'5 bin kişiyi öldürecektik'

İngiliz basınında çıkan haberlere göre, sorgusu süren ve "son nefesinizi verene dek öldürün" talimatı aldıklarını söyleyen 21 yaşındaki Pakistanlı, saldırı planlarının 6 ay önceden yapıldığını anlattı.

Özellikle deniz taarruzu konusunda iyi askeri eğitim almış 9 teröristle birlikte bir botla Mumbai'ye çıktıklarını ifade eden genç Pakistanlı terörist, ilk önce İngiliz ve Amerikalı turistleri öldürdükten sonra mümkün olduğunca çok rehin almayı, ardından da Tac Mahal otelini havaya uçurmayı planladıklarını belirtti.

İngiliz gazeteleri, "Bebek yüzlü terörist" diye tanımladıkları Pakistanlı militan ve plastik patlayıcılara sahip arkadaşlarının 105 yıllık otel binasının sağlamlığını hesaba katmadıklarını yazdılar.

Bu arada, Hindistan İçişleri Bakan Yardımcısı Shakeel Ahmed, Mumbai kentinde düzenlenen terör saldırılarını düzenleyenlerin tamamının Pakistan kökenli olduğunu ileri sürdü.

Saldırılarda 195 kişi hayatını kaybetmiş, 330'den fazla kişi de yaralanmıştı.

Öte yandan; ABD Dış işleri Bakanı Condoleezza Rice'ın önümüzde günlerde Hindistan'a gitmesi bekleniyor.

Pakistan- Hindistan gerginliği

Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, ülkedeki siyasileri, Hindistan'ın Mumbai kentindeki terörist saldırılar nedeniyle ikili ilişkilerde gerginlik yaşanan Hindistan konusunda ''ulusal mutabakat politikası'' geliştirmek amacıyla toplantıya çağırdı.

Gilani'nin sözcüsü Zahid Beşir konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Başbakan, Hindistan ile mevcut ilişkilerde hakim olan durum konusunda görüşmelerde bulunmak üzere ulusal güvenlik konferansı düzenliyor" dedi.

Hindistan yönetimince dün yapılan açıklamada, Hindistan'ın Mumbai kentini hedef alan terörist saldırıların Pakistan bağlantısı bulunduğuna ilişkin kanıt olduğunun belirtilmesi, nükleer silahlara sahip Hindistan ve Pakistan arasındaki barış çabalarının sekteye uğraması olasılığını gündeme getirdi.

Mumbai'deki saldırıları "barbarca terörist eylemler" olarak niteleyip kınayan Pakistan yönetimi, Pakistan devlet kurumlarının olayla hiçbir bağlantısı bulunmadığını vurgulamıştı.