ABD'ye göre Ladin'in yeri doldurulamaz

ABD'li uzmanlara göre, terör örgütü El Kaide'ye katılanlara "ilham vermesi, örgüt içi ayrılıklarda birleştirici rol oynaması, karizması, sembolik gücü ve ünü" nedeniyle, örgütte Usame Bin Ladin'in yerini doldurabilecek kimse bulunmuyor.

ABD'ye göre Ladin'in yeri doldurulamaz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.05.2011 - 07:59

Bin Ladin'in öldürülmesi, ABD'de birçok konuda yeni soruları beraberinde getirdi. Üzerinde durulan en önemli sorulardan biri ise örgütün geleceğinin ne olacağı ve El Kaide tehdidinin ne derecede devam edeceği...

Birçok uzman, örgütün yapılanmasının Bin Ladin'e bağlı olmadığına, birçok kol ve yerel örgütlenmeler bulunduğuna dikkati çekiyor. Bin Ladin'in son yıllarda örgütün saldırılarını doğrudan kontrol etmediği de biliniyor. Dolayısıyla, Bin Ladin'in öldürülmesinin El Kaide tehdidini bitirmediği sıkça vurgulanıyor. Nitekim, ABD yönetimi de Bin Ladin'in öldürülmesiyle terör tehdidinin sona ermediğine işaret ederek, bu konuda yüksek düzeyde duyarlılığın devam ettiğini belirtiyor.

Bununla birlikte, Bin Ladin'in örgüt içindeki ayrılıkları giderip birleştirici rol oynadığı, özellikle karizması nedeniyle gençlerin örgüte gönüllü katılımı ile fon sağlanmasında çok önemli bir "lider figürü" oynadığı da dikkatlere sunuluyor. Bu nedenle uzmanlara göre, her ne kadar örgütte saldırıları doğrudan kontrol eden kişi olmasa da örgüte destek sağlamak ve bütünlüğünü devam ettirebilmek açısından Bin Ladin'in yerini doldurabilecek biri örgütte bulunmuyor.

"İntikam" saldırılarında kısa vadede artış görülse de uzun vadede örgütün "çatlamaya" gideceği ifade ediliyor. Yine de Bin Ladin'in ölü iken de "efsaneleşerek" örgütteki etkisinin devam edebileceği de yapılan yorumlar arasında...

Tüm bu açılardan, önümüzdeki günlerde olası "intikam" saldırılarına karşı ABD yönetiminin ne kadar başarılı tedbir alabileceği ve Bin Ladin'in öldürülmesinin terörle mücadelede ne kadar etkili olacağı merak ediliyor.

Yazar William Bennet ve Seth Leibsohn, beraber kaleme aldıkları yazıda, Bin Ladin'in öldürülmesinin El Kaide ile savaşın sonu olmadığına dikkati çekti. Hatta, yüksek teknolojileri artık teröristlerin de kullanabildiğine ve büyük organizasyonlar yerine, kuvvetli patlayıcılarla yapılan küçük eylemlerle birçok insanı öldürebileceklerine işaret eden yazarlar, "Bin Ladin'in öldürülmesi, radikal İslam'a karşı savaşımızda yeni bir başlangıç ve yeni bir ciddiyet olarak görülmediği müddetçe, daha fazla Amerikalı öldürülecek. Umuyoruz ki, bu yeni başlangıç ve yeni ciddiyet, (Bin Ladin'in öldürüldüğü tarih olan) 1 Mayıs 2011'de başlatılmış olsun.

Örgütün Bin Ladin'den çok daha geniş olduğunu hatırlatan Bennet ve Leibsohn, hala "ayakta" olduğunu göstermek için örgütün terör eylemlerini artırabileceğini belirtti. Bennet ve Leibsohn, Bin Ladin'in öldürülmesinin "zafer" olduğuna, ama bunun savaşın sona erdiği anlamına gelmediğine de işaret etti.

Örgütte yeri dolmaz

CNN için terör analizleri yapan New York Üniversitesi Hukuk ve Güvenlik Merkezi uzmanı Paul Cruickshank de Bin Ladin'in öldürülmesinin El Kaide ile savaşta "muazzam derecede önemli bir gelişme" olduğunu, Bin Ladin'den sonra örgütte hiç kimsenin onun yerini dolduramayacağını kaydetti.

Bin Ladin'in örgütün "kilit" ismi olduğuna dikkati çeken Cruickshank, "El Kaide, Bin Ladinsiz çatlayabilir. Örgüt içinde, farklı ideolojileri ve ajandalarıyla birçok merkezkaç kuvveti var. Onları birlik olarak tutabilen Bin Ladin'in yeri doldurulamaz. Örgütte onun kadar karizma ve üne sahip kimse yok" değerlendirmesinde bulundu.

