Albay Öz, suçlamaları kabul etmedi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili olarak ''görevi ihmal ettikleri'' iddiasıyla haklarında açılan 2 dava birleştirilen 8 sanıktan dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, savunmasında, ''Suçlamayı kabul etmiyorum, belgelerin gerçeğe aykırı düzenlendiği doğru değildir'' dedi.

Albay Öz, suçlamaları kabul etmedi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.05.2009 - 13:13

Duruşmada Öz'ün kimlik bilgilerinin alınmasının ardından Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinin talimat evrakı, ekleri ve iddianame okundu.
Hakim Abdulgafur Avcı'nın yasal haklarını hatırlatarak, ''yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğunu'' bildirmesi üzerine söz alan Öz, ''Duruşmadan vareste tutulmayı talep ediyorum. Baro başkanlığından herhangi bir müdafi talebim yoktur. Susma hakkımı kullanmayacağım. Sorulan sorulara bizzat cevap vereceğim'' diyerek savunmasını yaptı.

Olayla ilgili daha önce tanık sıfatıyla Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesinde ifade verdiğini anımsatan Öz, o tarihte Trabzon Jandarma Komutanı olduğunu, şu anda Bursa'da görev yaptığını belirtti.

Öz, 16-17 Ocak 2007'de denetim yapmak üzere Trabzon'a gelen dönemin jandarma bölge komutanıyla birlikleri denetlediğini, 20 Ocakta da Gümüşhane-Trabzon il sınırlarındaki Zigana Dağları'na gittiklerini söyledi.

Geceyi Zigana'da geçirdiklerini, ertesi gün bölge komutanının Gümüşhane'ye gittiğini, kendisinin de Trabzon'a döndüğünü kaydeden Öz, şu bilgileri verdi:

''Biz Zigana'dayken emniyet müdürü aradı. Ogün Samast'ın babasının emniyete gelerek televizyondaki görüntülerden oğlunun Hrant Dink'i vuran kişi olduğunu söylediğini söyledi. Bu arada bana bağlı istihbarat birimindeki arkadaşlar da beni aradılar, Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili bir kısım bilgiler olduğunu, ne yapmamız gerektiğini sordular. Ben de onlara 'Bakın, değerlendirin, çekin ve emniyete de bildirin' diye talimat verdim. İl merkez bölük komutanını da emniyet ile birlikte görevlendirdim. İstihbarat Şube Müdürümüz Yüzbaşı Metin Yıldız'dır, İl Merkez Bölük Komutanı da Mehmet veya Murat ismindeki kişidir. Şu anda tam olarak anımsayamadım. Samsun emniyeti ile jandarması şahsın yakalandığını bölge komutanına haber verdi. Beraber olmamız nedeniyle ben de öğrendim. Pazar veya pazartesi günü çekilen istihbarat bilgisini genel komutanlığa ve ilgili birimlere gönderilmek üzere imzaladım. Ancak daha önce bilgi gitmiştir. Ben daha sonra bizde kalan suretlerini imzaladım.''
 

Beraatini istedi

Davada yargılanan bir astsubay ve uzman çavuşun bilgileri toplantıdayken aktardıklarını ifade ettiklerine işaret eden Öz, jandarmanın iç işleyişinde bir bilgi, istihbarat alındığında, istihbaratı alan, bu işin kursunu, eğitimini almış kişinin onu değerlendirdiğini ve şube müdürüne ilettiğini, şube müdürünün de konuyu değerlendirmesinin ardından gerekirse araştırma yapıldığını, personel atandığını ve ilgili göreve giden kişinin de bölge bir bilgiyi aldığı zaman bunun kayda girmesi gerektiğini söyledi.

Jandarma komutanı olarak kendisine aylık gidilen görevlerle ilgili bilgi verildiğini, kendisinin de harcırahların ödenmesi için gerekli yazıları yazdığını ifade eden Öz, şöyle devam etti:

''Alınan istihbaratlar gelir, haber kayıt formuna kaydı yapılır, komutana arz edilir. Komutanın emriyle ilgili birimlere bildirilir. Toplantıda gündeme getirdiklerini söylüyorlar. Ancak ben böyle bir şeyin gündeme geldiğini hatırlamıyorum. Toplantıda böyle bir husus gündeme getirilirse kayda alınması gerekir, en azından kendi kayıtlarında olması gerekir. Suçlamayı kabul etmiyorum, belgelerin gerçeğe aykırı düzenlendiği doğru değildir. Böyle bir husus gerçekleşmemiştir. Beraatimi talep ediyorum.''
 

''Görmediğim belgeyi nasıl imzalayayım?"

Müdahil avukatlarının soruları üzerine 09.00-09.30 saatlerinde intikal eden olaylarla ilgili 50 kadar görüşme yaptığını, bunları bölge komutanına günlük vukuat olarak arz ettiğini kaydeden Öz, konunun toplantıda gündeme geldiği yönündeki iddiaları kabul etmediğini yineledi.

Öz, şunları söyledi: ''Gündeme gelmişse ilgili personelin görev sonuç raporuna yazmış olması gerekir. 'Bunu bunu duydum' diye yazması gerekir. O zaman ben de 'söyledim' diyeyim. Bu belgeyi hazırlama mükellefiyeti personele aittir. Görmediğim belgeyi nasıl imzalayayım? Her gidilen görevin sonuç raporlarını kontrol etmem. Bunları bölge jandarma komutanı yapar. İlgili kişi bir kişinin öldürüleceği konusunda bilgi alırsa rapor eder. Hrant Dink öldürülmeden önce ismini duymamıştım.''

Avukatın ''Bir gazetecinin öldürüleceğinin istihbaratının önemli olup olmadığı'' konusundaki sorusuna cevap vermeyeceğini bildiren Öz, ''Bir maçta insanlar kızıyor ve birçok şey söylüyor. Duymadığım, hatırlamadığım bir olayı yorumlatmaya çalışıyorsunuz'' dedi.

Öz, ''Trabzon emniyetinden Dink'in öldürüleceği konusunda kendilerine ulaşan bilgi olup olmadığı'' yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:

''Trabzon emniyetinden Hrant Dink'in öldürüleceği konusunda bize bildirilmiş bir bilgi yoktur. O bilginin bize emniyetçe aktarılıp aktarılmayacağı konusunda emniyet müdürlüğüne sorun, bizim istihbaratta dağıtılacak yerler bellidir, orada bu husus açıktır. Jandarma komutanı olarak Yasin Hayal'in faaliyetlerinden haberim yoktur. Yasin Hayal'i olaydan önce tanımam, duymadım. Olaydan sonra medyadan bu kişiyi tanıdım. Bizzat görüşmüşlüğüm yoktur ama jandarma komutanıyım. Topluluk dışında her zaman bulunabilirim, bir ortamda bilmeden, istemeden bulunmuş olabilirim. İsteyerek bulunmuş değilim, tanımam.''

Ali Öz'ün müdahil avukatlarının bazı sorularını yanıtlamadığı, bazılarına da kısa cümlelerle yanıt verdiği, savunmasını ''Alay komutanının adli görevi yoktur'' cümlesiyle tamamladığı duruşmanın sonunda, Dink ailesinin avukatı Bahri Bayram Belen'e davayla ilgili iddia ve beyanları soruldu.
 

Müdahil avukat Belen'in sözleri

Belen de sanığın susma hakkı olmasına karşın sorulara cevap vereceğini bildirdiğini ancak kendisine yüklenen suçun niteliği, görevi ihmal veya kötüye kullanma olarak tasnif edilmesine rağmen elde edilen istihbaratın kendilerine ulaşımı, bundan sonra yapılacak işlemler, alay komutanı olarak bu konudaki inisiyatif ve yetkileri konusundaki sorulara ''Bu bir iç işleyiştir, buna yanıt veremem'' diyerek suçun temel unsurlarıyla ilgili soruları yanıtlamadığını savundu.

Sanığın bu davadaki diğer sanıklarının savunma ve beyanlarına dayanarak sordukları sorulara yanıt vermeyerek ''maddi vakanın ortaya çıkmasına engel olduğunu'' öne süren Belen, ''Sanık, gerek Hrant Dink'in öldürülmesi öncesi gerekse sonrası olaylara ilişkin ve Trabzon'un ikinci önemli güvenlik biriminin en yetkili kişisi olarak kayıtsız ve ilgisiz olduğunu gösteren cevaplar vermiştir'' dedi.

Mahkeme başkanı, duruşmanın sonunda, sanığın savunması alındığı için talimatın Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesine ''ikmalen iadesine'' karar verdi.

Dink ailesinin avukatı Belen, Bursa Adliye Sarayından çıkışta gazetecilerin soruları üzerine, Öz'ün hakkında açılan dava kapsamında görev yerinin Bursa olması nedeniyle talimatla sorgulandığını ancak sanığın ifadelerinin kendilerine inandırıcı gelmediğini söyledi.

Asıl davanın Trabzon'da görüldüğünü hatırlatan Belen, Ali Öz'ün savunmasının dosya halinde Trabzon'a gönderileceğini kaydetti.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon