'Akıl ve Duygu'

'Akıl ve Duygu'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.04.2009 - 06:07

ABD; Haçlı Seferleri, Rönesans-Reform, mezhep çatışması, aydınlanma dönemi yaşamadı. Deyim yerindeyse, Avrupa’da pişen yemeği, Atlantik ötesinde yedi. Sovyetler’den sonra da “tek tekerlekli bisiklet”e bindi.

Biz duygu ülkesiyiz. Bize “Atatürk mirası” akıl gerek. Siz akıl ülkesi. Öyleyse, biraz duygu gerek. İnsanı insan yapan, biraz da duyguları değil mi? Yoksa ABD; küresel güç için sıra bekleyenlerin değirmenine su taşır.

90 yıl öncesinde Papa, ABD Başkanı Wilson için övgüler yağdırıyordu: “Havarilerden Aziz Paul’ü çağrıştırıyor. Dünya Savaşı’nın ortaya çıkardığı büyük düşünür. Bu yüzyıla Wilson yüzyılı denebilir.” 15. Benedikt’in öngörüsü doğru çıktı. Az gelişmiş ülkeler onu futbol yüzyılı olarak algıladı ama 20. yüzyıl, Amerikan yüzyılı oldu.

Çiçeği burnunda Başkan Obama, ülkemize geliyor. Yorumlar çoktan başladı. İslam dünyasına Ankara’dan seslenecek mi? Büyük Ortadoğu Projesi’nden vazgeçtiğini mi açıklayacak? Kuzey Irak için diplomatik açılım sağlayacak mı? “Sözde Ermeni soykırımı” için ne diyecek?

ABD politikası

Bize göre o, ABD Başkanı olmanın gereğini diyecek. Tıpkı öncekiler gibi. Ankara Büyükelçisi Jeffrey açıkladı: “Türkiye’ye temel bakışımızda bir değişiklik yok. Yalnızca, değerlerinize yapılan vurguda, ton farkı var.” Büyükelçi gerçeği söylüyor. ABD politikası bugünden yarına niçin değişsin ki? George W. Bush döneminde o politika gerekliydi, Barack Hussein Obama döneminde, zamanla göreceklerimiz... Orta ölçekli bir ABD politikası, 50 yıl alır. Bizde “24 saat uzun süre” ise, o bizim alaturkalığımız.

Bu söylem, ABD’ye bir övgü değil. Çünkü büyük devlet olmak, büyük düşünmekle başlar. Gerisi zaman alır. Bizden bir örnek: Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra, Rum Patrikhanesi’ni basıp kapatabilirdi. Ve o dönemde, hiç kimsenin kılı kıpırdayamazdı. Ama Fatih’in bir küresel düşü vardı: Tek devlet, tek hükümdar. Kendi patriğini bile seçemeyen Rum Kilisesi’ni, Doğu’nun Vatikan’ı yaptı. Sonradan gelenler, bu politikanın içini dolduramadı. Ayrı bir konu.

Günümüz İslam dünyası, bilgi ve teknolojide “Avrupa ortaçağı”nı yaşıyor. Ve de, Başkan Obama’dan büyük bir beklenti içinde. Gerekçe; babasının Müslüman, ikinci adının Hussein olması. ABD başkanlığı için, WASP özelliği aranırdı: Beyaz tenli, İngiliz kökenli, Protestan. Bilgi ve öngörü yoksunları, Hüseyin’e umut bağlıyor. Bağlıyor da, ABD’nin, sacayağının ikisinden neden vazgeçtiğini anlayamıyor.

Başkana umut bağlayan, yalnız İslam dünyası da değil. Geçen hafta “Yunanistan Bağımsızlık Günü” kutlandı. Beyaz Saray’da kabul gören Amerikan Rum Kilisesi Başpiskoposu, bir dilekte bulundu: “Büyük İskender’in izinden git, kılıcını çek, Yunanistan’ın çözülemeyen sorunlarını çöz.” Obama’dan Büyük İskender olmasını isteyen anlayış, o kahramanın ülkesinin, adını kabullenmiyor. Yoksa, Selanik’i Makedonya’ya vermesi gerekecek.

ABD Büyükelçisi, Obama’nın gelişini “Türkiye’nin başarısı” olarak sundu. Duygusal bir toplum olarak, bu bizim hoşumuza gider. Ama sonrasında söyledikleri, gerçekçi DNA’sı ile çelişti: “Ankara’dan 1500 km. çapında istediğiniz yöne bakın. ABD’yi uğraştıran sorunlar görürsünüz.” Gürcistan, Balkanlar, Arap-İsrail, Suriye, Irak, İran, Afganistan, Ermenistan, Azerbaycan, Karabağ. Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözü, Türkiye sınırlarına çekilen dikenli tel değil midir, bir bakıma?..

Tek tekerlekli bisiklet

Din baskısından boğulan Avrupa, Fransız Devrimi öncesinde aydınlandı. Önderi akıl oldu ve insan aklında zirve yaptı. Akıl yardımı ile bilgiye ulaştı. Ama insancıl duyguyu da göz ardı etti. Bu yüzden ki, devrim sonrasında ortaya çıkan akımlardan biri de, romantizmdir. Ve yaşadığımız küresel kriz, içinde insan olmayan bir anlayışın sonucu.

ABD; Haçlı Seferleri, Rönesans-Reform, mezhep çatışması, aydınlanma dönemi yaşamadı. Deyim yerindeyse, Avrupa’da pişen yemeği, Atlantik ötesinde yedi. Sovyetler’den sonra da “tek tekerlekli bisiklet”e bindi.

Biz duygu ülkesiyiz. Bize “Atatürk mirası” akıl gerek. Siz akıl ülkesi. Öyleyse, biraz duygu gerek. İnsanı insan yapan, biraz da duyguları değil mi? Yoksa ABD; küresel güç için sıra bekleyenlerin değirmenine su taşır.

Prof. Dr. Mahir Aydın İstanbul Üniversitesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler