"Adalet Bakanı, daha çok korkacak"

Genel Kurulda, AKP'nin, ''Kürt açılımı'' konusundaki Genel Görüşmenin yarın görüşülmesine ilişkin grup önerisi, kabul edildi. Öneri aleyhinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, ''Adalet Bakanı bugün buraya gelmeye korktu. Daha çok korkacak'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.11.2009 - 16:33

Elinde bir ''gizli belge'' olduğunu belirten CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, belgeyi göstererek, ''Bakın, burada Adalet Bakanlığı'nın gizlemeyle ilgili oluru... Altında Mehmet Ali Şahin'in imzası var. Biz söylediğimiz her sözün arkasına mutlaka bir belge koyarız. Bu belge sağlam'' diye konuştu.

Telefon dinlemelerinin nereden kaynaklandığını soran Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nde değişiklik yapılarak, ''Yönetmelikte, 'Adalet Bakanlığı müfettişleri hakimleri, savcıları dinler' diye değişiklik yapılıyor. Yasanın vermediği bir yetkiyi, Adalet Bakanlığı kendi yönetmeliğine hangi gerekçeyle koyar? Hukuk bunun neresinde? Böyle bir şey olabilir mi? Adalet Bakanlığı müfettişi mahkemeye gittiği zaman hangi mahkeme ona 'izin vermiyorum' diyebilir? Böyle bir anlayış olabilir mi, biz buna isyan ediyoruz'' diye konuştu.

Yasadışı dinlemeye karşı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, kendi telefonlarının dinlenildiğini, ancak kendisi ve konuştuğu kişi hakkında mahkeme kararı bulunmadığını ifada etti. Kılıçdaroğlu, ''Mahkeme kararı olmadan telefonumu dinleyen kişiler, bunu götürüp kamuoyuna, mahkemeye, davanın arasına götürüyorsa, o savcılar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Bu benim hakkım değil mi? Ama Sayın Bakan, 'bunların soruşturulmasına gerek yok' diyor. Niçin gerek yok, Sayın Bakan? insanın vicdanı, ahlakı, etik değerleri bunu kabul eder mi?'' dedi.

Gelir İdaresi Başkanı ile bir kişinin yaptığı yasadışı dinlemenin medyada yayınlandığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Remzi Gür ile Başbakan arasındaki konuşma da yayınlandı. Ama hiçbir gazete cesaret edip yayınlayamadı. Bir dergi yayınladı. Ayrıca Sayın Talat ile Erdoğan arasındaki konuşma da yayınlandı. Derhal dava açıldı ve şimdi ikisi de hapiste. Bu çifte standarda ne diyeceksiniz? Yasadışı dinleme hukuka da ahlaka da aykırıdır. Karşı çıkın ama bana gelince hapse, ona gelince sırtı sıvazlayacağız, olmaz. Bir bakan bir onayla, 10 bin hakim ve savcının dinlenmesine onay veremez. Yanlıştır bu...

Ben eskiden denetim elemanı olarak bankalardan mükelleflerin bilgisini isterken, 'kimi istiyorsanız, onu gönderelim, bütün mükelleflerin bilgisini isteyemezsiniz' derdi. Ama bir bakan çıkıp da 10 bine yakın hakim ve savcının dinlenilmesinin altına imza atarsa, buna hukuk denir mi? Buna bizim kadar sizler de karşı çıkın. Belge istiyorsanız ben size belgesini vereceğim. Yanlışsa, Sayın Bakan çıksın 'yanlıştır' desin. Biz de özür dileriz. Yargıtay'ın santralinin dinlenildiği söyleniyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın telefonlarının dinlenildiği ortaya çıktı. Abdülhamit dönemindeki jurnalcilik bile bu kadar değildi. Siz hukukun dışına çıkar, devleti istihbaratla yönetmeye kalkarsanız, istihbarat çukurunda herkes boğulur. Yanlıştır, herkesin özel hayatı var. Bunu Demokles'in kılıcı gibi yargıya baskı kurmak için kullanırsanız, bu doğru değil.''

Kılıçdaroğlu, AB yetkililerinin çifte standart yaptığını savunarak, ''AB beyleri ne yapıyor acaba? Kulaklarını tıkayıp bir şey olduğunda kıyamet koparanlar bu kadar hukuksuzluğun olduğu ülkede ne yapıyor? Onlar Türkiye'yi kullanmak istiyor. Adalet Bakanı buraya gelseydi, bu parlamentoyu kafasına yıkacaktık. Siz bu kadar yargıyı ayaklar altına alamazsınız'' dedi.


''Korku tünelinden geçiyoruz"

Öneri aleyhinde konuşan MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da Türkiye'de kötü şeyler olduğunu bunun Meclise de yansıdığını belirterek, ''Parlamento'da birkaç gündür yaşanan kötü şeylerin müsebbibi iktidardır'' dedi.

Telefon dinlemeleri nedeniyle Türkiye'nin korku tünelinden geçtiğini, herkesin dinlenme şüphesiyle yaşadığını savunan Şandır, ''Herkes dinleniliyor. yatak odalarının dinlenilmediğinden emin misiniz? Meclis sorunun üzerinde durmalı'' ifadelerini kullandı.
Şandır, ''Başbakan , Meclis Başkanı'nı doğrudan azarlamıştır. TBMM İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklama yüz kızartıcıdır. Meclis Başkanı kendini savunmalıydı'' diye konuştu.


''Sap ile saman karıştırılıyor"

Öneri lehinde konuşan AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, dinleme konusunda ''sap ile samanın birbirine karıştırıldığını'' savunarak, mahkeme ve hakim kararıyla ve gerekli mevzuat yerin getirilerek yapılan yasal dinlemeye kimsenin tartışamayacağını söyledi. ''Devletin kurumları, hukuka aykırı dinleme yapamaz. Biz bunu ciddiye alırız ve üzerine gideriz'' diyen Canikli, ancak yasal olmayan dinlemeleri bilmelerinin ve takip edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

''Adalet Bakanının buraya gelmeye cesareti ve bilgisi de var'' diyen Canikli, Türk Borçlar Kanunu'nun bugün görüşülmemesi nedeninin sorulması üzerine, muhalefetin engellemesi nedeniyle Türk Borçlar Kanunu'nun 2 bölümünün 1,5 ayda görüşülebildiğini, kalan 20 bölümünün aynı tempoyla çalışılması halinde 2 yılda tamamlanabileceğini, ancak arada acil olarak çıkması gereken düzenlemeler bulunduğunu anlattı.

Konuşmaların ardından grup önerisi kabul edildi. Buna göre, AKP Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz'ın Sayıştay denetçileriyle ilgili yasa teklifi ile uluslararası anlaşmalarla ilgili 9 yasa tasarısı gündemin ön sıralarına alındı.

Genel Kurul yarın saat 13.00'de toplanacak ve ''Kürt açılımı'' konulu Genel Görüşme Önergesinin görüşmeleri tamamlanıncaya kadar çalışacak. Görüşmelerde hükümet ve gruplara 60'ar, önerge sahipleri için ise 30'ar dakika süre verilecek.


Özyürek'ten pankart açıklaması

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, milletvekillerinin; görüşünü, tepkisini, konuşarak da pankart açarak da ifade edebileceğini belirterek, ''Pankart açılabilir, 'Suçtur, ceza mahkemesine vereceğiz, yargılanacaksınız' derseniz, o sizin cehaletinizi ortaya koyar'' dedi.

Genel Kurulda, Hükümet ve komisyonun yerinde olmaması üzerine Borçlar Kanunu Tasarısının görüşmeleri atlanarak, Türkiye ile Karadağ Arasında Serbest Ticaret Antlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısına geçildi.
Tasarının tümü üzerinde CHP Grubunun görüşlerini dile getiren Özyürek, daha önce Ayamama Deresi'nin ıslahı için kaynak aktarıldığını ancak bunun kullanılmadığını söyledi. Özyürek, ''15 yıldır bu bölgenin ıslahı niçin yapılmadı? Kaynak gerekçesine sığınamazsınız. O kaynak kullanılsaydı 31 vatandaşımız hayatını kaybetmezdi'' diye konuştu.

Özyürek, telefon dinlemelerine de değinerek, Abdülhamit döneminde bile bu kadar dinleme olmadığını savundu. Özyürek, haberleşme özgürlüğünün, AKP döneminde ortadan kaldırıldığını iddia ederek, ''Eskiden 'su sesinin önünde konuşun, aksi halde dinlenirsiniz' denilirdi. Şimdi de Meclisin tavanından sular akıyor, neredeyse suyun önünde konuşacağız'' dedi.

AKP döneminde, kadrolaşma yoluyla kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığını, yasama-yürütme arasındaki ilişkinin son örneğinin; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e 10 Kasım Salı günü sergilediği tavırda görüldüğünü söyledi.
Özyürek, milletvekillerinin, görüşünü, tepkisini, konuşarak da pankart açarak da ifade edebileceğini, Meclis Başkanı'nın İçtüzüğün gereğini yapacağını kaydetti.

Ergenekon'u, ''Türkiye'nin yüz karası'' davası olarak nitelendiren Özyürek, ''Başbakan, bu davanın savcısıysa, biz de hakkı yenenlerin, sesi çıkmayanların, savunma hakkı elinden alınanların, haksız yere hapiste yatanların avukatıyız'' görüşünü dile getirdi.


Jurassic park

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, Yargıtay telefonlarının ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın telefonlarının dinlenmesi haberlerinin, ülke gündemine bomba gibi düştüğünü söyledi.

Bal, Yargıtay üyelerinin dinlenebileceğini ancak bunun Yargıtay üyelerinin soruşturma usulüne göre olabileceğini belirtti. Bal, buna, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, yetkilerini aşarak, karar veremeyeceğini savunarak, Yargıtay üyelerinin potansiyel suçlu görülerek, dinlendiğini iddia etti.

MHP'li Bal, ''Jurassic Park'ın yarattığı canavar, acaba Adalet Bakanlığı'nın içine mi girdi, onların yetkisini kullanma cesaretine ulaşarak, Adalet Bakanlığını mı kuşattı?'' diye sordu.

Parlamenter demokratik sistemin genetiğinin değiştirildiğini, korku imparatorluğunun kurulduğunu öne süren Bal, ''Korku, günü gelecek Jurassic Park canavarı gibi sizin de sonunuzu getirecek'' dedi.

 

''Türkiye'nin itibarı hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştır''

Genel Kurulda, Türkiye ile Karadağ Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Tasarısının görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Türkiye, AB'ne zaman girebilir?'' sorusuna, ''Türkiye, AB standartlarını ne zaman yakalarsa o zaman girebilir'' cevabını verdi.

Türkiye'nin AB standartlarına yaklaşmasının Mecliste alınacak kararlarla olacağını belirten Bağış, ''Eğer biz bugün 1940'ların zihniyetiyle yazılmış Türk Ticaret Kanunu ile ülkemizde iş hayatını yönetmeye çalışırken, bunu değiştirip evrensel standartlardaki yasalarla yönetme çabamıza her maddede böyle zaman harcarsak, bin 500 maddelik tasarının yasalaşması yıllarımızı alır. O zaman da AB'ye girmemiz oldukça gecikir'' diye konuştu.

Bağış, siyasi boyutu olmayan ama AB ile ilgili olan düzenlemeler konusunda muhalefetin desteğini göstermesi gerekiğine işaret ederek, ''Yoksa Brüksel'e giderek orada ofis açmakla AB'ye girilmesine katkı sağlanmaz'' dedi.

Bakan Bağış'ın bu sözlerine CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk tepki göstererek, 'Soruma niye yanıt vermiyorsun?'' diye bağırdı. Konuşmasını sürdüren Bağış'ın ''Türkiye'nin itibarı hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştır'' demesi üzerine Öztürk, tepkisini sürdürdü. Bağış'ın ''Otur da dinle'' karşılığını vermesi üzerine Öztürk, ''Konuşmasını bil'' diye bağırdı.

AKP Çorum Milletvekili Agah Kafkas da Öztürk'e tepki gösterdi. Öztürk ve Kafkas'ın birbirinin üzerine yürümesine araya giren milletvekilleri ve idare amirleri engel oldu. Bağış, Agah Kafkas'a, ''Agah Bey lütfen, vallahi değmez'' diye seslendi.

Tartışmanın sürmesi üzerine birleşimi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut, milletvekillerini uyardı. Bu sırada konuşmasını sürdüren Bağış, ''Türkiye, tarihinin en itibarlı dönemini yaşamaktadır. Hepimizin gurur duyması gereken bir gelişme de Antalya Milletvekilimiz Mevlüt Çavuşoğlu'nun AKPM'de ilk defa başkanlığa seçilmek için siyasi parti grupları tarafından ortak aday olarak gösterilmesidir. Gerek AB, gerek BM'de, gerekse İKÖ ve AKPM'deki başarılar, ülkemizin önemli rol oynadığını, birbiriyle geçinmekte zorlanan ülkeler arasında arabuluculuk yaptığını ortaya koymuştur. Türkiye'nin itibar kaybettiğini söylemek sadece abesle iştigaldir'' dedi.

Yarın TBMM Genel Kurulda yapılacak ''Kürt açılımı'' görüşmelerini hatırlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'deki farklı kesimlerin, Alevi, Rum, Ermeni, Kürt, Süryani, Sünni vatandaşlarımızın, kadın ve çocuklarımızın demokratik haklarını nasıl yükseltebileceğimiz konusunun tartışılacağı gün olacak. Yarın burada Türkiye'nin kronikleşmiş sorunlarını ele ele vererek, birlikte çözmenin ilk adımını atabileceğimizi umut ediyorum. Türkiye'nin on yıllardır çözemediği sorunları bu kutlu salonda beraber çözebilme umudunu taşımak istiyorum.''

Cumhuriyet tarihinde ilk kez Yargı Reform Stratejisi ortaya konulduğunu anlatan Bağış, bütün yargı kurumların desteğiyle hazırlanan stratejinin uygulanmaya konulması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Bağış, Adalet Bakanlığı'nın yürüttüğü çalışmaların AB İlerleme Raporunda takdirle karşılandığını ifade etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler