Adli Tıp Kurumu: Dans edebilir, bowling oynayabilir
İkinci ergenekon davasının tutuklu sanığı eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal hakkında verilen Adli Tıp Kurumu raporunda, ilaç tedavisi altında ve gerektiğinde kontrolleri yapılarak cezaevi şartlarında infazına devam edilebileceği belirtildi.
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın (67) Silivri Cezaevi’ne sevk edildikten sonra 12 kez ölümcül kalp aritmisi geçirdiği, 13 Mart 2011’de saat 12.45’de 22 saniye, saat 16.17’de de 42 saniye olmak üzere iki kez kalbinin durduğu belirtildi. Haberal’ın cezaevine sevkine neden olan Adli Tıp raporuna muhalefet eden doktor Koray Kaptanoğlu, hastanın genel durumunun, cezaevi şartlarında kalmasına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Haberal’ın avukatı Dilek Helvacı, Silivri Cezaevi doktorunun, rahatsızlanan Haberal’ı iki saat arayla monitöre bağlayarak kalp ritmine baktığını ve hastaneye sevk edilmesi yönünde rapor verdiğini ifade etti. Haberal’ın Silivri’ye nakledildikten sonra 14 Mart günü saat 15.30 kadar geçen süre içerisinde 12 kez ölümcül kalp aritmisi geçirdiğini söyleyen Helvacı, “Hızır acilin 13 Mart’taki monitör sonuçlarında iki yerde de düz çizgi görünüyordu. Bu monitör sonuçlarını bir doktora gösterdiğimiz de müvekkilimizin kalbinin iki kez durduğunu söyledi” dedi. Raporda imzası bulunan Prof. Dr. Can Gökdoğan ile Prof. Dr. Erbil Gözükırmızı’nın Haberal’ı muayene etmediğini belirten Helvacı, Gökdoğan, Kırmızı ve raporda imzası bulunan Prof. Dr. Mustafa Oktan Aktürk ’ün sahte evrak düzenledikleri gerekçesi ile Türk Tabipler Birliği’nden meslekten uzaklaştırma cezası aldıklarını söyledi. Helvacı, Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce’nin davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği yazıda, Haberal’ın uzman üyelerce muayene edilmeden görüş düzenlenmeyeceğini belirttiğine, ancak bunun tam tersinin uygulandığına dikkat çekti.
Karar oy çokluğuyla alındı
Haberal’ın cezaevine sevkine neden olan Adli Tıp raporunda, Haberal’ın Kardiyoloji Ensitüsü’nde ve gerekse Halkalı Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’nde yapılan efor testinde elde edilen bulgular ışığında, günlük yapabileceği aktiviteler sıralandı. Haberal’ın 4 METS ve üzeri efor kapasitesine sahip olduğu kaydedilerek, “Bu durumda hafif ev işleri yapabilir. Eşya taşıyabilir. Merdiven ve yokuş çıkabilir. Düz yolda saatte 6.4 kilometre hızda yürüyüş yapabilir. Kısa mesafe koşubilir. Golf, bowling, tenis ve dans dahil birçok spor aktivitelerini yapabilir” ifadesi dikkat çekti. Raporun sonuç bölümünde, Haberal’ın sağlık durumuyla ilgili 31 Ekim 2009 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu görüşüne yer verildi. Kurul’un, bu tip taşikardinin yaşam boyu devam edebilecek bir durum olduğunu, yaratacağı riskin kişinin bulunduğu her ortamda, çalışma sırasında, uykuda ortaya çıkabileceğini belirttiği kaydedildi. Kurul’un Haberal’ın taşikardi nedeniyle hastanede yatırılmasını gerektirecek bir durum olmadığı kararına işaret edilerek, “Hastanın, Halkalı Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’nde yapılan tetkiklerinin ışığında, kurulumuzun 31 Ekim 2009 tarihli mütalaasında da belirtildiği üzere, ilaç tedavisi altında, gerektiğinde kontrolleri yapılarak cezaevi şartlarında infazına devam edilebileceği oy çokluğuyla mütalaa olunur” denildi.
Doktorun muhalefeti
Haberal’ın cezaevine sevkini öngören 7 Mart 2011 tarihli Adli Tıp raporunda karşı oyu bulunan Adli Tıp uzmanı doktor Koray Kaptanoğlu, Haberal’ın sağlık durumuyla ilgili Kardiyoloji Enstitüsü öğretim üyeleri ile Adli Tıp uzmanı Doç. Dr. Osman Karakaya arasında teşhis ve tedaviye ilişkin farklı görüşlerin olduğuna dikkat çekti. Hayati tehlikesi öne sürüldüğü için Haberal’ın kurul önünde değil, yattığı hastanede kurul üyelerinden seçilen heyetçe muayene edildiğini anımsatan Kaptanoğlu, “Bu heyete dahil edilmediğim için hastanın genel durumu hakkında bilgi ve kanaat elde etmem mümkün olmadı. İnfazın cezaevinde ya da hastanede devamına, ertelenmesine ilişkin karar vermek için görüş bildirirken, en önemli kriter, hastanın teşhis ve tedavisinden çok, genel durumunun cezaevi şartlarında kalmasına uygun olup olmadığının değerlendirilmesidir. Muayenesine katılmadığım bir kişinin infazının cezaevinde ya da hastanede devam etmesi yönünde görüş bildirmem bilimsel açıdan uygun olmaz” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama