2 yılın gel-gitleri
Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş'tan gelen açıklamalar, kayıtların işaret fişeği gibiydi. Başbakan görüşme iddialarına önce çok sert tepki göstermişti. Kılıçdaroğlu'nun çıkışının ardından önce başdanışmanı Akdoğan, sonra da kendisi "Devlet birimleri temas kurabilir" demişti.
MİT ve PKK arasında geçtiği öne sürülen ses kaydının internette yayımlanması, gözleri hükümetin bu konudaki “gel-gitlerine” çevirdi.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı’yken dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile birlikte PKK yöneticileriyle görüşmesine ilişkin ses kaydının internete düşmesi, AKP-PKK temasıyla ilgili 2 yıllık süreçte yaşanan gelişmeleri su yüzüne çıkardı. 12 Eylül referandumundan önce bu süreçte şu tartışmalar yaşanmıştı:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, referandum mitingleri çerçevesinde Kahramanmaraş’ta “AK Parti hükümetinin terör örgütü ile masaya oturması asla mümkün değildir” dedi.
Erdoğan’ın mitinginden 2 gün sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı bir televizyon programında “Gelen bilgiler İmralı’ya gidilerek bu görüşmelerin yapıldığı yönünde” sözleriyle Erdoğan’ı yalanlamıştı.
Kılıçdaroğlu’ndan 1 gün sonra ise o dönem Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanlığını yapan, bugün ise bu görevine Ankara Milletvekilliği’ni de ekleyen Yalçın Akdoğan, Star gazetesinde, “Elbette devletin kuruluşlarının cezaevinde kalan bir mahkûmla ister istemez diyaloğu olacaktır” diye yazdı.
Erdoğan, yazının anımsatılması üzerine, “Biz iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da... Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar” demişti. Erdoğan, siyasi iradenin görüşme yaptığı yönündeki eleştirileri “şerefsizlik” diye nitelemişti.
Başbakan Erdoğan’ın çıkışı üzerine avukatlarıyla mesaj gönderen terörist Abdullah Öcalan ise hükümetin “çelişkili tavırlarından” şikâyet etmişti. Öcalan, “Bir taraftan görüşüyorlar, diğer taraftan niye böyle yapıyorlar, milliyetçi söylemler geliştiriyorlar, milliyetçiliği körüklüyorlar?” demişti.
Erdoğan son olarak 3 Kasım 2010’da Kosova’ya hareketinden önce Esenboğa Havaalanı’nda kendisine yöneltilen “Diyalog müzakereye dönüştü şeklinde ifadeler var. Bunu doğrular mısınız?” sorusu üzerine devlet kurumlarının geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu tür görüşmeleri yapabileceğini söylemişti.
Bu süreçte dikkat çeken son çıkış ise BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan gelmişti. Demirtaş, Öcalan’la 2 yıldır süren pazarlıkların açıklanmasını isteyerek “Kim ne dedi, ne istedi, müzakereler nerede tıkandı? Herkes bunu bilmeli” demişti.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt