AKP'de boy hesabı
Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''Başbakan'ın oturmuş hali, Sayın Kılıçdaroğlu'nun ayağa kalkmış halinden çok daha yerindendir, çok daha anlamlıdır'' dedi.
Devlet Bakanı Faruk Çelik, Yusufeli Kaymakamı Emre Nebioğlu ve İlçe Müftüsü Nurettin Akgül'ü ziyaret etti.
AKP İlçe Başkanlığını ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siperde çömelmesine ilişkin tartışmaların sorulması üzerine şunları söyledi:
''Çok basit değerlendirmeler yapılıyor. Bu konular çok ciddi konular. Türkiye terör belası ile karşı karşıyadır. Türkiye Cumhuriyeti terör belası ile karşı karşıya iken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, orada hayatlarını kaybeden şehitlerimizin anısına ve Mehmetçiğimize moral vermek için oraya gidiyor.''
Başbakan Erdoğan'ın, oraya Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı ile beraber gittiğini ifade eden Çelik, şöyle dedi:
''Orada inisiyatif Başbakan'da değildir. Orada belki Genelkurmay Başkanı'nda da değildir. Oranın güvenliğinden sorumlu askeri kimlik, rütbe ne ise onun sorumluluğundadır. Eğer orada sipere yatmak gerekiyorsa ki yatmanız gerekiyor, çünkü orası bir sınır bölgesidir. Çatışmaların olduğu bölgedesiniz. Ayakta durmanız gerekiyorsa ayakta durusunuz, eğer 'otur' derlerse oturursunuz. Bunun çömelmeyle, çökmeyle, ayakta durmayla bir ilgisi yok. Bunu politika malzemesi yapmak gibi ayıp bir şey olmaz. Ne kadar yanlış bir şey. Yani bunu kabullenmek de mümkün değil.''
Bakan Çelik, bunun tartışma konusu yapılmasının ve kamuoyunun bu olayla meşgul edilmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Bunu eğer politik malzeme yaparlarsa ben onlara şunu söylerim. Başbakan'ın oturmuş hali, Sayın Kılıçdaroğlu'nun ayağa kalkmış halinden çok daha yerindendir, çok daha anlamlıdır. Yani Başbakan'ın oturmuş hali bile Sayın Kılıçdaroğlu'nun boyundan yüksektir. Onun için bu işler böyle politik malzeme yapılacak işler değildir. Bu işler ciddi ve önemli konulardır. Sanki magazinsel bir olaymış gibi, 'yok ben ayakta duruyorum, yok sen oturdun' gibi ucuz mesele yapmak, Türkiye'de terörün niye çözülemediğinin de çok açık göstergesidir. Akıllarını başlarına alsınlar. Karşı karşıya bulunduğumuz tablo, sıkıntılı bir tablodur. Bu tablo, 30 yıldır devam ediyor. Terör sorununu birlikte çözmemiz gerekirken, nerede nasıl oturmuş, nerede nasıl kalkmış gibi güvenlik konularını kalkıp bu şekilde takdim etmek, ancak onların küçüklüğünü gösterir.''
''Hukuk tanımazlık tablosu ile Türkiye karşı karşıya"
Bakan Çelik, bir gazetecinin, yargıdaki tartışmalara ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, ''Türkiye'nin imarı ve ana sorunlarını çözmekle meşgulüz. Yasama, Türkiye'de kanunlar çıkarmakla meşgul. TBMM de yargı da Türkiye'deki adaletsizliklerin, hukuksuzların, yanlışlıkların ve haksızlıkların, kendisine intikal eden hususların adil bir şekilde çözümü konusunda tavrını, tarzını, kararını ortaya koymakla görevli. Burada çatışma kesinlikle söz konusu değil'' dedi.
Problemin, Türkiye'nin bir türlü normalleşememesi olduğunu ifade eden Bakan Çelik, şunları söyledi:
''Belli kesimlerin kendilerini her şeyin üstünde görmeleri problem. Hukuk tanımazlık tablosu ile Türkiye karşı karşıyadır. Yani bu konular bizim üzerinde hassas durduğumuz konulardır. Bakınız 367 meselesi Türkiye'de hukukta olan bir hadise değildi. Hukuksuzluk ne yazık ki o süreçte cereyan etti ve birçok huzursuzluğa neden oldu. Bunun gibi birçok kararlar milletimizin vicdanında yer bulmadı. Hukuk şifai değildir, hukuk yazılı olur. Hangi konu ile ilgili ne karar verilecek açık, bunlar yazılı. Onun dışında hukuk talep etmek, hiç birimizin haddine değildir. Türkiye hukuk devleti ise her şey yazılıdır. Şimdi mesela gündemde Anayasa değişiklikleri var. Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliğine nasıl bakacak, o açık ve yazılı. Onun dışında bir uygulama olur mu? 'Ben yaparım' derseniz olur. Ama hukuka bağlıysanız, Anayasada nasılsa o şekilde olur. Başka türlü olmaz. Hukuk devleti olacaksak Anayasa ne diyorsa o şekilde olmalıdır. Türkiye'nin problemi, kırılma noktası burasıdır. Ben bundan sonra Türkiye'nin hukuk devleti olması konusunda herkesin üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getireceği inancı içindeyim.''
Sivas olaylarını anma etkinliği
Bakan Çelik, 2 Temmuzda hükümet olarak ilk kez Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilen anma etkinliğine katıldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Anma töreninde bulunmamız önemliydi. Çünkü bu olay Türkiye'nin birliğinden, bütünlüğünden rahatsız olan, Türkiye'de insanlarımız arasında bu birlikteliği bozmaya dönük girişimlerin eseriydi, sinsi güçlerin planlarıydı. Ama çok şükür bu vatandaşımız arasında yer etmedi, yani vatandaşımız bu ayrışmaya fırsat vermedi. Onları topluca reddetti.''
Sivas Madımak olayından 3 gün sonra da Erzincan Başbağlar'da 33 kişinin köy meydanında kurşuna dizildiğini anımsatan Çelik, şunları kaydetti:
''Bunun da hesabı gayet açık. Bir tarafta Sivas'ta bir tarafta Erzincan'da bunu yaparak, vatandaşlar arasında bir çatışma tohumlarını ekmekti. Çok şükür vatandaşımız bu oyuna gelmedi. Pazartesi günü Başbağlar'a gidiyorum. Oradaki şehitlerimizi, orada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın anısına Başbağlar'a katılacağım ve oradaki vatandaşlarımızın acısını yıllar sonra da olsa paylaşma imkanını bulacağım. Bu şudur: Türkiye'nin, geçmişteki karanlık noktalarını, şer güçleri tarafından inşa edilen, inşa edilmek istenen bu huzursuzluk tablolarını aydınlatmalıdır. Türkiye, o olayların gerçek failleri kimse onları ortaya çıkarmalıdır ki; geleceğe aydınlık içinde yürüyebilsin.''
''Bizim İsrail'le sorunumuz yönetimle ilgili"
Bakan Çelik, gazetecilerin, Yusufeli'ne gelmek için önceden rezervasyon yaptıran İsrailli turistlerin, rezervasyonlarını iptal ettirdiklerini belirtmesi üzerine, şunları söyledi:
''İsrail'le ilişkilerimiz son dönemde hangi nedenlerden dolayı, nereden nereye geldiğini sizler de çok iyi biliyorsunuz. Dünya, 3-5 milyonluk İsrail'den ibaret değil. Dünyada 6 milyar insan var ve ben inanıyorum ki onların gelmeyişi ile bu bölgelerde olumsuz bir tablo turizm açısından olmayacaktır. Ama bizim kapılarımız herkese açıktır, herkes gelebilir. Bizim özellikle İsrail vatandaşıyla,İsrail halkıyla bir problemimiz söz konusu değildir. Buraya gelen herkes bizim misafirimizdir, biz ev sahibi olarak nasıl davranacağımızı bildiğimiz gibi, bundan sonra da aynı ev sahipliğini en güzel şekilde yaparız. Bizim İsrail'le sorunumuz yönetimle ilgilidir. İnsan haklarına, onuruna değer vermeyen, katledici bir anlayışla ülkesini yönetmeyi sürdürmeye çalışması bizim anlaşamadığımız noktadır.''
İsraillilerin ve İsrail hükümetinin bu yanlış gidişe ve yönetim anlayışına son vermesi gerektiğini ifade eden Bakan Çelik, ''Nasıl İsrailli bir vatandaş insan ise unutmayalım ki Filistin, Türk vatandaşı da diğer ülke vatandaşları da insandır. 'Benim insanımın canı kıymetlidir, başkasının canı önemsizdir' gibi yaklaşım, çağdaş dünyada ayıplanacak bir yaklaşımdır. Bu yönü ile İsrail'le ilgili bir sorun yaşıyoruz, yoksa İsrailli vatandaşlarla bizim millet olarak tarih boyunca bir sorunumuz olmamıştır. Bugün de söz konusu değildir, buyursun gelsinler.''
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti