12. dalgaya tepkiler sürüyor
Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan son operasyonlar, Ankara Samsun, Sinop ve İzmir'de protesto edildi. Hacettepe ve 19 Mayıs Üniversitesi'ndeki protestolara öğretim üyelerinin yanı sıra öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Uludağ Üniversitesi (UÜ) Senatosu da, rektörlerin gözaltına alınmasından üzüntü duyuduklarını belirtti.
Hacettepe Üniversitesi'nin Beytepe Kampüsü'ndeki Atatürk büstü önünde toplanan senato ve öğretim üyeleri, Ergenekon soruşturması kapsamında akademisyenlerin gözaltına alınmasını protesto etti. Atatürk Anıtı önüne kırmızı beyaz karanfillerden oluşan çelenk bırakan öğretim üyeleri adına HÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener, açıklama yaptı.
Erdener, üniversitelerinin tüm mensuplarıyla, demokrasinin gerçekleşeceği ve hukukun üstün geleceğine gönülden bağlı olduklarını belirtti. Bilim insanlarının mağdur olmayacak biçimde hukukun tüm kurallarıyla işlemesini temenni ettiklerini ifade eden Erdener, ancak bilim insanlarının görevlerinden ayrı kalması, görevlerini yapamamasının kendilerini üzdüğünü dile getirdi. Öğretim üyelerinin cübbeleriyle katıldıkları ve yakalarına beyaz kurdele taktıkları eyleme, HÜ öğrencileri de destek verdi.
İzmir
İzmir'de, Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Anıtı önünde toplanan ve ellerinde Atatürk posterli Türk bayrakları taşıyan çeşitli sivil toplum örgütlerinin üyeleri, ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'', ''Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak'' şeklinde sloganlar attı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya, soruşturma kapsamında, ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan ve Cumhuriyet gazetesi Yazarı Prof. Dr. Erol Manisalı ile 3'ü eski 5 rektörün evlerinin yanı sıra Kanal B'de de aramalar yapıldığını hatırlattı.
Bu uygulamaların hukuk devleti ile bağdaşmadığını, derneğin bütün işlerinin aksadığını ve bugün için 5 bin 500 öğrencinin burslarının verilememesine neden olduğunu belirten Kaya, şöyle devam etti: ''Amacı, Atatürk ilke ve devrimleriyle kazandığımız hakları korumak ve geliştirmek, çağdaş eğitim yolu ile çağdaş topluma ulaşmak olan ÇYDD, öncelikle eğitim alanında verdiği burslar, yaptırdığı yurtlar, okullar, ana sınıfları ve her türlü eğitim desteği ile Türkiye'nin en etkin, en şeffaf sivil toplum örgütüdür. Derneğimiz, hak etmediği bu uygulamadan 93 şubesi, 17 bin üyesi, eğitime destek verdiği binlerce öğrenci ve çok sayıda saygın destekçisiyle çok daha güçlenerek çıkacak ve ülkemiz gerçek bir hukuk devleti oluncaya kadar var gücüyle çalışacaktır.''
İzmir Barosu Başkan Vekili avukat Özdemir Sökmen ise ''Bu operasyonlarda Atatürkçü kimlikleri ile tanınmış kişilerin gözaltına alınmasının toplumun geniş kesimlerinde ciddi endişeler uyandırdığını'' söyledi.
İzmir İl Genel Meclisi toplantısında CHP'li kadın üye İsmet Dutar, yaptığı konuşmada ''Ergenekon Operasyonu'' kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın evinin aranması ve ''Baba beni Okula Gönder'' kampanyası yürütücülerinden Doğan Yayın Grubu İcra Kurulu Üyesi Tijen Mergen'in gözaltına alınmasını protesto etti.
Levent Ersöz'ün yaşam hakkı
Öte yandan, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlumder) Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklanan ve hastanede tedavi gören emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün, bulaşması ilkel şartlarda mümkün olan ''Nekrotizan Fassiitis virüsü'' kapmasının düşündürücü olduğunu söyledi.
Gergerlioğlu, Derneğin Kocaeli Şubesinde düzenlediği basın toplantısında, sağlık problemleri dolayısıyla Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde tedavi altında tutulan Ersöz'ün, dava için önemli bir isim olduğunu, gerçeklerin gün yüzüne çıkması bakımından önem ve risk taşıdığını bildirdi.
Eski İstihbarat Daire Başkanı olan Ersöz'ün yakalandığı günden beri çeşitli rahatsızlıklarla devamlı hastaneye kaldırıldığını ifade eden Gergerlioğlu, Ersöz'de, son olarak genellikle ilkel şartlarda bulaşan et yiyen bir bakterinin neden olduğu ''nekrotizan fassiitis'' hastalığı tespit edilmesinin kendilerinde tedirginlik yarattığını dile getirdi.
Ömer Faruk Gergerlioğlu, ''Ersöz'ün, terör örgütünü deşifre edecek ve çökertecek, hatta uzantılarını çıkartabilecek kritik bilgilere sahip olduğu iddia ediliyor. Hal böyleyken, tüm iddialar karşısında Levent Ersöz'ün bir yandan yaşam hakkının risk altında olduğuna dair duruma açıklık getirilmesi ve gerçekte böyle bir durum söz konusuysa acilen müdahale edilmesi gerekmektedir'' şeklinde konuştu.
Uludağ Üniversitesi Senatosu'ndan tepki
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Senatosu tarafından yapılan açıklamada, ''Son günlerde üniversite rektörlerimizin gözaltına alınmalarından büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz'' denildi.
''Cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından birinin üniversiteler olduğuna hiç kuşku yoktur'' denilen bildiride, üniversitelerin Anayasal sınırlar içindeki özerkliğinin, ülkenin sorunları ile ilgili görüşlerini ortaya koymalarının en önemli güvencesini oluşturduğu belirtildi. Bildiride, bu çerçevede, üniversite yöneticilerinin farklı görüşler ortaya koymalarının doğal olduğu kaydedilerek, şöyle denildi: ''Senatomuz, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik ve laik ilkelerinin korunması ve kollanması hususunun tüm bireylere düşen bir görev olduğunu düşünmektedir. Hatta, ortaya çıkan sorunlarla ilgili üniversitelerin, Atatürk ilke ve devrimleri ekseninde taraf olması bir gereklilik olarak değerlendirilmektedir. Son günlerde üniversite rektörlerimizin gözaltına alınmalarından büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Tüm rektörlerimizin en kısa zamanda görevlerine döneceğini ümit ediyor, yüce Türk yargısının hukuk devleti olmanın gereklerini eksiksiz ve titizlikle yerine getireceğine inanıyoruz.''
Samsun
Ondokuz Mayıs Üniversitesinin (OMÜ) çeşitli fakültelerinde görevli çok sayıda öğretim üyesi, Kurupelit Yerleşkesi'ndeki Atatürk Anıtı önünde toplandı. Daha sonra katılımcılar adına açıklama yapan OMÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yıldız Pekşen, üniversite mensupları olarak kamuoyunda ''Ergenekon Davası'' adı ile anılan süreçte yaşananları kaygı ile izlediklerini söyledi.
''Ülkemizde yüksek öğretime özveri ile hizmet sunan değerli bilim insanlarının savcılığa davet edilerek bilgilerine başvurulmak yerine evlerinin, çalışma yerlerinin aranması, gözaltına alınmaları, gözaltı sürelerinin uzatılmaları yasalara saygı ve güveni olan bizleri son derece üzmüştür'' diyen Prof. Dr. Pekşen, şunları kaydetti: ''Biz üniversite mensupları kamuoyunda (Ergenekon Davası) adı ile anılan süreçte yaşananları kaygı ile izlemekteyiz. Pazartesi günü gerçekleştirilen (12. dalga) olarak anılan ve içinde 8 yıl üniversitemizde rektörlük görevini başarı ile yürütmüş olan Prof. Dr. Ferit Bernay'ın da bulunduğu bilim insanlarına yönelik gözaltına alma eylemleri bizleri derinden etkilemiştir. Biz akademisyenler olarak suç ve suçlunun olduğu yerde adli süreçlerin başlatılması ve yürütülmesinin doğal olduğuna inanıyoruz. Hukukun üstünlüğüne saygı duyuyoruz. Evrensel hukuk kurallarına ve insan haklarına uygun olarak yapılacak her türlü soruşturma ve yargılama ile verilecek kararlara saygılıyız. Ülkemiz biliminin ve üniversitelerin gelişmesinde, binlerce öğrencinin yetişmesine yoğun emek ve katkıları olan bilim insanlarının kamuoyunda terörist gibi sunulmalarını kabul etmiyoruz.''
Öğretim üyelerinin cübbeleriyle katıldıkları ve yakalarına beyaz kurdele taktıkları eyleme, OMÜ öğrencileri de destek verdi.
Sinop
Atatürkçü Düşünce Derneği Şubesinde basın açıklaması yapan Şube Başkanı Yalçın Oğuz, Ergenekon soruşturması kapsamında geçen pazartesi günü gerçekleştirilen gözaltılarda üniversite öğretim üyeleri ile çeşitli sosyal faaliyetlerle tanınan kişilerin gözaltına alındığını hatırlattı.
''Elbette ki eğer birileri suç işlemiş ise bu suçun cezasını çekecektir'' diyen Oğuz, şunları kaydetti: ''Ancak, son zamanlarda ne olduğunu pek de anlayamadığımız Ergenekon soruşturması, suçluların cezalandırılmasından çok, önce suçlu yaratıp sonra kişiler üzerinde baskılarla delil yaratmak durumuna gelmiştir. Anayasal haklar ayaklar altına alınarak, çağdaş hukuk kurallarına tamamen zıt usullerle insanlar gözaltına alınmakta, Türkiye'de bir korku imparatorluğu yaratılmak istenmektedir.''
Oğuz, her tür baskıcı rejime karşı olduklarını da belirterek, ''Soruşturma boyunca her türlü hukuksuzluk yapılmaktadır. Gizlilik kararı verilmiş dosyalarda, avukatların bile tetkik etmek imkanı bulamadıkları, onlardan bile gizli olan belgeler ve ifadeler bazı yandaş basın yayın organlarında çarşaf çarşaf yayınlanmaktadır'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!