AİHM'den Türkiye'ye 'orantısız güç' mahkumiyeti

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kötü muamele yapan polisler nedeniyle Türkiye'yi 22 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti. Kararda, 5 saat gözaltında kalan İbrahim Ergün'ün, "orantısız güç kullanan" polis tarafından gözaltına alındığı sırada maruz kaldığı muamele, "insanlık dışı ve onur kırıcı" olarak değerlendirildi.

AİHM'den Türkiye'ye 'orantısız güç' mahkumiyeti
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.08.2012 - 09:57

Çağdaş Avukatlar Derneği'nin 2000 yılında Taksim'de düzenlediği basın toplantısına katılan İbrahim Ergün, 50 kişi ile gözaltına alındı. Gösteri alanındaki kalabalığı dağıtmak için polisin orantısız güç kullandığını savunan Ergün, polisin kendisine tekme attığı ve yumrukladığı, copla dövdüğü ve otobüs içindeyken yüzüne biber gazı sıkıldığını iddia etti.

Gözaltına alındıktan sonra doktor muayenesi için Adli Tıp Kurumu'nun Beyoğlu Şube Müdürlüğü'ne götürülen Ergün'e "sol dizin iç kısmında, sol ayak bileğinde ve sol kolun iç kısmında çürükler olduğu ve 3 gün iş göremez" raporu verildi. Çağdaş Avukatlar Derneği üyeleri İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı ve görevli olan polis memurları aleyhine Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Valiliği'ne çeşitli fotoğraflardan ve gözaltına alınmaları sırasında çekilen video görüntülerinden tespit edilmiş olan 6 polis hakkında soruşturma izni talebinde bulundu. Valilik, izni, kötü muamele iddialarını destekleyecek nitelikte delil olmadığı gerekçesiyle vermedi. Valilik kararında, izin almadan yasadışı toplanan göstericilere polis tarafından uyarıda bulunulmasına rağmen, göstericilerin dağılmayı reddettikleri ve polisin, göstericileri dağıtmak, asayişi sağlamak amacıyla, belirli derecede güç kullanmak durumunda kaldığı belirtildi.
 

Yüzleştirme yapılmadı

Valiliğin kararına itiraz edildi. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, dava dosyasındaki delillerin soruşturma açmak için yeterli nitelikte olduğu gerekçesiyle, itirazı uygun gördü. Mahkeme, ilgili polis memurları hakkında soruşturma yapılmasına izin verilmesine karar verdi. Suç duyurusunda bulunan avukatlardan yalnızca 5 tanesi iddianamede davacı sıfatıyla yer aldı. Beyoğlu Ceza Mahkemesi, Ergün'ün davaya katılma talebini, ismi mağdur olarak iddianamede geçmediği gerekçesiyle reddetti. Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı tarafından, 18 Eylül 2000'de ilk defa ifadesine başvurulan Ergün, 2.5 yıl süreyle ilgili yetkililer tarafından, şikayeti konusunda herhangi bir eylemde bulunulmadığını belirterek, söz konusu gecikmeden sorumlu olan görevlilerin tespit edilip cezalandırılmasını istedi. Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı da aynı 6 polis memuru aleyhinde Beyoğlu Ceza Mahkemesi'ne başka bir iddianame sundu ve polisleri Ergün'e kötü muamelede bulunmakla suçlandı. Dava sırasında Ergün, Cumhuriyet Savcısı'nın kötü muamelede bulunan polis memurlarını teşhis etmesi için imkân tanımadığını ifade ederek, suçlanan kadın polis memurlarının hiçbirisinin kendisine karşı herhangi bir şekilde güç kullanmadıklarını, diğer iki erkek memur konusunda emin olmadığını ve yüzleştirme yapılmadığını kaydetti. Beyoğlu Ceza Mahkemesi, polis memurlarını fail olarak teşhis edilememesi nedeniyle, kötü muamele suçlamasından beraat kararı verdi.
 

Onur kırıcı davranış

Karar temyiz incelemesinde onandı. Ergün hakkında Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'nun ihlal edildiği gerekçesiyle, yasal işlem başlattı ancak demokratik hakkını kullanıldığı gerekçesiyle beraat kararı verildi. Ergün yakalanması ve yaklaşık beş saat süreyle gözaltında tutulmasına ilişkin olarak, Kanun Dışı Yakalanan ya da Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun gereğince tazminat talebi ile Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açtı ancak talep reddedildi. Ret kararında, Ergün'ün polis karakoluna tutuklama olmaksızın yalnızca kimlik tespiti için götürülmüş olduğu, doktor muayenesinin hemen ardından salıverildiği tazminata hak kazanmadığı sonucuna varıldığı belirtildi. Mahkemenin kararı AİHM'in gündemine taşındı. Başvuruyu kabul edilebilir bulan AİHM, sağlık kuruluşlarından alınan sağlık raporlarının, kötü muamele iddialarının incelenmesi için delil olarak kabul edilebileceğini kaydetti. Adli Tıp Kurulu tarafından verilen raporu kötü muamelede geçerli delil olarak kabul eden AİHM, olayda polislerin, önceden hazırlık olmadan duruma müdahale etmek üzere çağrılmadığına dikkat çekti. Güvenlik güçlerinin gösteri olmadan hazırlıklar yaptığına vurgu yapan AİHM, gösteri sırasında polisin acele ile hareket ettiği ve Ergün de dâhil olmak üzere bazı göstericilerin yaralanması ile sonuçlanacak şekilde "orantısız güç kullanıldığı" kararına vardı. Kararda, 5 saat gözaltında kalan İbrahim Ergün'ün, orantısız güç kullanan polis tarafından gözaltına alındığı sırada maruz kaldığı muamele, "insanlık dışı ve onur kırıcı" olarak değerlendirildi. AİHM Ergün'e manevi olarak 19 bin 500 Avro, masraf ve giderler için de 2 bin 500 Avro maddi tazminat ödenmesine karar verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler