"AB'nin, bizim dengelerimizi bozacaksınız deme şansı yok"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bugün Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye dönüp "kişi başına düşen milli geliriniz çok düşük, çok fakirsiniz, o yüzden sizi üye alamıyoruz. Bizim dengelerimizi bozacaksınız"deme gibi bir argümanının ortadan kalktığını söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.03.2010 - 10:45

AB ve Belçikalı yetkililerle temaslarda bulunmak için Brüksel'e gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk basınıyla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenledi.

Bugünlerde Avrupa'nın ekonomik açıdan zor günler geçirdiğine dikkat çeken Babacan, en önemli ihracat pazarı olarak Türkiye'yi yakından ilgilendiren Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın yavaş ilerlediğini belirtti.

Avrupa'da Yunanistan başta olmak üzere birçok ülke hakkındaki endişelerin Türkiye söz konusu olunca yerini güvene bıraktığını anlatan Babacan, tüm uluslararası kuruluşların bu yıl Türkiye'yi Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ülkesi olarak gösterdiklerini hatırlattı.

Babacan, Gümrük Birliği'nin ardından AB ile büyük ölçüde ekonomik entegrasyona giren Türkiye'nin Avrupa ekonomisinin geleceğini çok yakından takip etmek zorunda olduğunu kaydetti.


"AB'nin ekonomik sorunları yeni değil"

Ali Babacan, AB'nin ekonomik sorunlarının yeni olmadığını fakat küresel krizle birlikte daha fazla öne çıktığını belirterek, bunların en önemlilerini nüfusun yaşlanması, işgücü piyasasının esnek olmaması, iç pazarda korumacılığın artması, verimlilik açığı ile sosyal güvenlik ve bankacılık sektörlerindeki yapısal sorunlar olarak sıraladı.

Babacan, Avrupa'da korumacılığa örnek olarak Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Renault'nun Clio 4 modelini Türkiye'de üretme planına müdahalesini gösterdi.


"AB'nin daha fazla korumacılığa dönmesini arzu etmiyorum"

Türkiye'nin bu kriz nedeniyle AB'nin ekonomide daha fazla korumacılığa dönmesini arzu etmediğini anlatan Babacan, ''AB krizden çıkış stratejisini hala ortaya koyamamış durumda. Bu durum ciddi bir belirsizlik doğuruyor. AB Komisyonu üye ülkelerin ekonomilerini bütçe açıklarıyla teşvik etmesini 2011 yılından itibaren durdurmalarını istiyor ama bu kadar ciddi bütçe açıklarının nasıl kapatılacağını somut olarak ortaya koyamadılar'' dedi. Babacan, bu durumdan tedirgin olan piyasaların ciddi kemer sıkma önlemleri almaları için Yunanistan başta olmak üzere Portekiz ve İspanya gibi ülkeler üzerinde baskı kurmaya başladığını belirtti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, para politikası noktasında Avro ile oldukça iyi mesafe alan AB'nin bunu mali politikalarla ve bütçe disipliniyle yeterince destekleyemediği için sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.

Babacan, sosyal güvenlik reformu, bankacılık reformu ve sağlık reformu başta olmak üzere birçok önemli reformu zamanında yaptığı ve yapısal tedbirlerle bütçe açığını kontrol altına aldığı için Türkiye söz konusu olunca piyasaların aynı endişeleri hissetmediğini vurguladı.

Ali Babacan, ekonomik sorunlarıyla ve iç sorunlarıyla uğraşan bir AB'nin doğal olarak genişlemeye biraz mesafeli bakacağını, öte yandan ''Türkiye'nin ekonomik açıdan kendisini ispat etmiş olmasının, AB'ye yük olacak değil AB'den yük alacak konuma gelmesinin'' Brüksel'den bakıldığında Türkiye'yi cazip hale getireceğini söyledi.

Babacan, gelecek yıllarda ''Türkiye'nin potansiyelinin daha fazla farkına vardıkça AB'nin Türkiye'ye daha olumlu yaklaşacağını'' ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, ''AB'nin bugün Türkiye'ye dönüp 'kişi başına düşen milli geliriniz çok düşük, çok fakirsiniz, o yüzden sizi üye alamıyoruz. Bizim dengelerimizi bozacaksınız' deme gibi bir argümanı ortadan kalkmıştır. Çünkü dedikleri anda, 'Bulgaristan ve Romanya'yı ne yapacaksınız? Onların üyelikleri ne olacak' diye bizim sorma hakkımız var'' dedi.


Anayasa değişikliği

Babacan, hükümetin hazırladığı anayasa değişikliği paketinin hayata geçirilmesiyle Türkiye'nin siyasi kriterler açısından AB standartlarına ulaşacağını ve demokrasi kalitesinin yükseleceğini belirterek bunun uzun vadede ekonomiye çok olumlu yansıyacağını söyledi.

Ali Babacan, ''gerçek anlamda işleyen demokrasi ülkelerin ekonomik geleceklerinin de garantisidir. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu'nun tavsiye kararları ve AB katılım süreci çerçevesinde hazırlanan, Ombudsmanlık, Anayasa değişikliği paketinin ekonomik sonuçlarının çok çok olumlu olacağını düşünüyoruz. Tabii ki kısa vadede biraz gürültüsü olabilir, tartışma yaşanabilir ama bu tartışmalar Türkiye'yi demokratikleşme ve hukuk devleti anlamında bugünkünden daha iyi noktalara getirecektir'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler