"50 yıldır AB'nin kapısında bekliyoruz"

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "AB yetkilileri ve hükümetimiz tarafından sık sık tekrarlanan 'Bugüne kadar AB'ye aday olup da üye olamayan hiçbir ülke yok' söylemi, artık bizi tatmin etmiyor" açıklamasında bulundu. Büyükekşi, "Bugüne kadar AB ile 50 yıllık bir ortaklık ilişkisine sahip olup da hâlâ Avrupalı olup olmadığı sorgulanan bir aday ülke yok" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.05.2009 - 07:52

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, AB yetkilileri ve hükümet tarafından sık sık tekrarlanan ''Bugüne kadar AB'ye aday olup da üye olamayan hiçbir ülke yok'' söyleminin artık kendilerini tatmin etmediğini belirtti.

Büyükekşi, Türkiye-AB ilişkilerinin bulunduğu noktayı değerlendirirken, Türkiye ile AB arasında üyelik müzakerelerinin 3,5 yıl önce başladığını hatırlatarak, bu süreçte 35 fasıldan sadece 10'unu müzakereye açılabildiği söyledi.

''Henüz yolun üçte birini dahi katetmiş değiliz'' ifadesini dile getiren Büyükekşi, ''Bu hızla ilerlersek, basit bir hesapla ve en iyi ihtimalle, süreci tamamlamak için 7 yıla daha ihtiyacımız var'' dedi.

Büyükekşi, Türkiye'nin önündeki sürecin, geride bıraktığından çok daha zorlu olacağını ve bugüne kadar müzakereye açılan fasılların, AB müktesebatının ''en kolay'' konuları olduğunu kaydederek, bunlar üzerinde yoğun tartışmalar ve görüş ayrılıkları yaşanmadığını, ancak bundan sonrakilerin daha zorlu konular olduğunu bildirdi.

Tarımdan vergilendirmeye, sosyal politikadan rekabete, çevreden gıda güvenliğine kadar pek çok fasıla uyumun, Türkiye'yi ciddi şekilde zorlayacağını ifade eden Büyükekşi, şöyle devam etti:

''Bu fasılların kapsadığı bazı düzenlemeler, başta özel sektör olmak üzere çeşitli kesimler açısından köklü bir yapısal değişim ve mali yükümlülükler getirecek. Taraflar arasında uzlaşı sağlamak, herkesi eşit derecede memnun edecek sonuçlara ulaşmak zorlaşacak. Bütün bunlar zaten son derece yavaş ilerleyen müzakere sürecindeki hızımızı etkileyecek. Yani, artık 'kıran kırana müzakerelerin AB ile değil, asıl kendi içimizde' yaşanacağı bir dönemece giriyoruz.''

 

"Diğer adaylar, ne zaman üye olacaklarını biliyorlardı"

Mehmet Büyükekşi, haziran ayında ''sosyal politika ve istihdam'' faslının müzakereye açılmasının öngörüldüğünü, ancak bunun için yerine getirilmesi gereken bazı açış kriterleri bulunduğunu kaydederek, bunlardan birinin de, ''Sendikalar Kanunu'' ile ''Toplu Sözleşme ve Grev, Lokavt Kanunu''nda değişiklik yapan tasarının Meclis'ten geçmesi olduğunu kaydetti.

Söz konusu tasarı üzerinde henüz taraflar arasında uzlaşının sağlanmadığını hatırlatan Büyükekşi, ''Bizler, iş dünyası olarak, özellikle içinde bulunduğumuz kriz döneminde, tasarının, bazı önlemler alınmaksızın yasalaşmasından kaygı duyuyoruz. Benzer şekilde, işçi sendikaları da bazı çekinceler taşıyor'' diye konuştu.

Büyükekşi, terazinin bir tarafında herkesin kendine göre haklı gerekçeleri, diğer tarafında AB sürecinin ilerleme gereği bulunduğuna işaret ederek, TİM olarak hükümetten beklentilerinin, sosyal tarafların kaygılarını dikkate alarak optimal dengeyi kuracak çözümü bir an önce üretmesi ve müzakere sürecine hız kesmeden devam etmesi olduğunu söyledi.

Bugün Türkiye'nin yaşadığı sorunları, Türkiye'den önce bu süreçten geçen diğer aday ülkelerin de yaşadığını anlatan Büyükekşi, bu ülkelerde de müzakerelerin başında yüksek olan toplumsal desteğin, süreç içinde karşılaşılan güçlükler nedeniyle zaman zaman azaldığını, ancak Türkiye ile bu ülkeler arasında temel bir fark olduğunu belirtti.
Büyükekşi, ''Diğer adaylar, bu zorlu yoldan geçerken, ne zaman üye olacaklarını biliyorlardı. Bu durum, yaşanan sıkıntıların aşılmasını kolaylaştırdı. Biz ise bir bilinmeze doğru hareket ediyoruz'' dedi.

 

"Kaygımız, Türkiye'nin aday olup da üye olamayan ilk ülke olma ihtimali"

TİM Başkanı Büyükekşi, AB yetkilileri ve hükümet tarafından sık sık tekrarlanan, ''Bugüne kadar AB'ye aday olup da üye olamayan hiçbir ülke yok'' söyleminin artık kendilerini tatmin etmediğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Çünkü, bugüne kadar AB ile 50 yıllık bir ortaklık ilişkisine sahip olup da, hala Avrupalı olup olmadığı sorgulanan bir aday ülke de yok. Müzakerelere başlayalı 3,5 yıl geçmiş olup da, hâlâ üyelik tarihi belirlenmeyen bir aday ülke de yok.

Hedefinin tam üyelik olduğu, defalarca teyit edilmiş bir müzakere sürecinde, bir üye ülkenin 'tam üyelikle bağlantılı' olduğu gerekçesiyle 5 faslın müzakeresini bloke ettiği bir aday ülke de yok.

Katılım müzakereleri yürürken, bazı üye ülkelerin altına imza koydukları AB belgelerini hiçe sayarak, 'üyelik yerine, imtiyazlı ortaklık' teklif ettikleri bir aday ülke de yok.''

Bütün tespitlerinin, Türkiye'nin daha önce hiçbir aday ülkenin yaşamadığı sorunlarla karşılaştığını gösterdiğine dikkati çeken Büyükekşi, kaygılarının, Türkiye'nin ''bugüne kadar aday olup da üye olamayan ilk ülke'' olma ihtimali olduğunu söyledi.

Büyükekşi, Türkiye'nin hedef üyelik tarihinin bir an önce belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Bu zorlu sürecin, mevcut belirsizliklerle daha fazla sürdürülmesi mümkün değildir'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler