6 kez müebbet hapis cezası

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu yargılanan Mehmet Sıraç Keskin ile olayda hayatını kaybeden Deniz Tutum'un (21) annesi Sevim Tutum, babası Şahin Tutum, Eda Okyay'ın annesi Emel Okyay, babası Azmi Okyay ile avukatlar katıldı.

Sevim Tutum, mahkemenin kararına saygılı olacaklarını kaydederek, ''Çocuklarımızın kanını yerde bırakmayacağınıza inanıyorum'' dedi. Şahin Tutum ise ''Mahkemenizin gereğini yapacağına inanıyorum'' şeklinde konuştu. Emel Okyay ile Azmi Okyay da adalete güvendiklerini ifade etti.

Sanık Mehmet Sıraç Keskin, önceki duruşmada verdiği ifadeleri tekrarlarken avukatı ''Müvekkilimiz örgüt üyeliği suçlamasını kabul ediyor. Diğer suçlamalardan dolayıysa müvekkilimizin beraatını istiyoruz'' dedi.

Karar

Yargılama sonunda mahkeme heyeti sanıklardan Mehmet Sıraç Keskin'e ''Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik'' eylemi nedeniyle önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanığın hazırlık aşamasında suçu kabul etmesi nedeniyle verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında indirime giden mahkeme heyeti, sanığı müebbet hapis cezasıyla cezalandırdı.

Mahkeme heyeti, ayrıca sanığı 2'si yabancı uyruklu 5 kişinin ölümü nedeniyle 5 kez müebbet, olayda yaralanan 10 minibüs yolcusu nedeniyle her bir yolcu için ayrı ayrı 15 yıl olmak üzere 150 yıl hapis cezasıyla cezalandırdı.

Keskin'e ayrıca olayda yaralanan 3 kişi için kasten yaralama suçundan toplam 30 ay, patlayıcı madde bulundurmak suçundan 5 yıl, ''nitelikli ızrar'' suçundan 13 ay 10 gün, sahte kimlik kullanmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Sanıklar Hüseyin Geçti, Alican Kuzu, Maşallah Tokay, Cengiz Tokay ve Hanifi Yılmaz'ın da üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeterli, kuşkudan uzak ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediğinden beraatları kararlaştırıldı.

Kararın okunmasının ardından Mehmet Sıraç Keskin, terör örgütü elebaşı lehine Kürtçe slogan attı. Olayda çocuklarını kaybeden anne babalar ile dinleyici bölümünde oturan İngiliz yurttaşlarıysa gözyaşlarına boğuldu.

Terör saldırısı

Kuşadası Kadınlar Denizi Plajı hattında çalışan bir minibüse, 2005 yılının Temmuz ayında bırakılan, cep telefonu düzeneği bulunan uzaktan kumandalı bombanın patlatılması sonucu araçta bulunan 2'si yabancı uyruklu 5 kişi ölmüş, 13 kişi yaralanmıştı.

Bombalama eylemini yaptığı ve olayın ardından Irak'ın kuzeyine kaçtığı öne sürülen Mehmet Sıraç Keskin, güvenlik güçlerinin 9 ay süren takibi sonucu, Türkiye'ye giriş yapınca Elazığ'da yakalanmıştı.

Keskin'e yardım ettikleri ileri sürülen Hüseyin Geçti, Alican Kuzu, Maşallah Tokay, Cengiz Tokay ve Hanifi Yılmaz da gözaltına alınmıştı.

Keskin'in eylemden 3 ay önce Kuşadası'na gelerek bir lokantada garson olarak çalıştığı, cep telefonlu uzaktan kumandalı düzenekle patlatılmaya hazırlanan bombayı turistlerin bulunduğu minibüsün koltuğunun altına bıraktığı, ankesörlü telefondan arayarak düzeneği ateşlediği anlaşılmıştı.

Patlamanın ardından kargaşadan yararlanarak ilçeyi terk eden Keskin'in Irak'ın kuzeyindeki terör örgütünün kamplarına katıldığı, patlayıcının temini, eylemin planlanması ve gerçekleştirilmesi konusundaysa İstanbul'daki bir apartman dairesinde bomba düzeneğini hazırladıkları sırada meydana gelen patlamada ölen terör örgütü üyelerinden destek aldığı ortaya çıkmıştı.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın iddianamesinde, terör örgütü üyesi Keskin ile yardım ve yataklık ettikleri iddia edilen 5 sanık hakkında 5 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 42'şer yıl hapis cezası istenmişti.

Sanık Mehmet Sıraç Keskin, mahkemedeki savunmasında, PKK üyesi olduğunu ancak eylemi kendisinin yapmadığını ve başka bir terör örgütü tarafından üstlenildiğini ileri sürmüştü.