3 işçiyi kurtarma çalışmaları sürüyor

Kale Madencilik Şirketine ait ocakta dün saat 13.00 sıralarında meydana gelen yangın sonrası yerin 1020 metre altında mahsur kaldıkları belirtilen Yunus Aktaş, Halil Açıkgöz ve Volkan Hamarat'ı kurtarmak için 20 kişilik kurtarma ekibi çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Kurtarma ekipleri, ocakta demir kesilirken elektrik kablolarının tutuşması sonucu çıkan yangın sonrası meydana gelen göçükleri açmak için çalışmalarını tüm gücüyle sürdürürken, yangının söndürülmesi için maden ocağına 140 ton su basıldı.

Kurtarma ekipleri 10. katta çalışmalarını sürdürürken, 20 saattir mahsur durumda olan işçilerin 12. katta oldukları bildirildi.

Bu arada oğlunun ocakta mahsur kaldığını televizyonlardan öğrenen Ali Hamarat, ocağın girişine kadar gelerek oğlu Volkan Hamarat'tan mutlu haber bekliyor.

Oğlunun daha önce de ocakta mahsur kaldığını anlatan baba Ali Hamarat, ''Volkan daha önce de Zonguldak'ta çalıştığı özel maden ocağında grizu patlamasından kurtulmuştu. Bir süre hastanede tedavi gördü. Buradan da kurtulacağına inanıyorum. Olayı televizyondan öğrendim. Zonguldak'tan geldim. Olayı bana yetkililerin bildirmesini beklerdim. Oğlumun ve diğer arkadaşlarının kurtarılmasını bekliyoruz'' dedi.

Halil Açıkgöz'ün yakını Halil Demirel de, Açıkgöz'ün emekliliğine yaklaşık 2 ay kaldığını belirtti.
Kurtarma çalışmaları hakkında yeterli bilgi alamadıklarını ifade eden Demirel, ''Sadece sağ salim çıkmaları için dua ediyoruz. Halil, bayramda emekli olacağını, bir daha çalışmayacağını söylemişti. Eşi ve kızı da burada umutla aşağıdan gelecek haberi bekliyor'' diye konuştu.

Bu arada madencilerin bulunduğu bölgeye sürekli olarak kompresörle hava verilmeye devam ediliyor. Olay sonrası dün bölgeye gelen birçok kişi ve madenci yakını kurtarma çalışmalarını endişeli gözlerle izliyor. Maden ocağı önünde 2 ambulans ve sağlık ekibi hazır bekletilmeye devam ediyor.

Kale Madencilik Şirketine ait ocakta, dün, raylar döşenirken yapılan kaynaktan kıvılcım sıçraması sonucunda saat 13.00 sıralarında yangın çıkmış, işçilerin çoğunluğu tahliye edilirken, Yunus Aktaş, Halil Açıkgöz ve Volkan Hamarat mahsur kalmıştı.

Edirne valisi Sözer

Edirne'nin Keşan ilçesinde bağlı Küçükdoğanca köyündeki maden ocağında dün çıkan yangın sonucu yerin 1020 metre altında mahsur kalan 3 maden işçisini kurtarma çalışmaları devam ediyor.

Edirne Valisi Gökhan Sözer, Küçükdoğancı köyündeki Kale Madencilik Şirketine ait kömür ocağına gelerek yetkililerden kurtarma çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Sözer, gazetecilere yaptığı açıklamada, kömür ocağında dün kaynak yapıldığı sırada yangın çıktığını, daha sonra da göçükler meydana geldiğini söyledi.

Maden ocağında mahsur kalan 3 işçiye ulaşılmaya çalışıldığını belirten Sözer, şunları söyledi:
''Kurtarma ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. Göçükler temizlenirken, kaldırılırken yeni yeni göçükler gelebiliyor. İçeride hem yangın söndürülmeye, hem de göçük geçilmeye çalışılıyor. O nedenle çalışmalar yavaş ilerliyor. Olayın başlangıcında işçilerle irtibat kurulmuş. Onlara güvenli bölgeye gitmeleri söylenmiş. Ancak, ondan sonra işçilerle irtibat kesildi. İşçilerin bulunduğu bölgeye temiz hava basılıyor. O bölge gazdan etkilenmediyse işçilerin yaşama şansı yüksek.''

Bu arada TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun da, bölgeye gelerek maden ocağında incelemelerde bulundu.

4 kişilik bir ekiple maden ocağına giren ve yapılan çalışmaları takip eden Torun, 2 saatlik bir incelemenin ardından çıktığı yer üstünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Kurtarma ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Torun, ''4 kişilik bir ekiple yapılan çalışmaları yerinde gördük. İçeride gördüklerimizi yeniden değerlendireceğiz. Bunun sonucunda yeni bir çalışma planı yapacağız'' dedi.

"İşletme ihmali"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, üç işçinin mahsur kaldığı Edirne'nin Keşan ilçesinde bağlı Küçükdoğanca köyündeki maden ocağında incelemelerde bulundu.

Yıldız, üç işçinin kurtarılması için çalışmalarının sürdürüldüğü söyledi. Yetkililerden bilgi alan Yıldız, ''Mahsur kalan 3 arkadaşımızın kurtarılmasıyla ilgili işlemler devam ediyor. İki hafta kadar önce Maden İşleri Genel Müdürlüğümüz ve Çalışma Bakanlığımızın yaptığı denetimlerde buradaki üretim faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmişti'' dedi.