Cruickshank, bir yönden bakıldığında El Kaide örgütünün Bin Ladin ile sınırlanamayacak kadar büyük olduğunu, ancak öte yandan Bin Ladin'in yıllardır örgütün mesajlarının yayılmasında merkezi role sahip, radikallere gönüllü olarak örgüte katılmaları için ilham veren önemli bir lider olduğunu vurgulayarak, bu nedenle Bin Ladin'den sonra kısa vadede örgütün eylemlerinde artış olabileceğini, ama orta vadede güçsüzleşmeye başladıklarını hissedeceklerini ifade etti. Cruickshank, "El Kaide tehdidi kısa zamanda bitmeyecek, ama örgüt, liderlerinin rehberliğinin olmadığı bir ortamda çözülmeye başlayabilir" yorumunu yaptı.

Çözülme başlayacak

El Kaide ile ilgili kitabı yayımlanan yazar ve Londra Ekonomi Okulu Ortadoğu Merkezi Direktörü Fawaz Gerges de yakın dönemde El Kaide'nin düşük seviyeli şiddet eylemlerinin devam edebileceğini, ama örgütün çözülmesinin durdurulamaz olduğunu kaydetti. Gerges, "El Kaide'nin merkezinin yeniden canlanması bir mucize olur" ifadesini kullandı.
Washington Enstitüsü Terörle Mücadele ve İstihbarat Programı Direktörü Matthew Levitt, Bin Ladin'in son yıllardaki operasyonlarda fazla rol oynamasa da örgütün ve ideolojisinin sesi olduğunu belirterek, ölümünün örgütte önemli bir moral çöküntüsü yaratacağını kaydetti.

Örgütün reklamını yapma ve para toplamada Bin Ladin'in ölü halinin canlı hali kadar etkili olabileceğini de ifade eden Levitt, ölümüne rağmen Bin Ladin'in bıraktığı mirasın hala Batı için tehdit oluşturmaya devam ettiğini yazdı. Levitt, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin, Arap dünyasındaki halkın El Kaide'nin ideolojisini benimsemediğini gösterdiğini hatırlatarak, bunun da örgütün zayıflaması açısından önemli bir unsur olduğunu belirtti.

Brookings Enstitüsü uzmanlarından Daniel Byman da Bin Ladin'in örgütte birleştirici rol üstlendiğini ve gençleri peşinden sürükleyen karizmatik bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek, örgütün diğer liderlerinin Bin Ladin'in yerini doldurmasının zor olduğunu vurguladı.

Bu terörizmin sonu değil

Örgütün savaşa devam ettiğini göstermek için özellikle kısa vadede eylemlerini artırabileceğine işaret eden Byman, terörle mücadele ve El Kaide'nin liderlerine yönelik operasyonların tüm hızıyla sürmesini savundu. Byman, diğer liderlerin de yakalanması halinde örgütün daha da zayıflayacağına dikkati çekti.

Bin Ladin'in liderliğinin son yıllarda operasyonlara öncülük etmekten çok, ilham kaynağı ve karizmatik lider olarak işlev gördüğünü belirten kurumun diğer uzmanı Micheal O'Hanlon da birçok yerde yerel yapılanmaya sahip olan El Kaide'nin terör saldırılarını yürütmek için de aslında lidere bağlı olmadıklarını hatırlattı. O'Hanlon, örgütte yine de "Bin Ladin'e dair efsanenin" devam etmesini beklediğini kaydetti.

New York Times'a yazan Haverford Üniversitesi öğretim üyesi ve Dış Politika Araştırmaları Enstitüsü uzmanı Barak Mendelsohn, Bin Ladin'in öldürülmesinin örgüte büyük darbe vurduğunu, ama bunun "cihat terörizmi"nin sonu olmadığını ve ABD'ye saldırı düzenlemeye yönelik motivasyonu azaltmayacağını, hatta intikam saldırılarını tetikleyeceğini kaydetti.

El Kaide'nin sonu

Ünlü yazar ve yorumcu Ferid Zekeriya ise CNN'in internet sitesinde yayımlanan makalesinde, Bin Ladin'in öldürülmesiyle El Kaide'ye dev bir darbenin vurulduğunu belirterek, "Bunun El Kaide'nin sonu olduğunu söylemek abartılı olmaz" ifadesini kullandı.
El Kaide'nin büyük kaynaklara komuta eden bir örgüt niteliği taşımadığına, büyük bir ordusunun bulunmadığına ve dünya genelinde yönlendirebileceği geniş fon birikimlerine sahip olmadığına dikkati çeken Zekeriya, "El Kaide, aşırı karizmatik bir kişi olan Usame Bin Ladin tarafından sembolize edilen bir fikir ve ideolojiydi. Tarih bize, karizmatik liderlerin kaybının, örgütlere olağanüstü zarar verdiğini öğretti. Bu durumda böyle bir örgütü bir arada tutmak çok zordur" değerlendirmesinde bulundu.

Zekeriya, Bin Ladin'in ölümüyle, El Kaide'nin ideolojisinin "tamir edilemez bir zarar" gördüğünü kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler