"AKP Anayasa değişikliğiyle dikta rejiminin temel taşlarını örüyor"

DSP Genel Başkanı Masum Türker, referandum kampanyası çerçevesinde yürüttüğü çalışmalar kapsamında Samsun'u ziyaret etti. DSP Samsun İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Türker, 12 Eylül'de oylanacak olan Anayasa değişikliğine karşı DSP'nin "AKP'nin 12 Eylül'üne hayır" söylemiyle yola çıktığını bildirdi. DSP'nin 12 Eylül askeri müdahalesinin ardından hazırlanan 1980 Anayasası'na karşı olduğunu, bu nedenle demokratikleşme için bu Anayasada diğer partilerle uzlaşarak önemli değişiklikler yaptığını kaydeden Türker, AKP'nin, Anayasa değişiklik paketini uzlaşma aramadan gerçekleştirdiğini dile getirdi. Anayasa'nın, AKP'nin dayattığı bir Anayasa olduğunu söyleyen Türker, şöyle konuştu:
"Yeni anayasanın bazı iyi maddeler içermesi yeterli değil. Özellikle iki madde, yani Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştirilmesi ile Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısının değiştirilmesini içeren maddeler, gelecekte oluşturulmak istenen dikta rejiminin temel taşlarını ören bir yapıda hazırlanmıştır. Bu maddelerle yargının bağımsızlığı sona eriyor. Biz yargının hiç kimsenin elinde olmasını istemiyoruz. İktidarda biz de olsak yargıya karışabilecek yetkide olmamalıyız. Yargı, herkese eşit mesafede, tarafsız, ama en önemlisi siyasetin etkisinden de uzak, bağımsız olmalıdır. Bu nedenle referandumda 'hayır' diyoruz. Sloganımız da 'AKP'nin 12 Eylül Anayasası'na hayır'dır."

Anayasa değişikliği paketindeki bazı maddelerin iktidara önemli yetkiler verdiğini, bunun sadece bugünkü iktidar değil, daha sonra gelecek diğer iktidarlar tarafından da farklı uygulamalara yol açabileceğini belirten Türker, "Cumhuriyet'ten yana olan, Cumhuriyet'in temel ilkelerini içeren demokrasiden yana olanlar, özelikle eğer bu sistemin böyle devam etmesini istiyorlarsa 'hayır' demeli. Diktadan yana olanlar ise 'evet' diyerek bu rejim değişikliğinin ileride diktatörlüğü getirmesine yol açacaklar" diye konuştu.

Referandum kampanyaları kutuplşama yaratıyor

Türker, İnegöl ve Dörtyol ilçelerinde çıkan olaylarla ilgili bir soru üzerine, "Referandumla ilgili kampanyaların içerikten yoksun, kısır tartışmalarla yürütülmesi, toplumu kutuplaştırıp ayrıştırıyor. Bu süreçte yanlış yaklaşımlar sergilenmesi, toplumu geriyor. Toplum gergin olduğu için, sudan sebeplerle çıkan kavgalar da pek çok şeyi tetikliyor. İşsizlik, parasızlık ve geçim sıkıntısı gibi etkenlerden kaynaklanan öfke, birdenbire bölgesel kavgaya dönüşüyor. 'Etnik' demiyorum etniği de aşıyor" dedi.