Akman'ın Deniz Feneri korkusu

RTÜK üyesi Zahid Akman, Almanya’da sürdürülen Deniz Feneri e.V. davası nedeniyle gün geçtikçe çıkmaza giriyor. Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile Kanal 7 yöneticilerinin 2003 - 2006 yılları arasında Almanya’daki Deniz Feneri e.V. yöneticilerinden alarak Türkiye’ye getirdikleri 7 milyon 158 bin 500 Avro’nun belgesi, dernekle Türkiye’deki bağlantılarının araştırıldığı soruşturma dosyasına girmişti. Belgede, Almanya’da mahkûm olan Mehmet Taşkan, Mehmet Gürhan ve Firdevsi Ermiş’in, Karaman’a 38 teslimatta 3 milyon 869 bin Avro, Akman’a da 4 teslimatta 164 bin Avro verdikleri bilgisi yer alıyordu. Frankfurt savcılığının talebi üzerine Karaman ve Akman’ın da aralarında bulunduğu 8 kişinin Türkiye’deki evleri geçtiğimiz günlerde aranmış, bilgisayar hard-diskleri yedeklenerek bazı belgelere el konulmuştu.

Akman’ı köşeye sıkıştıran bir diğer konu da RTÜK uzman denetçisi Cengiz Özdiker’in kendisiyle birlikte 3’ü eski 9 RTÜK üyesi ve 5 bürokratı hakkında “Danıştay ve idare mahkemelerinin kararlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullandıkları” iddiasıyla açılan dava oldu.

RTÜK’teki geleceği bir kez daha tehlikeye giren Akman, üst kurul toplantılarına da katılmıyor. RTÜK, gündemindeki konuları görüşmek üzere 9 Şubat Salı günü İstanbul’da yaptığı toplantının ardından 16 Şubat Salı günü ve 18 Şubat Perşembe günü Ankara’da toplandı. Üst kurula geçerli bir mazeret sunmadıysa Akman’ın görevden çekilmesi gerekiyor.

Akman’ın mazeretinin yapılan 3 toplantıda da üyelere aktarılmadığı, durumdan yalnızca RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun’un haberdar olduğu öğrenildi. Davut Dursun, Akman’ın ne tür bir mazeret bildirdiği konusunda net açıklama yapmazken çevresine “Zahid Bey, bana mazeretini bildirdi” demekle yetindi.