'Açlık grevini uzatması bir kazanım olmayacak'

Konunun, Türkan Albayrak'ın açlık grevine başladığından itibaren daha hassas bir noktaya gittiğini gördüğünü belirten Dokucu, işin medyatik kısmının artmasından dolayı daha da zorlaştığını ifade ederek, ''Burada tamamen bireysel olarak bir hanımın şu anda başına gelen tabloda daha fazla mağdur olmaması ve sağlık açısından riskli tablolara girilmemesi için ben böyle teklifin yapılması gerektiğini düşündüm. Türkan Albayrak'ın bu açlık grevini uzatmasının kendi sağlığına fazla bir kazanımı olmayacaktı. Sarıyer'de oturduğunu öğrendiğim için kendi evine de daha yakın olan bir yerde iş teklifi sunduk. Kendileri de olumlu davrandı ve açlık grevine son verdi. Bu anlamda kendisinin işbirliğine de sıcaklığına da teşekkür ederim'' dedi.

Dokucu, kişisel kaygısının öncelikle Türkan Albayrak'ın durumu ve sağlığı olduğunu belirterek, ''Açlık grevi sonuç itibariyle bazı insanlarda daha farklı kötü tablolarla sonuçlanabiliyor. Bir hastane bahçesinde böyle bir tablonun yaşanması açıkçası üzüntü verici olurdu. O inisiyatifle yola çıktık. Kendisi de o anlamda uyum sağladı'' diye konuştu.
 

İstanbul Tabip Odası Başkanı Gören

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de Türkan Albayrak'ın bir taşeron firmanın işçisi olarak Paşabahçe Devlet Hastanesi'nde çalışmakta iken işten çıkarıldığını hatırlattı.

Demokratik bir ülkede yaşayan insanlar olarak böyle durumlarda demokratik hakların kullanılacağına dikkat çeken Gören, ''Türkan Albayrak, bu hakkını kullanarak kendi uğradığı bu haksızlığa karşı bir eylem gerçekleştirdi. Sabırla burada bekledi. Daha sonra sonuç alınamayınca açlık grevi sürecine girdi'' dedi.

Bu süreci herkesin izlediğini anlatan Gören, Dokucu ile haberleştiklerini, bu durumun kendilerine yakışmadığını kararlaştırdıklarını ve çözüm bulmak üzere buraya geldiklerini söyledi.

Türkan Albayrak ile kendisine bir iş verilmesi hususunda anlaştıklarını ifade eden Gören, Albayrak'ın da bu iş teklifini yeterli bularak sürece son verdiğini belirtti.

Gören, Türkiye'de birçok yerde taşeron sisteminin geçerli olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Taşeron sistemi ne yazık ki insanın insana kulluğunu gündeme getiren, insanı insana kul eden bir sistemdir ve bir ülkede bütün değerleri yaratan işçinin gerçekten kutsal olan emeğini olabildiğince sömüren bir sistemdir. Burada böyle olaylarla karşılaşmamak ve bireysel çabalarla böyle olayları sonlandırmak durumunda kalmamalıydık. Bu şekilde güvencesiz bir çalışma sistemi olmamalıydı. Türkan Albayrak, böyle bir girişimde bulunmak zorunda kalmamalıydı. Bundan sonra da grevli, toplu sözleşmeli güvenceli bir iş, çalışma sisteminin ülkeye gelmesi artık zorunlu. Bunun için hepimizin çalışması gerekiyor. Yoksa böyle insanlar işten atılacak.''

Türkan Albayrak da 118 gündür süren direnişini sonlandırdığını belirterek, ''Direnişe başlamam Paşabahçe Devlet Hastanesi'nde taşeron firma tarafından işten atılmamla başladı. Ben haksız yere, sendikalı olmak istediğim için, emeğimin karşılığını almak istediğim için işten atılmıştım. Sarıyer'de oturmama rağmen Paşabahçe Devlet Hastanesi'ne sürgün edildim ve 5 yıl boyunca Sarıyer'den buraya geldim gittim'' dedi.

29 Ekim'de açlık grevine başladığını ve açlık grevinin 7. gününde, yetkililerin kendisini duyduğunu belirten Albayrak, ''Sarıyer Toplum Sağlığı Merkezi'nde işin hazır dediler. Ben de kabul ettim. Bu koşullarda orada işe başlamak, bu direnişin kazanımıdır'' diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini çadırında ziyaret etmesinin direnişiyle bir ilgisinin olmaması gerektiğini kaydeden Albayrak, ''Kılıçdaroğlu da direnişimin 100. gününden sonra geldi. Bu durumu onlar kendi lehlerine kullanmak isteyebilir, partiler kendi lehlerine kullanmak isteyebilir. Ama burada direniş kazandı, haklılık kazandı'' ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından Dokucu, Albayrak'tan hastane bahçesinde kurulu olan çadırın kaldırılmasını rica etti. Çadır, Albayrak ve eyleme destek verenler tarafından sökülerek kaldırıldı.