"AKP küresel siyasi taşerondur"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında, artan terör olaylarını değerlendirdi. Terör saldırılarının milletin diğer bütün sorun ve sıkıntılarını gölgede bıraktığını, terör ve bölücülükle mücadelenin gündemi oluşturduğunu kaydeden Bahçeli, "Bölücü terörün yaktığı ihanet ateşi ve hain saldırılar gün geçtikçe daha çok evladımızı hedef alır hale gelmiş ve yurdumun her ocağından feryatlar yükselmeye başlamıştır" dedi.


Şehit er Kayın'ın fotoğrafındaki mısraları okudu

Konuşmasında bugün sabah saatlerinde İstanbul'da askeri servis aracına yönelik saldırıyı da hatırlatan Bahçeli, Gediktepe'de şehit olan Mustafa Kayın'ın fotoğrafının arkasında yer alan şiiri okudu. Bahçeli "Diyor ki bu mısralar 'satılmasın diye toprağım / yıkılmasın diye devletim / bölünmesin diye milletim / dalgalansın diye bayrağım / vatanım için ölür, vatanım için yaşarım / çünkü ben ülkemin neferiyim'. İşte sözün bittiği yer burasıdır ve yiğitliğin, kahramanlığın, şehadetin başladığı an bu sözlerde saklıdır. Türk milleti, bu hunhar saldırılar sonucunda ayaktadır ve infial halindedir. Şehitlerini bağrına basmış, terörü işbirlikçilerini ve tahrikçilerini lanetlemiştir. Kandil'den çıkıp vatanımıza kadar bulaşan habis ihanetin defedilmesi ve kötünün kurutulması için artık sabırsızdır" diye konuştu.


"Hükümet terörle mücadelede politikasının iflasını ilan etsin"

Yaşanan vahim gelişmelerin arkasında bölücülüğü azdıran AKP hükümetinin olduğunu, hükümetin diğer alanlarda olduğu gibi terörle ve bölücülükle mücadele politikasının iflasını ilan etmesi gerektiğini savunan Bahçeli, "Bu elbette ki kayıplarımızı ve zararlarımızı geri getirmeyecektir. Ancak bundan sonraki süreçte yaşanacak kayıplarımızın önüne geçilebilmesi açısından bu dönüş isabetli olacaktır. Aksi halde ne acılar sona erecek ne de milletimiz bu tehlikelere ve tehditlere karşı daha fazla suskun kalacaktır" dedi. Bugünkü şartlar altında Türkiye'nin ancak savaş ortamında verilebilecek kadar ağır kayıplarla sarsıldığını söyleyen Bahçeli, hükümetin bölücü terörle müzakeresinin kanlı terörün eylemlerini artırdığını belirtti.

Bahçeli "Cumhurbaşkanı Gül'ün, önümüzdeki günlerde çok iyi şeyler olacağını müjdelemesinin ve Kürt sorununu Türkiye'nin öncelikli sorunu olduğunu açıklamasının üzerinden yaklaşık 16 ay geçmiştir. Başbakan Erdoğan'ın açılım denen yıkım projesini başlatarak, bölücülüğe davetiye çıkarmasının üzerinden geçen süre ise yaklaşık 11 aydır. Dün askerlerimizi şehit edenler Başbakan Erdoğan'ın törenle kucakladığı teröristlerin açılım arkadaşlarıdır" diye konuştu.


"Vatana ihanet anlamına gelmeyecek mi?"

Başbakan Erdoğan'ın PKK'nin birilerinin taşeronu olduğunu itiraf ettiğini de kaydeden Bahçeli şöyle konuştu:
"PKK'nın arkasındaki güçlerin bu ülkenin Başbakanı tarafından biliniyor olması, terörün çözümünde çok önemli bir aşama, Başbakan Erdoğan'ın zulüm arkadaşlarına kadar varacak kirli zincirin ortaya çıkması demektir. Türkiye'deki kanlı güçlerin kimlerden destek aldıklarının öğrenilmesi, hatta hükümetin hangi suç ortaklarıyla kol kola girdiğinin nasıl bir tuzağa düştüğünün bilinmesi anlamına da gelecektir. Şimdi Türkiye dikkatini Başbakan Erdoğan'ın terörün arkasında olduğunu açıklayacağı isimlere çevirmiştir. Ya bunları Türk milleti ile paylaşacaktır ya da kendi sorumluluğunu başkalarına atan ve bahane bulan ikiyüzlü siyasetçi olarak tarihe geçecektir. PKK terör örgütünün arkasındaki güçler kimlerdir, PKK kimin taşeronudur? Bu taşeronlara karşı AKP hükümetinin aldığı tedbirler nelerdir? Eğer PKK terör örgütü birileri tarafından kontrol ediliyor ve bunu da Başbakan biliyorsa dökülen şehit kanlarının sorumluluğundan nasıl kurtulacaktır? Ve Başbakan Erdoğan bu açıklamasının arkasında durur ve sahip çıkarsa ülkemizi parçalamaya çalışan mihraklara karşı bilerek tepkisiz ve korkak davranmışsa, bu tutumu vatana ihanet anlamına gelmeyecek midir?"


"AKP küresel siyasi taşeron PKK küresel silahlı taşeron"

Yönelttiği sorulara cevap verecek olanın Başbakan Erdoğan olduğunu söyleyen Bahçeli, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı gibi sorumluluğu hükümette aramayıp topu memuru durumunda olan orduya veya polise mi atacaktır?" diye sordu. Bahçeli "İşin özü ve özeti şudur; AKP küresel siyasi taşerondur, PKK küresel silahlı taşerondur. Her iki taşeron, aynı merkezden ama ayrı ayrı kanallardan ülkemizi yıkmak için küresel pazarlık usulü ile yıkım ihalesini almışlar ve işe çoktan koyulmuşlardır. Bu aşamada tam bir acziyet ve şaşkınlık yaşayan Başbakan'a tavsiyemiz, ikircikli ve yanar döner tavrından vazgeçerek, terörle ve bölücülükle mücadelede nerede duracağına ve kimin yanında yer alacağına açıklık getirmesidir" diye konuştu.


"Başbakan anlam ve değer bunalımı yaşıyor"

Gelişmelerin Başbakan'ın tam bir anlam ve değer bunalımı yaşadığını gösterdiğini savunan Bahçeli, Başbakan'ın terörün artmasıyla ilgili MHP'yi hedef alan sözlerini hatırlattı ve "Bu hastalıklı ruh haline göre, terörün azmasının nedeni elele tutuştuğu bölücüler değil, sözde aynı cephede olduğumuzu söyleme alçaklığını ve cüretini gösterdiği Milliyetçi Hareket Partililerdir. Özellikle son sözler tam bir iflas etmiş politikacının, tükenmiş bir zavallının içine düştüğü çaresizliği göstermektedir" dedi.


"Başbakan ve kadroları artık tükenmiştir erken seçim şart"

Türkiye'nin 26 yıldır terör örgütü üzerinden süren düşmanca saldırı altında olduğunu belirten Bahçeli, terör belasının Türk milletinin geleceğinden mutlaka ve kesin olarak defedilmesinin zamanının çoktan geldiğini söyledi. Defetme ve temizleme işleminin nasıl yapılacağı konusunda ayrılıklar olduğunu dile getiren Bahçeli, "Biz son terörist teslim oluncaya veya terör yuvaları temizleninceye kadar mücadeleden tarafız ve bu konuda kararlıyız. Buna karşılık AKP'nin tezi teröristin taleplerini siyasete ve anayasal düzene indirerek karşılamak ve gönülleri hoş tutarak terörü sözde önlemek ama özde dönüştürmektir" dedi. Bütün sürecin sorumlusunun ve müsebbibinin AKP hükümeti olduğunu, yanlışı, hatayı ve ihaneti başka adreste aramaya mahal olmadığını dile getiren Bahçeli "Başbakan Erdoğan ve kadroları artık tamamen tükenmiştir. Hükümet yönetim kabiliyetini tümüyle yitirmiştir. Sahte kahramanlıklar, kuru hamasetten başka sığınacağı istismar alanı kalmamıştır. Bugünkü Meclis aritmetiği AKP dışında bir hükümet etme modeline kapalıdır. Demokratik kuralların işletilmesi ve erken genel seçime gidilmesi şart olmuştur. Türkiye'mizin daha fazla oyalanacak vakti ve bekleyecek mecali kalmamıştır. Seçim sandığı ülkemiz için kurtuluş olacaktır" dedi.


OHAL önerisine karşı çıkanlara tepki

Bahçeli, gerginleşen toplumun öfkesini yanlış mecralara boşaltacağı küçük bir kıvılcımın büyük olaylara neden olabileceği konusunda uyarırken sağduyu çağrısında bulundu. Birbiriyle yoğun irtibat ve koordinasyon gerektiren terörle mücadele faaliyetlerinde kopukluk, dağınıklık, disiplin, uygulamada beraberliğin olmadığının yeterince açık olduğunu dile getiren Bahçeli OHAL'le ilgili önerisine karşı çıkanları da eleştirdi. Bahçeli, "Kim yıkım projesini sahipleniyorsa sütunlarında OHAL'e de karşı olanlar ayndır. Kim dün hepimiz Ermeni'yiz demişse, bugün OHAL'e karşı olanlar da aynıdır. Kim Erbil'de Peşmerge toplantılarına almış tutmuşsa, bugün OHAL'e köşelerinde karşı çıkan onlardır. Demek ki teklifimiz doğrudur, hedefimiz doğrudur, isabetimiz tamdır. Şayet açılımdan vazgeçilmesi, Kuzey Irak'a karşı caydırıcılık stratejisinin uygulanması, Irak'ın kuzeyindeki terör yuvalarına geniş çaplı bir kara harekatı yapılması, Kuzey Irak'ta geçici güvenlik kuşağı oluşturulması, Kandil bölgesinin terör karargahı olmaktan çıkarılması ve terörist başının dış dünyayla temasının kesilmesi gibi somut önerilerimizin yanı sıra olağanüstü hal ilanına yönelik teklifimizin de dikkate alınmaması halinde dökülecek kanların sorumluluğu ve vebali nafile toplantı ve boş sözlerle oyalananların üstünde kalacaktır" diye konuştu.