Kazanın üretim yapılırken meydana gelmediğine dikkati çeken Yıldız, şunları söyledi:
''Burada oluşan kaza üretim faaliyetleri içerisinde olan bir kaza değil. Burada üretim yapılmıyordu. Buradaki kaza hem havalandırma sistemlerinin düzenlenmesi hem de rayın düzenlenmesiyle alakalı işlemler yapılırken oluşan bir yangınla alakalı kaza. Özellikle idari, teknik ve adli soruşturmalar o arkadaşlarımıza ulaştıktan sonra yapılacaktır. Buradaki amaç arkadaşlarımızı biran önce kurtarmaktır.
Zannediyorum ki, burada işletmeden kaynaklanan bir sıkıtı yaşıyoruz. Burada kömür üretiminden kaynaklanan bir kaza olmadı, rayların döşenmesiyle alakalı bir kaza var. Bir işlem sırasında çıkan kıvılcıma engel olamamalarından kaynaklanabilir kaza yaşanmıştır. Bu da işletme hatası olarak gözüküyor.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın biraz kendisini aradığını anlatan Yıldız, ''Sayın Başbakanımız buradaki denetimleriyle ilgili bilgi aldı. Ben de Türkiye'de yaklaşık kapalı maden yani kömür ocağı itibariyle 241 tane ocağın son 6 aylık denetimlerinde tam yarısının kapatıldığını ve şu anda çalışan 123 ocağın olduğunu kendilerine arz ettim. Burada çalışan arkadaşlarımızın kurtarılmasıyla alakalı kendilerinin talimatını aldım'' diye konuştu.

 

Uygun olmayan ocakların kapatılması

Yıldız, yeni çıkarttıkları kanunla işçi sağlığını tehdit eden bir unsur olması halinde maden ocağının direk o gün kapatıldığını ifade ederek, ''Altı aylık bir süre veriyorduk. Bu süre içerisinde maden ocağı kömür üretme şansına sahipti. Fakat yeni yasayla eğer işçi sağlığını tehdit eden bir unsur belirlenirse maden ocağı hemen kapatılıyor'' dedi.

3 madencinin mahsur kaldığı madende yapılan denetimlerde işçi sağlığını tehdit eden bir tespitin yapıldığını kaydeden Yıldız, şöyle konuştu:
''Bu maden ocağında yaptığımız denetimlerde işçi sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle bir tespit yapılmıştı. Üretim olmadan böyle bir kazanın yaşanması üzücü bir durum. Ben işçi kardeşlerimizin ve işverenlerimizin bu konuda daha dikkatli olmalarını istiyorum.''

Bakan Yıldız, madende mahsur kalan işçilerin aileleriyle de görüştü. Yıldız, ailelere kurtarma ekiplerinin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Ocağın giriş kapısına giden Yıldız'a burada arama kurtarma ekiplerinden son durum hakkında da bilgi aldı. Maden ocağını ve çevresini bir süre inceleyen Bakan Yıldız, daha sonra madencilerle bir süre sohbet ettikten sonra ocaktan ayrıldı.

Süleyman Çelebi Keşan'da

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Trakya Temsilcisi Alaattin Öztürk ile Küçükdoğancı köyündeki kömür ocağına gelerek yetkililerden bilgi aldı, işçilerle sohbet etti.

Çelebi, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, artık bu tür ölümlerin olmaması gerektiğini belirterek, ''Biz bu ölümleri bekleyen noktada olmamalıyız'' dedi.

Son günlerde ocaklarda yaşanan ölüm olaylarını dikkate aldıklarında üretim bölgelerinin yapılan denetimlerde kapalı olduğunun görüldüğünü anlatan Çelebi, şöyle devam etti:
''Biz üretimin yapılmasından yanayız. Ancak işçi ve iş güvenliğinin tam olarak sağlandığı ocaklarda bunu istiyoruz. Mesleki eğitim ve denetimler mutlaka yapılmalı. İnsan sağlığı bu kadar ucuz ve basit değil. İnsanların başlarına bir şey gelmeden tedbir alınmasını istiyoruz. Herkes kaygılı. Biz de herkes gibi müjdeli haberi bekliyoruz. Türkiye'de birçok ocaklarda kurallara göre üretim yapılmıyor. Bunun için etkin denetimler yapılmalı.''

Açıklamasının ardından işçilerle sohbet eden Çelebi, işçilere sendikalı olup olmadıklarını sordu, Trakya bölgesindeki maden ocaklarında çalışan işçilerin büyük çoğunluğunun Zonguldak bölgesinden gelen işçiler olduğunu söyledi.

 

9 mühendis 70 işçi var gücüyle çalışıyor

Bu arada, maden ocağında yerin 1020 metre altında kurtarılmayı bekleyen Yunus Aktaş, Halil Açıkgöz ve Volkan Hamarat'ı kurtarmak için 9 mühendis, 70 işçi dönüşümlü olarak kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.

Kurtarma ekipleri, arkadaşlarına sağ salim ulaşmak için olağanüstü bir güç sarf ederken, yeni göçükler olmaması halinde en kısa sürede arkadaşlarına ulaşacaklarına inanıyor.