklerine, aynı zamanda Sultan Hamit ve de İttihat ve Terakki’nin harekâtlarına da tanık ediyor.
Kumdan ‘âb-ı hayat’a!
Kum Tefrikaları (Yapı Kredi Yay.) Suruç’ta görevli cerrah doktor Mithat’ın, halasının eşi Yüzbaşı Şevket Kemal Bey’in eski Türkçeyle yazılmış günlüğünü bulması ve günlüğün günümüz Türkçesine çevrilmesi üzerine gelişiyor.
Yüzbaşı Şevket Kemal Bey’in günlüğü çevrildikçe, tefrika şeklinde okunan romanında Demir, Tayyareciliğin Cumhuriyet öncesi dönemine, pilotların uçma arzularına, tayyarelerin teknik özelliklerine, aynı zamanda Sultan Hamit ve de İttihat ve Terakki’nin harekâtlarına da tanık ediyor.