Allianoi, Yortanlı Barajı'na Kurban Edilemez

Allianoi, Yortanlı Barajı'na Kurban Edilemez
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.11.2009 - 07:02

Allianoi, bir insanlık mirasıdır. Bugüne değin açmış olduğumuz 12 ayrı dava sürmektedir. Hukuksal süreç devam ederken bir oldubittiyle Allianoi’nin sular altında bırakılması, yetkililer için büyük bir sorumluluk doğuracaktır. Bu yanlışa düşmeyeceklerini umut etmek istiyoruz.

Alime MİTAP Allianoi Girişim Grubu Dönem Sözcüsü

Geçen günlerde basında yer alan bir habere göre Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, bir konuşması sırasında şöyle demiş: “Diğer hususlara gelince efendim: Yortanlı için… Biliyorsunuz, Yortanlı’da tarihî bir Paşa Ilıcası kaplıcası var ama burada iki tane tarihî unsur vardı: Bir mozaikler, bir de ‘Peri Kızı’ adıyla bir heykel çıktı, bir de sütunlar var. Geri kalanın tarihî bir şeyi yok. Bunları biz aldık, tamamen Peri Kızı’nı Bergama Müzesi’ne teslim ettik. Sütunlar zaten yerinde kalıyor. Koruma Kurulu özellikle bu alanın tekrar kille kaplanması şeklinde bir karar verdi. Ona göre projeler yapılıyor. İnşallah bu onaylandıktan sonra biz hemen kille kaplayacağız ve neticede burada su tutacağız…”

Kabul etmek mümkün değil

Sayın Bakan’ın, mozaikler ve (Peri Kızı dediği) Nymphe dışındaki buluntular için, “Geri kalanın tarihî bir şeyi yok…” demesini hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değil. Öncelikle Sayın Eroğlu, kendisini arkeologların, uzman kişilerin yerine koymuş oluyor. Ayrıca, Allianoi antik kentinin sadece yüzde 20’sinin gün yüzüne çıkarılabilmiş olduğu gerçeğini bilmezlikten geliyor.

Sayın Bakan, henüz kazılmamış olan yüzde 80’lik bölümde ne kadar çok ve önemli tarihi eserin bulunabileceğini; başka hiçbir yerde rastlanmamış tıp aletlerinin çıkarılabileceğini nasıl görmezlikten gelebiliyor!.. Bu çok güçlü olasılıkları nasıl da yok sayabiliyor?!

Bu saptamayı yaptıktan sonra, konuya bir de farklı bir açıdan yaklaşalım. Kendisine, “Sayın Bakan! Yortanlı Barajı’nın su tutması için bu aceleniz nedendir?” diye sorsak; büyük bir olasılıkla, “Tarım alanlarının sulanması için istiyoruz barajı” der. Ve ardından, Yortanlı Barajı’nın yapımının gecikmesinden dolayı, (tarım alanları sulanamadığı için) yıllar içinde ne kadar çok zarar edildiğinin sayımını, dökümünü yapmaya başlar; ortaya büyük rakamlar koyar. Bu “zarar”ın sorumlusu olarak Allianoi savunucularını gösterir.

Oysa aslında durum çok farklı. Uzun yıllar DSİ Genel Müdürlüğü görevini yürütmüş olan Sayın Eroğlu’na bu görevi sırasındaki süreçle ilgili bazı anımsatmalarda bulunmak isteriz: Allianoi Girişim Grubu’nca  2005’te açılan ve “Tarihi Dava” olarak anılan ilk davanın konusu, “Allianoi’nin Yortanlı Barajı suları altında kalmasının önlenmesi için projede değişiklik yapılması ya da aks yerinin değiştirilmesi konusundaki (Girişim Grubu’nca yapılan) başvuruyu reddeden DSİ Genel Müdürlüğü ilgili Daire Başkanlığı’nın 12 Mayıs 2005 tarihli  Kararı’nın iptali”ydi.  İzmir 2. İdare Mahkemesi, tüm çabamıza karşın  davamızın reddine karar vermişti. Temyize götürdüğümüz bu mahkeme kararı hakkında Danıştay 6. Daire, 22.05.2009’da Bozma Kararı verdi. Danıştay 6. Daire’nin, bu  tarihi Bozma Kararı, Yortanlı Barajı’nın gövdesinin, aks yerinin yeniden tartışılmasının önünü açmıştır. Eğer DSİ bizimle inatlaşma içine girmemiş, başvuru dilekçelerimizi dikkate alarak Yortanlı Barajı’nın aks yerini o yıllarda (2005) tekrar gözden geçirmiş ve baraj aks yerini değiştirmiş olsaydı, Allianoi kurtarılmış olacaktı.

Baraj da çoktan su tutmuş ve bölgenin sulama gereksinimi için kullanılıyor olacaktı.

Bu nedenle, Bergama köylüsüyle, Allianoi antik kentini kurtarmak isteyen çevreleri karşı karşıya getirmeye çalışan yetkilileri kınıyor ve şunu söylemek istiyoruz: Esas olarak kendileri (DSİ), 2005’te yaptığımız başvurularımızı dikkate alıp, “Baraj aksı’yla ilgili yeni işlem tesis etmedikleri için”, vebal altındadırlar. “Daha büyük hacimli bir baraj” istemekten vazgeçselerdi, ihtiyacı karşılayacak boyutta bir baraj çoktan hizmet veriyor ve üstelik Allianoi antik kenti de kurtarılmış olacaktı.

Kamuoyu yanıltılıyor

Yetkililer, yöre halkını, köylüleri ve kamuoyunu yanıltmaktan vazgeçmelidir: Tarım alanlarının sulanamamasından doğan zararın esas sorumlusu DSİ’dir.

Kaldı ki, DSİ’nin ve ne yazık ki Kültür Bakanlığı’nın da, Yortanlı Barajı’nın bir an önce su tutması yolundaki çabaları, gerçekçi değildir. Çünkü baraj gövdesi tamamlanmış olsa da sulama kanaletleri henüz ortada yok. İhale bile edilmedi.

Uzmanlara göre kanaletlerin yapımı yıllarca sürecek. Bu nedenle, Yortanlı Barajı’nın su tutması konusunda son günlerde gerek Çevre ve Orman Bakanı’nın gerekse (ne yazık ki) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da aceleci bir tutum içine girmiş olmalarının altında yatan nedir, merak ediyoruz.

Danıştay’ın son kararı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, barajlardan değil tarihi ve kültürel eserlerden sorumlu Bakanlık olduğunu anımsatmak isteriz.

2001’de 1. Derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilmiş olan; dünyanın en eski ve en iyi korunmuş hidroterapi (suyla tedavi) merkezlerinden biri olan ve çeşitli uygarlıklarca korunarak bugünlere gelen 1800 yıllık Roma çağı ılıcasını, 50 yıllık ömrü olan bir baraja feda etmek, kabul edilebilecek bir şey değildir. Kaldı ki, Danıştay 6. Daire’nin son Bozma Kararı’yla, baraj gövdesinin yeri yeniden tartışmaya açılmıştır. Bu karar, Allianoi’nin baraj suları altında bırakılmaması gerektiğine işaret etmektedir.

Durum böyleyken, Sayın Bakan Eroğlu’nun, bu önemli hukuksal gelişmeyi görmezlikten gelip; kendisini kültürden sorumlu bakan yerine koymasını, “İnşallah bu (yapılan) projeler onaylandıktan sonra biz hemen kille kaplayacağız ve neticede burada su tutacağız” şeklinde bir açıklama yapmasını hayret ve üzüntüyle karşıladık.

İnsanlık mirası

Allianoi, bir insanlık mirasıdır. Bugüne değin açmış olduğumuz 12 ayrı dava sürmektedir. Hukuksal süreç devam ederken bir oldubittiyle Allianoi’nin sular altında bırakılması, yetkililer için büyük bir sorumluluk doğuracaktır. Bu yanlışa düşmeyeceklerini umut etmek istiyoruz.

Allianoi’nin yok edilmesi, bu çağda, bu coğrafyada yaşayan bizler için büyük bir utanç olacaktır. Böylesi bir tarih ve doğa cinayetine izin vermeyeceğiz. Gelecek kuşaklara, çocuklarımıza bunu hiçbir şekilde anlatamayız.

Kızılderililerin, “Biz bu dünyayı çocuklarımızdan ödünç aldık!” sözünü unutmamalıyız. Bir gün dünyanın herhangi bir yerinde, bir yabancının, “Siz, Allianoi’nin çamurlara gömülerek yok edildiği ülkedensiniz, değil mi!” şeklindeki ağır ve haklı suçlamasıyla karşılaşmak istemiyoruz.

Bu utancın ne bize ne de çocuklarımıza yaşatılmasına izin vermeyeceğiz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler