"Adalet istiyoruz"
İkinci Ergenekon davasında gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedildi. Kararın açıklanmasının ardından ayağa kalan Balbay, ''Bu hakarettir. Adalet içinde değil, atalet içindesiniz" dedi ve kürsüye "Adalet istiyoruz" diyerek seslendi.
İkinci Ergenekon davasının 77. duruşması başladı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık katıldı.
Tahliye talebine ret
İkinci Ergenekon davasında aralarında gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da olduğu tutuklu sanıkların tahliye talepleri oy çokluğu ile reddedildi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca AKP'nin kapatma davasına ait dosyaları Anayasa Mahkemesi'nden istedi.
Tutuklu yargılanan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, gazeteci Tuncay Özkan, Oğuz Bulut, Hasan Ataman Yıldırım ve İbrahim Özcan duruşmaya gelmedi.
Duruşma, tutuklu sanık Neriman Aydın'ın savunmasını yapmasıyla sürdü.
Bu arada, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Birgit ve Şükran Soner'in de aralarında bulunduğu bazı gazeteciler de duruşmayı izliyor.
"Adil yargılanma hakkı, herkesin kutsal hakkıdır"
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin de (TGC) aralarında bulunduğu bazı basın meslek örgütleri, Ergenekon davaları kapsamında yargılanan gazetecilere destek vermek amacıyla Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'nde ortak basın açıklaması yaptı.
Grup adına konuşan Ekşi, TGC, Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Basın Konseyi gibi çeşitli meslek kuruluşları olarak buraya geldiklerini söyledi.
Ekşi, ''Buradaki meslektaşlarımızın adil yargılanma hakkını kullanamadıklarını, böyle bir hakkın kendilerinden esirgendiğini düşünerek buraya geldik. Onların yanında olduğumuzu, onların hukuktan olabildiğince herkes kadar en üst düzeyde yararlanmalarının savunucusu olduğumuzu ifade etmek için geldik'' diye konuştu.
Meslektaşlarının eylemleriyle ilgili karar vermenin yargının işi olduğunu belirten Ekşi, şunları kaydetti:
''Onlar bizim meslektaşımızdır, kardeşimizdir ve onların haklarını savunmayı da öncelikli bir görev olarak düşündüğümüz için böyle bir karar verdik. Bu kararımız sadece onlarla bağlantılı değil, özgürlüğünden mahrum edilen veya özgürlüğü tehdit altında bulunan bütün gazetecileri de kapsayan bir karardır. Bugün Silivri'de nasıl beraber olduksa bu ayın 25'inde yapacağımız ikinci toplantıda diğer meslek kuruluşlarına da uzanarak daha geniş kapsamlı bu konuları ele almaya karar verdik. Meslektaşlarımızı veya fikirlerinden dolayı özgürlükleri tehdit edilmiş tüm insanları kapsayacak şekilde, onların haklarını koruyacak şekilde bir çalışma içindeyiz. Bu ayın 25'inden itibaren yeni bir aşamaya girecek olan bu çalışma, aslında sadece 6 meslektaşımızla ilgili değil, sokaktaki insan da dahil olmak üzere hepimizin özgürlüklerini öngören, onları savunmayı öngören bir çalışma olacaktır.''
''Adil yargılanma hakkı, herkesin kutsal hakkıdır'' diyen Ekşi, bu hakkı savunmanın herkesin görevi olduğunu vurguladı.
TGC Başkanı Orhan Erinç de ''Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış bir ülke ve Anayasanın 90. maddesinde yakında yapılan değişiklikte de bu sözleşmeyi Anayasanın neredeyse üstünde sayacak bir yaklaşımla bir Anayasa değişikliği gerçekleştirmiş bir ülke'' dedi.
Erinç, buna dayanarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) özellikle Türkiye'deki yargılama konusunda verdiği kararların ortada olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
''Süreç açısından, tutukluluk süreleri açısından değerlendirme yapıldığında uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve AİHM'in içtihatlarıyla bağdaşmadığını söylemek mümkün. Özgürlükleri tehdit altında bulunan, yaklaşık 700 davada yargılanmakta olan, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle suçlandırılan meslektaşlarımızın yanındayız. Onlarla ilgili de çalışmalar yapıyoruz. Türk Ceza Kanunu'nun gazetecilik faaliyetlerini sınırlayan maddelerinin değiştirilmesi için Adalet Bakanlığına Şubat ayından bu yana yaptığımız başvurular, öneriler devam ediyor. Bunu önümüzdeki 25 Ağustosta geniş kapsamlı bir toplantıda yeniden gündeme alıp ortak bir meslek görüşü oluşturma konusunda çalışıyoruz.''
Genelkurmay Başkanlığı'ndan istenecek
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada ara kararları açıklayan mahkeme heyeti, Zir Vadisi'nde çekilen görüntülerdeki konuşmaların, çözümünün yaptırılması için TÜBİTAK'tan seçilecek bilirkişiye iletilerek rapor aldırılmasına karar verdi. Zir Vadisi ile ilgili ulusal yayın kuruluşları tarafından naklen yayın yapıldığı belirtildiğinden, bu görüntülerin tespit edilerek gönderilmesinin istenmesi de karara bağlandı.
Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, tutuklu sanıklardan Levent Ersöz'ün Bursa Jandarma Bölge Komutanlığına ve Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığına kaç yıllığına atamasının yapıldığının, buralarda ne kadar süre çalıştığının sorulmasına karar verildi. Mahkeme heyeti, sanığın son görevinden Bilecik Er Eğitim Tugay Komutanı olarak görevlendirilmesinin, ''komutan emriyle yapılmış tedbiren bir görevlendirme mi, yoksa normal usulüne uygun bir atama mı olduğu ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevine göre terfi sistemi açısından bir alt, üst veya eş bir görev olup olmadığının'' ayrıntılı şekilde bildirilmesinin istenmesine de hükmetti.
Mahkeme heyeti, Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılarak, sanıklar Hasan Atilla Uğur, Cihandar Hasanhanoğlu ve Mustafa Koç'un 2004 yılı Temmuz-Eylül ayları arasında nerelere atandıkları ve bu atamaların normal atamalar olup olmadığının sorulmasına karar verdi.
Arif Doğan yönetimindeki yapı soruldu
Hulusi Sayın'ın Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı dönemde, direkt Jandarma Genel Komutanı ile irtibatlı Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı bünyesinde görev yapan Arif Doğan'ın yönetiminde, Cem Ersever, Abdülkerim Kırcı, Ali Yıldız, Hüseyin Kara ve Aytekin Özel adlı subayların da içinde bulunduğu, sık sık sınır dışı operasyonlara giden tim ve benzeri askeri grubun olduğu iddiasının bulunduğu ifade edildi. Mahkeme heyeti, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından, açıklayıcı bilgi istenmesini, bu kişilerin yaptıkları operasyonlarda timleri hangi isimlerle tanıttıkları ve tüm görev yaptıkları yerler ve tarihlerinin tek tek tespit edilerek bildirilmesinin talep edilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, AKP hakkındaki kapatma davası dosyası ve eklerinin Anayasa Mahkemesinden istenmesine de karar verdi.
Davaya müdahillik talebinde bulunan Hüseyin Ocak vekili Gülseren Yoleri'nin bu talebini reddeden mahkeme heyeti, sanıklar Cengiz Köylü ve Mustafa Levent Göktaş'ın avukatı Hasan Gürbüz'ün bu duruşmada sarf ettiği sözlerle ilgili olarak Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tahliye taleplerini, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün muhalefetine karşı oy çokluğuyla reddetti.
Balbay'dan heyete hepki
Bu arada, tahliye taleplerinin reddedilmesinden sonra ayağa kalkan Balbay, kürsüye doğru ''Bu hakarettir. Adalet içinde değil, atalet içindesiniz. Adaleti beklemeye devam edeceğiz. Adalet istiyoruz'' diye seslendi.
Daha sonra duruşmayı izleyenlerin yanına yaklaşan Balbay, bu yaptığının moral bozukluğundan kaynaklanmadığını belirterek, ''Bir şey demek gerekiyordu, onun için konuştum. Sakın yanlış anlamayın. Can sıkıntımız yok, moral bozukluğumuz yok. Biz sizleri düşünüyoruz. Sizlerin canı sıkılmasın'' dedi.
Balbay'ın bir süre kızına sarılmasından sonra duruşma salonu boşaltıldı.
Duruşma 2 Eylül Perşembe gününe ertelendi.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı