1 Mayıs'ta Taksim'e girenler yargılanıyor

1 Mayıs İşçi Bayramı'nda Taksim Meydanı'na yakın bir handan çıkıp koşarak giren Komünist Parti (KP) üyelerinin "Görevi yaptırmamak için direnme", "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ve "İhtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlarından yargılanmasına başlandı.

1 Mayıs'ta Taksim'e girenler yargılanıyor
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 24.12.2015 - 14:02

"VALİLİK VE BAŞBAKAN'IN AÇIKLAMASI ÜZERİNE MEYDANA GİTTİM"
 
İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz yargılanan Komünist Parti (KP) üyesi 28 sanık ile polis memuru İbrahim Çelik şikayetçi olarak katıldı. Suçlamaları kabul etmediğini belirten sanıklardan Murat Hiçbezmez, "Komünist Partisi üyesiyim. Partimin çağırısı üzerine 1 Mayıs kutlamalarına katıldım. Herhangi bir şekilde bariyerleri zorlayarak meydana girmeye çalışmadım. Açık olan yerden girdim. Polis tarafından da darp edilerek gözaltına alındım. Valiliğin ve Başbakan'ın makul bir çoğunlukla eylem yapılabileceğine ilişkin açıklaması üzerine meydana gitmiştim" dedi.

"SEÇİM ÇALIŞMALARI İÇİN HANDAKİ İŞYERİNİ KİRALADIK"
 
Sanık Sargın Ulaş Tunaboylu da 7 Haziran'da yapılacak seçimlerle ilgili çalışmalar için Taksim Meydanı'ndaki Cengaver Han'daki işyerini kiraladıklarını ifade etti. Tunaboylu, "Taksim Meydanı'nda anma faaliyetleriyle ilgili valiliğin açıklamasını biliyordum. Taksim Meydanı'na çıkmadan önce bir kısım sendikaların temsilcileri meydandalardı. Bizler de makul bir sayıyla meydana çıktık. Herhangi bir uyarı yapılmadan müdahale edildi. Herhangi bir şekilde güvenlik görevlilerine karşı hakarette bulunmadım" diye konuştu. Sanık Taner Bilgiç, İşçi Bayramı'nı kutlamanın Anayasal bir hak olduğunu düşündüğünü belirterek suçlamaları reddetti.

"ULAŞIMIN ZOR OLMASI NEDENİYLE BİR GÜN ÖNCE HANDA KALDIM"
 
Sanık Tolga Kaan Ateşli ise partinin çağrısı üzerine suç tarihinde Taksim'e gittiğini belirterek "Kadıköy'de yaşıyorum. 1 Mayıs günü Taksim Meydanı'na ulaşmanın zor olması nedeniyle bir gün önceden partinin seçim çalışmaları için kiralanmış olan işyerinde kaldım. Taksim Meydanı'nın güvenlik nedeniyle kutlamalara kapatıldığına ilişkin gerekçeyi kabul etmiyorum. Türkiye'de daha sonra meydana gelen olaylarda Suruç vs. tedbir alınmamıştı. Bu nedenle meselenin güvenlik zaafiyeti değil, siyasi olduğunu düşünüyorum. Partim onbinlerce kişiyi harekete geçirebilecekken makul bir sayıyla Taksim Meydanı'na girilmiştir" dedi.

"YASAKLAMANIN SİYASİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
 
Anayasal hakkını kullanmak üzere Taksim'e gittiklerini, ulaşımın kısıtlanması nedeniyle Cengaver Han'da bir gece kaldığını belirten sanık Önder Çelik, "Taksim Meydanı'nda bizden önce sendikalara izin verilmişti. Bize müdahale edilmesinin yaklaşan seçimler nedeniyle siyasi bir tavır olduğunu düşünüyorum" dedi.

"SUÇLU OLAN BİZ DEĞİL, KOLLUK KUVVETLERİDİR"
 
Sanık Hafize Kazcı, "Taksim Meydanı'nın emekçilere yasaklanamayacağını göstermek için meydana çıktım. Basın açıklamamızı yapamadan müdahale edildi. Polise direnmedim. Suçlu olan biz değil, basın açıklamamızı engelleyerek Anayasal hakkımızı kullanmamızı önleyen kolluk kuvvetleridir" dedi. Sanık Mustafa Nuri Say da kutlamanın yasaklanmasının güvenlik zaafiyetinden kaynaklandığını düşünmediğini, Taksim Meydanı'na futbol takımlarının yılbaşı kutlamaları için açıldığını belirterek bunun siyasi bir karar olduğunu ifade etti. Sanık Engin Fırat Erdoğan da bariyerlere herhangi bir müdahalede bulunmadan, açık olan kısımlardan girerek meydana gittiklerini söyledi. Sanık Ali Adıgüzel de valiliğin yasaklamaya yönelik kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre yasal olmadığını düşündüğünü, bu nedenle partisinin çağrısıyla meydana çıktığını ve polisin herhangi bir uyarı yapmadan kendilerine şiddet kullandığını söyledi. Diğer sanıklar da suçlamaları reddettiler.

"BAYRAKLARIN SOPALARIYLA GÜVENLİK GÖREVLİLERİNE SALDIRDILAR"
 
Şikayetçi polis memuru İbrahim Çelik ise olay günü meydanda kamera kaydı yaptığını, kendisine yönelik filli bir saldırı olmadığını ancak sanıklardan Deniz Sinan Tunaboylu, Bahtiyar Şahin ve Ali Adıgüzel'in ellerinde bayraklar ve yeleklerle güvenlik görevlilerine bayrakların sopalarıyla saldırdıklarını gördüğünü söyledi. Çelik, "Bariyerler iddia edildiği gibi geniş ve açık değildi. Şikayetçiyim" dedi. Bu sanıklar ise üzerilerinde yelek olmadığını söyleyerek şikayetçinin iddialarını reddettiler.

"POLİS HAFTASI DA KUTLANMIŞTI, YASAKLAMA KASITLI"
 
Birkısım sanıkların avukatı Özgür Murat Büyük, soruşturmanın yasaya aykırı olarak yürütüldüğünü, dosyada bribirinden ayrı üç olayın tek bir olay gibi anlatıldığını, sanıklar Ezgi Karahancı, Nurten Karahancı ve Şebnem Nantu hakkındaki dosyanın ayrılmasını talep etti. Taksim Meydanı'nda Polis Haftası'nın da kutlandığına dikkat çeken avukat Büyük, yasaklamanın kasıtlı yapıldığını, valilerin bazı alanları yasaklama yetkilerinin bulunmadığını, müvekkillerinin eylemlerinin suç oluşturmadığını belirterek bazı müvekkilleri hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasını istedi. İfadesi alınamayan sanıklara davetiye çıkarılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.

İDDİANAME...
 
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan ve 8 polisin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, 34 sanığın 1 Mayıs günü saat 10.30'da ellerinde filamalarla, sloganlar atarak iş hanının Taksim'e bakan kapısını açtıkları, koşarak dışarı çıktıkları ve Taksim Meydanı'na doğru yürüyerek izinsiz gösteri yapmak istedikleri anlatılıyor. Şüphelilerin kendilerine engel olmaya çalışan müşteki polis memurlarına tekme tokat ve ellerindeki filamalarla saldırarak direndikleri, kovalamaca sonucu şüphelilerin çeşitli noktalarda yakalandıkları belirtiliyor. İddianamede, 34 şüphelinin "Görevi yaptırmamak için direnme", "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ve "İhtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçlarından ayrı ayrı 3 yıl 8 aydan 11'er yıla kadar hapsi isteniyor.

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler