ABD'den yükselen çığlık: Tecrit insanlık dışıdır

Cezaevlerindeki cehennemin adı, tecrit. Türkiye bu işkenceye yabancı değil, ama Amerika'daki cezaevlerinde bir aydır süren açlık grevi gösteriyor ki, tecrit sadece Türkiye'nin de sorunu değil. Zaman zaman 30 bin mahkûmu bulan açlık grevlerini ve Amerika'daki cezaevi sistemini New York Eyalet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Denis O'Hearn'le konuştuk.

ABD'den yükselen çığlık: Tecrit insanlık dışıdır
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.08.2013 - 12:02

Amerika’da cezaevleri tarihinin en büyük çaplı açlık grevi yaşanıyor bugünlerde Kaliforniya’da. 8 Temmuz’dan beri devam eden açlık grevine katılan tutuklu ve mahkûmların sayısı sürekli değişse de, en kalabalıklaştığı dönemde 30 bini buldu. İstekler aynı bizde olduğu gibi basit aslında; kötüleşen cezaevi koşulları düzeltilsin, işkencenin bir biçimi olan belirsiz süreli tek kişilik hücre cezaları kaldırılsın, tecrit son bulsun”. Amerika’da tecritte 80 bin mahpus var ve bunların 12 bini Kaliforniya’da. Biz de konuyu cezaevleri üzerine çalışan New York Eyalet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Denis O’Hearn’le konuştuk.

- Cezaevi üzerine çalışmaya neden ve nasıl başladınız?

- 1970’lerde cezaevi protestoları ve açlık grevleri döneminde İrlanda’da yaşıyordum. O dönem birçok arkadaşım, akrabam, ailemden insanlar İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) nedeniyle hapse girdi. Uzun süre bu konuda yazıp çizmek istemedim, çünkü ölüm oruçları çok acılı bir dönemdi. Ama 1990’larda barış sürecinin İrlanda’ya gelmesiyle, yedi yıllık bir araştırmayla ölüm oruçlarının en aktif figürlerinden Bobby Sands’in biyografisini yazdım. Kitap yakında Türkçe olarak yayımlanacak. Neyse 2006’da yayımlandığında Amerika’daki yüksek güvenlikli cezaevilerinde tecritte kalan bazı arkadaşlar kitabı okumuşlar ve bana yazmaya başladılar. New York’a taşındığımda onları ziyarete başladım.

- Şimdiye kadar yaptığınız çalışmalarda cezaevleriyle ilgili sizi en şaşırtan neydi?

- Tecritin kendisi... Ankara’da F Tipleri’ni gezdiğimde onlara çok şaşırdım, insanlık dışılar. Amerika’da yüz bin kişiye 800 mahpus düşüyor yani kişi başına düşen mahpus sayısı en yüksek ülkelerden. Diğer yandan Türkiye, dünyada Amerika’nın yanında tecriti en yoğun kullanan ikinci ülkedir. Amerika’daki cezaevileri çok gayriinsani. Kötünün kötüsü de Kaliforniya ve Ohlahoma kentinde.

- Neden?

- Çünkü tecritin düzeyi, şartları berbat. Pek çok cezaevinin en azından penceresi vardır. Onlarda pencere de yok. Bazıları 30 yıldır bu koşullarda yaşıyor, penceresiz. Birine, ayı en son ne zaman gördün, diye sormuşlar. 1988’de demiş! Arkadaşım Bomani Shakur’a en son ne zaman bir ağaca dokundun, diye sorduğumda hatırlayamadığını söyledi. 16 yıldır cezaevinde. Mahkûmlar, havalandırmaya bile tek başlarına çıkıyorlar, asla başka bir tutuklu olmuyor. Üstelik onun da üstü telle kapalı. Bomani bir gün o telden bir ağaç yaprağının girdiğini anlattı, hücresine götürüp saklamış, ta ki gardiyanın biri gelip alıncaya kadar. Yani yaşayan hiçbir şeyle bağlantı kurmalarına izin verilmiyor.

- Bu insanlık dışı uygulamaların sonucunda Amerika cezaevleri tarihinin en büyük çaplı açlık grevine tanıklık etti. ABD genelinde katılımcıları 30 bini bulan açlık grevine nasıl gelindi?

- 80’lerde Müslüman mahpuslar alkol bulunan tüberküloz aşısı yapılmaya zorlanınca büyük bir isyan patlak verdi, Müslümanlara siyah milliyetçiler ve beyazların üstünlüğünü savunan Aryan Kardeşliği de destek verdi. Bu Amerikan cezaevi tarihindeki en uzun süreli ayaklanma oldu. Duvarlara “Burada tek ırk, mahpus ırkıdır” diye yazdılar. Yönetimin itiraf ettiği gibi ayaklanma boyunca gerçekleşen ölümlerin hiçbirinde parmakları olmadığı halde Lucasville Cezaevi’ndeki ayaklanmanın beş lideri, ölüm cezasına mahkûm edildi. Bu beş mahkûm için ABD'nin ilk yüksek güvenlikli cezaevi Ohio Eyalet Hapishanesi kuruldu. Mahpuslar bir insanla temas kurmalarına bile izin verilmeden, günün 24 saati yalnızlar. Ocak 2011’de Ohio’daki arkadaşlar ilk büyük açlık grevine başladılar. Bunda Bobby Sands'in biyografisini okuyunca İrlandalılar yaptıysa biz de yapabiliriz, diye düşünmelerinin etkili olduğunu söylediler. Tabii var olan yaşam koşulları o kadar kötüydü ki zaten kaybedecekleri bir şey yoktu. Temel talepleri ziyaretçilerinin en azından ellerini sıkabilmek, diğer mahpuslarla havalandırmaya çıkmak, davalarını araştırabilmek için bilgisayara erişebilmekti. Yönetim dışarda da başlatılan kampanyalarla 13 gün sonra taleplerini kabul etti.

İki yıl sonra, geçen ay da Pelikan Körfezi Eyalet Hapishanesi’nden yapılan bir çağrıyla bu büyük açlık grevi başladı. Bu hapishanenin kısa koridor diye adlandırılan yerinde hücreleri bulunan sekiz kişi on yıl boyunca hücreden hücreye, koşulları hakkında neler yapabileceklerini konuşuyorlar. Kendilerine Kısa Koridor Kolektifi diyen bu gruptaki iki siyahi Siyah Gerilla Ailesi’nden, bir beyaz Aryan Kardeşliği’nden ve beş Latinden ikisi de Latin çetelerinden olmakla suçlanıyor. Bunlardan biri de üniversitede verdiğim cezaevi dersine interaktif olarak katılan Todd Ashker. 25 yıldır tecritte çünkü cezaevinde hukuk bitiriyor ve cezaevindekilere hukuki destek vermesi yönetimi rahatsız ediyor. Yönetim, diğer mahpuslarla ilgili gammazlık yaparsa tecritten kurtulacağını söylüyor defalarca. Açlık grevine başvurmalarının temel nedeni bu aslında; Tecrite ve bu ispinyoculuk politikasına son vermek.

- Neden bu çağrı bu kadar geniş yankı buldu?

- Kaliforniya’daki cezaevleri arasında Pelikan Körfezi'ndeki mahpuslara ayrı bir saygı söz konusu, çünkü tahayyül sınırlarının ötesinde şartlarda yaşadıkları ve ispiyonlamak yerine dayanışmayı seçtikleri biliniyor.

- Şu anda sağlık durumları ne?

- Todd’u ve arkadaşlarını pencereyi bırakın, kapısında dahi açıklık olmayan, sürekli soğuk havanın üflendiği cezalandırma hücresine koydular. Dışarıyla bağlantıları tamamen koparıldı. Açlık grevine hâlâ devam eden 600 mahpusun kimisi 50’li, 60’lı yaşlarda, dolayısıyla kısa zamanda revire kaldırılıyorlar. Geçen hafta bir mahpus öldü, arkadaşları revire götürün demiş, ama dinlememiş yönetim ve ölüm nedeni intihar dendi.

- Dışarının desteği nasıl?

- Mahkûmlar genelde siyahiler ve Latinlerden oluşuyor. Hepsi fakir. Medya, politikacılar yüz yıldır insanlara “Mahpuslardan korkmamız gerekiyor, çünkü bunlar kötü insanlar” diye bilgi pompaladığından tek destek, solculardan, anarşistlerden, Katolik ve Müslüman bazı dini gruplardan geliyor. ABD’nin en ilerici eyaleti olan Kaliforniya’nın ABD çapındaki en gerici, sağcı cezaevi yönetimine sahip olması, ironik. Cezaevinin bir önceki yöneticisi tecritin durması için açıklama yaptı. Pek çok uzman, aydın cezaevi sisteminin işe yaramazlığında ve insan hakkı ihlali olduğunda hemfikir. Amerikan genelinde bu hapishanelerin kapatılması ya da Ohio’daki gibi şartların iyileştirilmesi konuşuluyor. Birkaç gün önce Jay Leno gibi ünlüler destek açıklamasında bulundular. Yönetimin ve iktidarın üzerinde baskıların artmasıyla politikalar değişebilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler