Ahtisaari Türkiye'ye desteğini sürdürüyor

Gazeteci yazar Mehmet Barlas’ın ve konuklarının sorularını yanıtlayarak verdiği konferansta Ahtisaari, Türkiye ve Avrupa Birliği, Avrupa’nın güneyinde gelişen halk ayaklanmaları konularında görüşlerini açıklayarak AB'de genişleme sürecinin hızlı geliştiğine ve entegre sürecinin iyi yönetilmediğine dikkati çekti.

"Ben bir Avrupalı olarak Türkiye'ye hep olumlu baktım. Demokratik, laik Türkiye AB üyesi olmazsa dünyada AB medeniyetler ittifakı konusunda samimi bulunmaz. Zaten bunun da adı ittifak olamaz." diyen Ahtisaari Türkiye'nin üyeliği kolay savunulacak bir ülke olduğunun altını çizdi. “Türkler, reformları Avrupa için değil kendileri için yapmalılar. Paketleri kendileri için açmalılar. Demokratikleşme yolunda Türkiye çok büyük bir mesafe kaydetti. Doğu ve batıdan gelen çok sayıda  turist demokratik ve laik bir ülkede yaşamak nasıl olur, onu görüyorlar.” dedi.

Dünyadaki sorunların çözümünde, ticarette sadece çıkarların öne çıkmaması değerlerle dengeli olması gereğini vurguladı. Ahtisaari, batıda gelişen İslamafobia ile ilgili bir soruya karşılık, bu fikirdeki insanların karşısına geçip, onlarla aynı fikirde olunmadığını söylemek gerektiğini kaydetti.  “Bizler bazen etrafımızdaki olaylara karşı sessiz olmamalıyız'' diye konuştu.

Dünyadaki son gelişmeleri kastederek, devrimlerin teşkilat ya da organizasyon kurularak gerçekleşmediğini dile getidi; “Yeni çerçeveler dahilinde değişimler olabilir. Mısır, Tunus ve Libya gibi ülkelerdeki olaylar insanların özgür yaşama olan isteklerini gösteriyor, herkesin de onlara yardımcı olması gerekir.” dedi. Konuşmasınında sık sık sağduyunun önemini vurgulayan Ahtisaari, Kürt sorunuyla ilgili bir soru üzerine, herkesin farklı siyasi görüşlere sahip olabileceğini ifade edereki, bölgesel sorunların çözümünün şiddet içermemesi gerektiğini belirtti.  Ahtisaari, İstanbul konferansının ardından Ankara'ya geçti.

Martti Ahtisaari'ye, İstanbul Üniversitesi tarafından ''fahri doktora'' unvanı da verildi.