AKP'li Bozkır: AB havayı da suyu da temizler

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Avrupa Birliği (AB) ile yeniden canlanan ilişkilerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bozkır, "Demokrasi ve insan hakları değil sadece, insanımız soluduğu havanın, içtiği suyun daha temiz olduğunu görüyor" dedi.

AKP'li Bozkır: AB havayı da suyu da temizler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.09.2018 - 07:52

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Avrupa Birliği (AB) ile yeniden canlanan ilişkilerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bozkır, "Demokrasi ve insan hakları değil sadece, insanımız soluduğu havanın, içtiği suyun daha temiz olduğunu görüyor" dedi.

<haber-dikey:1067878,1069333,1069883,1069884>

Hürriyet'ten İpek Özbey'in sorularını yanıtlayan Bozkır, "Bakın AB üyeliği, NATO, ya da başka bir teşkilat üyeliği gibi değildir. AB'ye üye olduğunuzda günlük yaşamınız etkilenir" dedi.

 "80’li yıllarda Türkiye’de 20 civarında sivil toplum kuruluşu vardı, bugün 108 bin. Sivil toplum, demokrasinin temel direğidir. AB sürecinde bunlar gelişti. AİHM kararları ve sözleşmesi bizim hukuk sistemimizde artık yer bulmuştur" görüşünü dile getiren Bozkır, şöyle devam etti:

 "Hakimler ve savcılar bunlara referanslar verirler. Son dönemde bir facia yaşadık, FETÖ hainlerinin yargıya, emniyete sızmalarıyla başka bir dünya oluştu. Hukuk sistemimiz bunlardan temizleniyor. Tekrar AİHM kararlarına atıfta bulunulmaya başlandı. İçeri sızmış hainler temizlendikten sonra yargı özgür kararlar vermeye başladı, daha da verecektir. İnsanlar bunu hissedecek. Demokrasi ve insan hakları değil sadece, insanımız soluduğu havanın, içtiği suyun daha temiz olduğunu görüyor. Gıda güvenliği, iş güvenliği gibi konularda AB müktesebatının yararlarının farkında."

 'TÜRKİYE AB ÜYESİ OLSAYDI, GAZETECİLER CEZAEVİNDE OLMAZDI'

 Bozkır, Özbey'in "Türkiye AB üyesi olsaydı; örneğin Osman Kavala ya da gazeteciler bugün cezaevinde miydi?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

 "Maalesef Türkiye, çok büyük bir olumsuz kampanyayla karşı karşıya. Yaşananlar aslında birkaç misli katlanarak paylaşılıyor. Türkiye'nin iletişim kapasiteleri hasım gruplarla baş edecek noktaya getirilemedi. Örneğin… ABD'de Ermeni lobisi, Yunan lobisi, İsrail lobisi var. Bir de FETÖ lobisi var. Bunlarla mücadelede Türkiye büyükelçilik, sivil toplum kuruluşları, işadamlarıyla gayret sarf ediyor. FETÖ'nün Amerika'daki imkânlarına bakın. Charter School dedikleri 200'e yakın okulu var. Şu ana kadar 200 bin mezun vermiş. Amerikan hükümeti bunlara her sene 750 milyon dolar yardım yapıyor.

 "Bir kişi ‘Türkiye, dünyanın en kötü ülkesidir' diye bir e-mail yazsa, anında 200 bin mezununa ulaştırabiliyor. Avrupa da böyle. Osman Kavala örneğini bilemiyorum, hukukun vereceği bir karar ama öyle hikâyeler üretiliyor ki, 'Türkiye'de hukuk yoktur, cezaevleri şöyledir' gibi bir imaj yaratılıyor. Bir taraftan baktığınızda o kadar büyük bir tehdit altında yaşadık ki… Sadece 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü değil. Suriye'de kantonlar oluşturuldu. Hemen akabinde Türkiye'de kantonlar oluşturulmak için operasyon yürütüldü. İllerimizi İlçelerimizi ele geçirmeye teşebbüs ettiler, barikatlar kuruldu, hendekler açıldı. Neredeyse eyalet bayrakları çekilecekti. Ne beklersiniz? Ben size sorayım: AB'ye üye olsak bunlar olur muydu?"


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler