5 Nisan Avukatlar Günü

Türkiye Barolar Birliği (TTB) Yönetim Kurulu'ndan ''5 Nisan Avukatlar Günü'' dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, ''yargı sorunlarının çözülemediği, giderek daha da yoğunlaştığı bir Avukatlar Günü yaşandığı'' savunuldu. Yargılamanın temelini oluşturan kuralların uygulanmaması ya da hafife alınmasının yargılamayı çökertip yozlaştıracağı belirtilen açıklamada, ''Usul esasa girişin kapısıdır, yanlış kapılardan yanlış odalara girilir. Ülkemiz yargısı maalesef bu yanlışları yaşamaktadır'' görüşü yer aldı.

TBB ve baroların, eksiksiz demokrasi ve adil yargılanma yanında, tüm özgürlüklerin engelsiz bir biçimde kullanılmasını amaçladığı vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Bu amacın, çoğunluğun azınlığın haklarını gözettiği, katılımcılık ve çoğulculuğun özümsendiği, çağdaş ve eksiksiz bir demokraside gerçekleşeceğine inanmaktayız. Ancak ülkemizin güncel sorunları dikkate alındığında, bağımsız yargı, gerçek hukuk devleti ve eksiksiz demokrasiyi oluşturma yolundaki sorunlarımızın daha da ağırlaştığını belirtmekten üzgünüz. Demokrasimizin eksiklerini gideremediğimiz, gerçek hukuk devletini oluşturamadığımız için mesleki anlamda yaşadığımız sorunları pek yadırgamıyoruz. Demokrasimiz geliştikçe, adil yargılanma hakkı ve bu hakkın ayrılmazı olan savunma hakkı bilinci de gelişecektir.''
 

''Yargılamayı karıştıran bir yük olarak görülüyor"

Avukatların hala yargılamayı tamamlayan bir unsur değil de karıştıran bir yük olarak görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, kamu avukatlarının sorunlarının unutulduğu, Ceza Muhakemeleri Kanunu kapsamında müdafi ve vekil olarak görevlendirilen avukatların ücret alacaklarının 2 yıldır ödenmediği öne sürüldü.

Son günlerde toplumsal ilginin yoğunlaştığı bazı soruşturma ve yargılamaların bağımsız yargı ve bağımsız savunmanın önemini bir kez daha ortaya koyduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Her dava için yıllardır ısrarla savunduğumuz adil yargılanma, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, delillerin şahsiliği, tutuklamanın istisna olduğu gibi ilkeleri, son günlerde kamuoyunda tartışılan ve yargıya zarar verebilecek boyutlara ulaşabileceğini üzülerek ve endişe içinde izlediğimiz uygulamalar karşısında, bir kere daha hatırlatmayı zorunlu görüyoruz.''