'AB görevini yerine getirmiyor'

İstanbul'da düzenlenen Paris Boğaziçi Enstitüsü Semineri'nde konuşan Flautre, ''AB müzakere sürecinde Türkiye'de olağanüstü demokratik bir reform ve insan haklarında ilerleme yaşandı. Ben o zamanlar Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nda olmayı çok isterdim çünkü o zaman AB kendi üyelik politikaları araçlarını harekete geçirerek, Türkiye'deki reform politikasına destek olabiliyordu. Bugün baktığımızda durum bir çıkmaza girmiş durumda. AB Türkiye'deki reformları destekleme ve bu reformları taşıyan hareketlere destek olma açısından hiçbir şekilde görevini yerine getirmiyor. Bu vahim bir durum. Türkiye'de bu durumda bir gerileme yaşanabilir ve bu sadece Türkiye için değil Avrupa için de vahim olur'' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 2001 krizinden bu yana uyguladığı reformalar ile krizin nasıl fırsata dönüştürülebileceğini gösterdiğini vurgulayan Helene, ''Buradaki soru şu, bu kriz hangi koşullarda bize birtakım faydalı, demokratik reformlar, yeni kalkınma modelleri getirecek? Bu bağlamda Türkiye ile AB arasındaki ilişki ne anlamda bu fırsatın temel faktörlerinden birisi olacak? Çünkü riskleri çok iyi biliyoruz sonuçta. Riskler zaten burnumuzun dibinde ve yaşanmakta. Popülist, ulusal, demagojik söylemlerin, aşırı hareketlerin, ırkçılığın yükselişini görüyoruz. AB müzakere sürecinde Türkiye'de olağanüstü demokratik bir reform ve insan haklarında ilerleme yaşandı'' şeklinde konuştu.

Helene, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakere sürecinde bazı fasılların açılmasına özellikle Fransa'nın engel olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

''Bugün itibariyle Fransa'nın 4 faslı veto ederek tıkamış olması Fransa'ya olağanüstü bir güç veriyor. Çünkü Fransa tek başına isterse eğer bu vetoları kaldırabilir ve kaldırması bugün içerisinde bulunduğumuz tıkanmayı aşmamızı sağlayacaktır. Ben bu konuda bütün enerjimi kullanacağım. Fransız hükümeti ve bu konuda karar alabilecek bütün kişiler üzerinde bütün ağırlığımla etkimi kullanmaya çalışacağım ki, gelecek sene Cumhurbaşkanı Hollande buraya geldiğinde bu perspektif de sağlanmış olsun ve yeniden Fransa-Türkiye arasındaki ilişkilere bir dinamizm katalım''
 

AB Bakan Yardımcısı Büyükkaya

AB Bakan Yardımcısı Alaattin Büyükkaya ise AB'nin krizden derinden etkilendiğini, gelinen aşamanın birliğin temellerinin ve geleceğinin sorgulandığı bir güven ve varoluş krizine de dönüştüğünü söyledi.

AB'nin kendi yapısal sorunlarının arkasında politik ve kurumsal mimarisini gözden geçirme süreci içinde olduğunu kaydeden Büyükkaya, krizin kökenlerinin uzun bir süre sadece finans sektörünün sorumsuz uygulamalarına, sürdürülemez borç yüküne ve bazı üye devletlerin rekabet gücü sorunlarına dayandırıldığını ifade etti.

Büyükkaya, ''Ortak paranın ortak bir hazine olmadan nasıl kullanılacağı, birbirinden oldukça farklı ekonomilerin tek bir para politikası yaklaşımı ve dolayısıyla tek bir faiz oranıyla nasıl işleyeceği ve heterojen bir yapının asimetrik şoklar nasıl baş edeceğine dair şüpheler, ekonomik ve parasal birliğin kuruluşundan bu yana tartışıldı'' diye konuştu.