Alevi dedeleri toplandı

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Genel Merkezi ile Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Merkezi tarafından düzenlenen ''2. Alevi Dede ve Babaları İstişare Toplantısı'', HBVAKV İstanbul Şubesi'nde yapıldı.

HBVAKV Genel Başkanı Ercan Geçmez, toplantıda yaptığı konuşmada, dünyanın neresinde olursa olsun, herhangi bir toplumun kendi din ve inançlarıyla ilgili ihtiyaçlarının yine kendileri tarafından karşılanması gerektiğine inandıklarını söyledi.

Din ve inanç gibi hassas konuların, her toplumun kendi iç işleri olduğunu ifade eden Geçmez, Alevi toplumu olarak iç işlerine karışılmasını istemediklerini belirtti.

''Sünniler imamlarıyla, Hristiyanlar papazlarıyla, Yahudiler hahamlarıyla kendi ihtiyaçlarını karşılasınlar ve sorunlarını çözsünler'' diyen Geçmez, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizi tarif etmeye gerek yoktur. Siyasi partilerin, hükümetlerin Aleviler'i tarif etmelerine şiddetle karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti'nin imza attığı uluslararası sözleşmelere uymak gibi bir sorumluluk vardır. Asimilasyona karşıyız. O yüzden kimse inançlarımızı tarif etmesin. Bugün Türkiye'de böylesine çok çeşitli kültürlerin tek kültürlülük haline getirilmesinin sebebi şeyhülislamlar ve siyasi aktörlerdir. Biz Türkiye'nin uluslararası alanda attığı sözleşmelere uymasını istiyoruz. Kutsalımız olan Muharrem ayının Aleviler'e işkence çektirilecek şekilde yaşatılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Bizi, Türkiye'deki diğer inançlara karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. İçimizden birileri de buna önderlik etmeye çalışıyor.''

AKD Genel Başkanı Tekin Özdil de Anayasa'nın 10. maddesinde ''Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir'' ifadesinin yer aldığını, ancak bu maddenin hiçbir zaman uygulanmadığını belirtti.

Son dönemlerde çıtayı yükselterek seslerini çıkarmaya çalıştıklarını ifade eden Özdil, bunun arkasında hak arama mücadelesinin yattığını belirterek, şunları kaydetti: ''Bu hakkı ararken, diğer insanlardan bir şeyler alınıp bize verilsin diye burada değiliz. Tam tersine eşitsizliğin ortadan kaldırılması, bizim gibi ötelenen, dışlanan kesimlerin de aynı statüye kavuşması için verdiğimiz bir mücadeledir bu. Bu ülkenin binbir çiçekli bahçesini, tek çiçeğe dönüştürülmek için devlet tarafından sürekli bir asimilasyon yapılmaktadır. Bu nedenle, bu ülkede bu toprakların gülü, kokusu olan değişik inançlar maalesef yaşamıyor. Bu ülkede Yezidiler, Süryaniler kalmadı, göçürtüldü. Bu nedenle Aleviler üzerindeki baskının ve asimilasyonun sona ermesi, bizim yapacağımız çalışmalara bağlı. Tarihteki en zor ve en tehlikeli dönemi yaşıyoruz.''